Herkes Tahir'e dönmüş dinlerken Tahir, Kemal'in manasız bakışları altında anlatmaya başladı:
"Ela Hanım'dan önce fabrikada çalışan bir tekstil mühendisimiz vardı. Hami bilir, ama olayın gerçek yüzünü ilk kez öğrenecek. İsmi Kadir'di. Bu, bizim işçilerden Merve'yi evlenme vaadiyle kandırmış, görüşmeye başlamışlar. Bir gün Kemal de işten çıkmış evine gitmiş. Bir de bakmış ki anahtarı yok. Sonradan aklına gelmiş tabii, anahtar odasındaki masanın çekmecesinde kalmış. Bu tekrar dönmüş fabrikaya. O zamanlar fabrikanın gece bekçiliğini yapan Orhan Abi, Kemal'i görünce bir telaşlanmış. Kem küm etmiş, Kemal'i fabrikaya sokmak istememiş."
Kemal, Tahir'in sözünü keserek müdahale etti.
"Ayıptır be, anlatma sonrasını!"
Tahir gülümseyerek devam etti:
"Neyse bu, öyle böyle derken fabrikaya bir girmiş, bir de ne görsün. Deponun kapısından altından dışarı doğru duman çıkıyor. Kemal bir koşu yangın tüpünü kaptığı gibi kapıya vurup kırmış. Kumaş topları tutuşmuş alev alev yanıyor."
Ela birden söze girdi.
"Hadi ya!"
Hami de oradan heyecanla sordu.
"E abi, sonra ne olmuş?"
Tahir gülümseyerek devam etti:
"Kemal bir de bakıyor ki alevlerin arkasında biri kız biri erkek çırılçıplak iki kişi, tabii bu seçemiyor başta kim olduklarını. Hemen tüpe sarıldığı gibi söndürüyor alevleri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Sabah
Romance"Sen hiç yandın mı bir aşka çırılçıplak? Ya da hiç soyundun mu sevmeye utanmaksızın? Belki de güneş göz değdi mutluluğumuza! Hayran olunası bir terk edişin vardı; kurşun mu döktürsem dersin! Cebimdeki sigaram kadar vefasızdın oysa: Öylesine arzulark...
