153

16 1 0
                                    

aynı yöntemle karar verdim gideceğimiz yere, gözüme ilk çarpan dolmuşa atlayıp gittik; Sandıklı'ya gittik. Ne yaptığımızı biliyor muyduk bilmiyorum? Böylece bir yere gitmenin ne sonuç doğuracağını bilmeden gitmek... Sandıklı'ya vardık rastgele yollardan sokaklardan geçerek epeyce bir yürüdük. Kimseyi tanımadığımız için kimseye de güvenemiyorduk. En sonunda bir berber salonunun üzerinde 'Hisar Mahallesi Muhtarlığı' yazısını gördük. Hemen içeri geçip oradaki amcaya derdimi anlattım. Yanılmıyorsam ismi İhsan'dı. Umduğumdan da anlayışlı çıktı İhsan Amca... 'Benim bir evim var boşta, isterseniz orayı size vereyim, kirayı hiç dert etme, elin bir iş tuttuğunda ödemeye başlarsın,' dedi. Ellerinden öpüp ağladım oracıkta. Böyle insanların hâlâ var oluşu beni duygulandırmıştı o an. Gittik evine, yerleştik. Sağ olsun eşya konusunda da çok yardımı dokundu. İlk işimiz anneme hâlimizi anlatan bir mektup yazmak oldu. Yazmasak merak edecekti kadıncağız. Okuma yazması yoktu belki ama nasılsa okutacak birini bulurdu diye düşündük. Ben de iş arayışına girdim hemen ertesi günü... Sanayide bir iş buldum sonunda ve çalışmaya başladım. Her şey çok güzel gidiyordu, en azından o ana kadar. Yaz gelmişti. Ayşe'nin karnı iyice büyümüştü, tabiri yerindeyse artık karnı burnunda geziyordu. Bir gece iş dönüşü karşıma oturdu; 'Olmuyor böyle! Az buçuk maaşla çalışıyorsun,' dedi. 'Git okula, kaydın silinmeden dondur kaydını, en azından başımız rahatı bulduğunda okulunu bitirirsin,' dedi. Kurban bayramı da yaklaşıyordu 'Bayramdan sonra giderim,' dediysem de ikna edemedim onu... 'Kurban gelmeden gidip gelirsin,' dedi. 'Peki,' dedim, ertesi günü ustadan izin alıp yola çıkmaya hazırlandım. Hiç unutmam, haziranın yirmisi Perşembe günüydü. Kurban Bayramı ise yirmi üçü Pazar günüydü. 'Nasılsa Perşembe günü otobüse bineceğim, Cuma sabahı orada olur, aynı gün işimi bitirip 

Kızıl SabahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin