169

12 0 1
                                    

sonunda hatasını anlayıp özür dileyecektir. Hem senin, kardeşi olduğunu duyduğunda buna engel olduğum için bana teşekkür bile edecektir."

"Doğru diyorsun belki ama yüzüğü fabrikada, kendi aramızda sade bir törenle takalım dedik, ona bile gelmedi."

"Merak etme, çok yakında hatasını anlayacaktır o. Hadi sen de git artık, ben bakarım başımın çaresine, benim yüzümden işini aksatma."

Tam bu sırada bu kez Ela'nın telefonu çalıyor, Kemal, "İşte bu yüzden sevmiyorum şu teknolojiyi!" diye söylenirken Ela gülümseyerek telefona cevap veriyor:

"Buyurun Eray Bey? Ben de zaten yola çıkmak üzereydim. Tabii ki hemen geliyorum."

Ela telefonu kapatınca Kemal merak edip soruyor:

"Ne istiyor amcan?"

Ela da tebessümle Kemal'in yanağından sıkıp cevap veriyor:

"Sen hastalanınca ne aksi şey oluyorsun öyle! Bilmiyorum canım, çağırdı, gidip öğreneyim bakalım."

Sonra da eğilip Kemal'in dudağından öpüyor ve ekliyor: "Akşam yine gelirim merak etme."

"Öpme beni, bak sen de hastalanacaksın sonra!"

Ela, Kemal'in bu sözüne gülümseyerek cevap veriyor:

"Hastalığın her türlüsü senden gelsin yeter ki."

Ela gittikten sonra Tahir'i düşünüyor, ne yapacağına hükmetmek istiyordu. Fakat bir türlü aklına çıkar yol gelmiyor, kafayı yiyecek gibi oluyordu. Uzun bir süre bu şekilde düşünüp durdu. Bir ara tekrar telefonu çaldı. Sinirle telefonu eline aldı. Arayan Ela'ydı.

"Canım hazırlan tatile gidiyoruz" diyordu.

Kemal şaşırmıştı:

"Ne tatili, hayırdır?"

"Amcam bizi balayına yoluyor."

"Tüm masrafları da o mu karşılayacakmış?"

"Haftaya Perşembe günü İzmir'de iki gün sürecek bir konferans olacakmış. Dünya isimleri orada bulunacaklarmış. Eray Bey de şirketi temsilen benim gitmemi istedi, ben de rica ettim beraber gitmemizi kabul etti. Çarşamba günü yola çıkıyoruz, Cuma günü geri dönüyoruz."

Kemal gülümsüyordu:

"Bak bu iyi haber. Desene neredeyse tüm hafta izinliyim."

Ela telefonun diğer ucundan katıla katıla gülüyor, "Evet öyle de diyebiliriz," diyordu.

Her şey yolunda gidiyor gibiydi. Aslında bu kötü bir şey miydi ne? Kemal için her şeyin yolunda gitmesi, çok yakında felaketlerin üst üste geleceğinin habercisi olmuştu her daim. Aslında bunu düşünmedi değil de. Daha yirmi gün önce iki bin iki yılının gelmesinden korkuyordu. Sayı dizisi onu endişelendiriyordu. Hâlbuki şimdi, tahmin bile edemeyeceği güzellikte biriyle beraberdi. Ve on bir yıl sonra yeniden her şey yolunda gidiyordu.

Günler peşi sıra geçiveriyordu. Salı günü neler yapılacağı planlanmış, uçak ve otel rezervasyonları yapılmış ve çarşamba günü yola koyulmuşlardı. Adana Havalimanı'nda 

Kızıl SabahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin