sesleri insana karmaşık duygular aşılıyor, bir de bu duruma soğuk esen rüzgâr eklenince atmosfer bozuluyordu. Güneşin ışığı, yeryüzüne inmekten korkarcasına kara bulutların ardına gizleniyor, sanki Kemal'den çekiniyordu.
Kemal buraya genelde geceleri gelir, özellikle geç saatleri tercih eder, insan icadı seslerden arınmış nehrin sesini dinleyerek huzur bulduğuna kanaat getirirdi.
Yağmurlu kış aylarında suyu taşma seviyesine ulaşan bu nehir, medeniyetlerin buluştuğu Antakya'yı özel kılan nadir ayrıcalıklardan biriydi. Yuhanna ve Pavlos'un zamanında İsa Peygamber tarafından buraya elçi olarak gönderilmesi, Habib Neccar'ın bu kutlu dava uğruna canından vazgeçmesi, kabirlerinin bulunduğu Habib Neccar Camii, dünyanın ilk kilisesi olan ve aynı zamanda bin dokuz yüz atmış üçte Vatikan tarafından her yıl yirmi dokuz Haziran günü Hristiyanların hac merkezi olarak kabul edilen St. Pierre Kilisesi'nin burada bulunması, üç dinin kardeşçe yaşanması, Ali Amca'nın Cuma'ya giderken dükkânının anahtarını Lara Teyze'ye emanet etmesi, künefesi, tuzluyoğurdu, humusu*, narenciyesi, zeytini, yağı, el yapımı şarabı, boğma rakısı ve daha saymakla bitmeyecek nice özelliklere kucak açmış bu kutsal şehirde doğup büyümüştü.
Her şeyi çok net hatırlıyordu; komşunun bahçesinden çalınan portakalları, maç yaparken kırılan camları, sinemaya gidebilmek için bahsine oynanan misketleri, yılbaşında fitiline ateşi verdikleri patlayıcıları, arkadaşlarıyla buluşabilmek için annesine kütüphaneye gitme diye uydurulan yalanları... Hepsini hatırlıyordu. Fakat hatırlayamadığı bir dönem vardı hayatında. Sanki ömür defterinden silinmiş bir dönem; babasının sağ olduğu dönem. O yılları hatırla-
-----------------------------------------------------------
* Genelde içki masalarında rakıyla beraber meze olarak sunulan, aslen yurdu Halep olan, Hatay yöresine ait bir kahvaltılık türü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Sabah
Storie d'amore"Sen hiç yandın mı bir aşka çırılçıplak? Ya da hiç soyundun mu sevmeye utanmaksızın? Belki de güneş göz değdi mutluluğumuza! Hayran olunası bir terk edişin vardı; kurşun mu döktürsem dersin! Cebimdeki sigaram kadar vefasızdın oysa: Öylesine arzulark...
