171

14 0 0
                                    



16





İki gündür bunu Ela'dan nasıl isteyeceğini düşünüp duruyordu. Ama bir şekilde bunu söylemek istiyordu. Sonuçta Ela'nın anlayışlı biri olduğunu defalarca tecrübe etmişti. En sonunda söylemeye karar verdi. Uygun bir zamanda konuya girdi:

"Diyorum ki, buradan Adana'ya değil de, Afyon'a geçsek?"

Ela bir an bu istekten rahatsız oldu:

"Neden Afyon'a geçelim ki?"

Kemal biraz da kendini mahcup hissederek devam etti:

"Aradan on bir yıl geçti ama eğer yaşıyorsa İhsan Amca'nın elini öpüp teşekkür etmek isterim."

Ela bir süre duraksadıktan sonra kabul etti:

"Peki, eski günleri hatırlayıp üzülmeyeceksen gidelim."

Dedikleri gibi de yaptılar; program biter bitmez yola çıkmak için hazırlıklarını yapıp uçak rezervasyonunu da iptal ettikten sonra Ela, Eray Bey'i arayıp bir bahane ileri sürerek dönmelerini geciktirmeyi sağladı. Otobüsle Afyon'a oradan da bir taksiyle Sandıklı'ya geçtiler. Kemal için gördüğü her şey gözlerinin önünde canlanan anılara dönüşse de çok şey değişmişti bu şehirde. Göze çarpan aşırı değişiklikler vardı. Ama yine de doksan bire benzemiyor değildi. Sandıklı'ya vardıklarında Kemal'in şoföre yol tarifi Ela'nın dikkatini çekmişti. Sanki bu şehri avucunun içi gibi biliyordu. Elbette bilecekti ama zerre dahi unutmamış gibiydi. Aynı yerde işte aynı kuaför! Üzerinde, "Hisar Mahallesi Muhtarlığı İhsan Özeğ" yazıyordu.

Garip bir heyecan vardı Kemal'de. İçeri girdiklerinde karşılarında orta yaşlarda bir adam buldular. Kemal adama elini uzatarak selam verdi:

"Kolay gelsin hemşerim, İhsan Amca yok mu?"

"Buralardadır, birazdan gelir. Buyurun oturun. Çay içer misiniz?"

Kemal, Ela'ya onay ister bir edayla bakarak cevap veriyordu:

"Zahmet olmazsa birer bardak içeriz."

Çaylarını içerlerken Kemal, adamın sürekli kendisine baktığını fark etti. Birkaç defa daha göz göze geldiklerinde adam artık ayıp olmasın diye nedenini açıklamak istedi:

"Sizi bir yerden tanıyor gibiyim ama hatırlayamadım?"

Kemal gülümseyerek cevap verdi:

"Bir zamanlar şu iki sokak aşağısında oturdum. O zamanlar görmüş olabilirsiniz diyeceğim ama o da çok oldu, hatırlayacağınızı sanmam."

Sonra da şaşkınlığını dile getirerek sordu:

"İhsan Amca hâlâ muhtarmış, ne güzel. Doksanlarda da muhtardı. Her dönem ara vermeden devam etti değil mi?"

Kızıl SabahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin