77

12 1 0
                                    

zaman, aşk ile ölüm arasında kaldığınız zaman ve aşkın varlığına tüm benliğinizle teslim olmak zorunda kaldığınız zaman aşkın gerçekten de var olduğunu göreceksiniz. 

Ve şimdi, bu yazım her kime ulaşmışsa, okuyan herkese söylüyorum, küçük ya da büyük, genç veya yaşlı herkese: Hayat denen şu film sahnesi o kadar kısa ki, şu koca tiyatro sahnesinde elinizden tutacak bir partneriniz olmadan asla başarı gösteremezsiniz. İşte bu yüzden sanki son nefesinizmiş gibi, son kez sarılır gibi sarılın sevdiğinize. Sevdiğiniz kişinin değerini onu kaybedince fark ederseniz eğer, aşk bir daha tarihi boyunca çalmaz kapınızı. Ve nasıl ki siz kutsalınıza dokunulmasını istemiyorsanız, siz de başkasının kutsalına zarar vermeyin. Siz; bir başkası yüzünden o gözlerden yaş akacağı zaman o yaşın akmasına sebep olan kişiyi öldürmeyi dahi düşünebilirken, sizin uğrunuza hem de tam karşınızda hıçkırıklar içinde ağlandığını görüp de ona dokunamamak nedir bilir misiniz? Ben çok iyi biliyorum. İnsanoğlu mutluluğu hep zirvelerde arar, ama bilmez ki bazen en engindekiler bile onu en zirvelere uçurabilecek kadar mutlu edebilir. 

Aşk dediğimiz şey; kimi zaman hormonların uyarılıp, kadınlık ve erkeklik hislerinin uyanmasıyla yapılan bir fiil ve kimi zaman ise sadece bir tebessümdür. Kimi zaman uğruna can almak, kimi zaman ise kahrından can vermektir. Aşk yoktur diyenlere sesleniyorum: Eğer aşk olmasaydı Mecnun çöllerde kahrolmaz, Ferhat dağları delmezdi. Eğer aşk olmasaydı Âdem yasak meyveyi yemez, cennetten atılmazdı. Eğer aşk olmasaydı şarkılar bestelenmez, romanlar, destanlar yazılmazdı. Şimdi kendinize bir iyilik yapın ve gidip sevdiğiniz kişiye son kez diyor gibi, ona onu nasıl sevdiğinizi söyleyin. Ve unutmayın, nasıl ki yaranız tekse yaranıza yaren de tek olsun. Zirvelerde aramaya gerek yok, sadece karşınızdakini görün yeter. Benim yazacaklarım bu kadar, umarım benim düştüğüm yanlışa düşmezsiniz. 

Kemal BOZBAY

Kızıl SabahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin