12

50 3 2
                                    


Fabrikaya yetiştiğinde onu ilk karşılayan, yine fabrikanın gündüz bekçisi Recep Efendi olmuştu. Her zamankinin aksine, bugün normalden yarım saat daha az geç kaldığı için, "Oo Kemal Bey, bugün erkencisiniz? Daha mesainizin başlamasına (!) yarım saat var," diyerek şaka yapmak istedi. Kemal ise bu söze kısa bir tebessümle karşılık vererek fabrikaya girdi. Tam odasına girecekti ki Eray Bey'in kapısının açıldığını fark etti. "Eyvah!" dedi içinden; şimdi Eray Bey onu görecek ve yine o sitemkâr bakışlara maruz kalacak sanıyordu. Fakat odadan çıkan Eray Bey değildi. Bu sahneyi dün akşam da yaşamıştı. Yine o kız! Kim bu ecnebi kılıklı güzel bayan? İkidir karşılaşıyor ve ikidir Kemal'e gülümsüyordu. Tesadüf müydü yoksa bilmediği şeyler mi vardı? Öğrenmenin en kısa yolu patronun yeğenine, Tahir'e sormaktı. Hemen odaya girdi. Tahir yine, Kemal yokken acilen halledilmesi gereken dosyalarla ilgileniyordu. 

Kemal, "Yahu Tahir, sen çok çalışıyorsun valla! Seni emekliye ayırmak gerek," dedi tebessüm ederek.

 Tahir, Kemal'i karşısında görünce şaşırmış gibi görünerek, "Kemal? Bu ne sürpriz? Seni bu saatte görmeye alışık değiliz paşam, dengemizi bozuyorsun ama!" dedi. 

Kemal ise hiç cevap vermeden konuya girmek istedi: 

"Birader onu bırak da, hayırdır? Senin peder yarısı, atmışından sonra çapkınlığa mı başladı? Odasından kızlar eksik olmuyor?"

"Bayan ROSE'u mu diyorsun?" 

"O kim be?" 

"Hani şu sarışın olan? Ondan mı bahsediyorsun?" 

"Yahu arkadaş, bunlar amca yeğen çapkın çıktı. Türk'ü yetmiyormuş gibi elin ecnebisi kaldı başımıza. Bak nasıl da biliyor kırdığı cevizleri!"

Kızıl SabahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin