da bu yüzden sevmiyorum. Bazen yıl kapatma iki haftayı bile buluyor."
"Neyse ki yılın ilk iki haftası geç gelmiyorsun işe de bari ben rahat ediyorum."
"Bunu duyduğum iyi oldu, demek sana rahatsızlık (!) veriyorum öyle mi?"
Tahir oradan sabırsızlanırcasına;
"Onu bunu bırak da hani künefe, ben bir şey göremiyorum?" dedi.
Kemal saatine bakıp cevap verdi:
"Daha beş dakikası var."
Tahir gülümseyerek karşılık verdi:
"Yerim beş dakikasını, künefe bu, fabrika değil ki geç kalasın."
"Tamam tamam getiriyorum şimdi."
Künefeyi dilimleyip geri kalan şireyi de üzerine gezdirdikten sonra tabaklara aldı, üzerine antepfıstığı ekleyip servis etti.
Künefeler afiyetle yendikten sonra Tahir müsaade istedi. Kemal onu uğurlarken, "İşte yine başlıyor nezaret!" diye söylendi. Tahir merak etti:
"Ne nezareti?"
Kemal iç çekerek cevap verdi:
"Yalnızlık nezareti!"
Tahir kendini mahcup hissederek elini Kemal'in omzuna attı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Sabah
Romance"Sen hiç yandın mı bir aşka çırılçıplak? Ya da hiç soyundun mu sevmeye utanmaksızın? Belki de güneş göz değdi mutluluğumuza! Hayran olunası bir terk edişin vardı; kurşun mu döktürsem dersin! Cebimdeki sigaram kadar vefasızdın oysa: Öylesine arzulark...
