Kontrol etme imkanım olamadı, bu sebeple mutlaka hatalar vardır affola, keyifli okumalar=) Bir sonraki bölüm biraz kanlı olacak demedi demeyin=((
&&&&&
Elif CEVAHİR
Hasan ile dizlerimize kadar bacaklarımızı havuza sokmuş çocukluk anılarımızdan bahsederken kahkahalarımız tüm evde yankılanıyordu. Sürekli benim küçükken yaptığım rezillikleri anlatıp, beni utandırmak için elinden geleni yapıyordu. O geldiğinden beri bir hafta olmuştu ve bir haftadır yüzüm daha fazla gülüyordu. İki gün sonra anne babam gelince Hasan gidecekti ama o gidene kadar mutlu günleri anımsamak ikimize de iyi gelmişti. Yiğit bu duruma sinirliydi farkındayım ama bana hiç olumsuz bir şey söylemedi. İçinden Hasan'a itina ile sövdüğünü adım gibi bilsem de ses etmedim.
"Mahallenin çocukları ile yaptığımız futbol maçına seni almadık diye hepimizi taşlamıştın hatırlıyor musun?" Hasan yine yüz kızartıcı bir anıya değinirken kahkahalarını serbest bıraktı.
"Hahhaa ne kadar da komik! Ya siz de cinsiyet ayrımı yapmasaydınız arkadaş, neymiş kızlar futbol oynamazmış!"
"Oyuna aldık da ne yaptın ayağına top gelince bacağım ağrıdı deyip ağlamaya başlamadın mı? Bana da sana top atan Ali'yi bir güzel dövmek düştü. Ne çok hemcinsimi dövdüm senin yüzünden haberin var mı senin?"
"Bak bak bir eşkıyalığına sebep arama arkadaş!"
"Ne alakası var kızım, seni korumakta suç!"
"Senden yardım isteyen mi vardı be! Kendine görev bilip, her yüzümü düşüreni dövüyordun. Senin yüzünden lisede kimse bana yaklaşamadı."
"Keşke Eskişehir'de Havacılık okuyacağıma ben de senin ile Ankara'da kalsa idim. Belki bu kadar denyo adamı etrafında toplamazdın."
"Ne alakası var be! Hem çok ağladım sana yanıma gel diye üniversitedeyken hatırlatırım. Sen inatla ayaklarının üzerinde dur deyip onunla bununla yatıp kalkmak için beni başından savdın!"
"Ahh Eskişehir yıllarım, ah!"
"Sapık seni, senin sapıklıklarını dinlemek istemiyorum şimdi"
"Daha hiçbir şey anlatmadım bebeğim, evet çok güzel kadınlar sevdim, bana çok güzel şeyler öğreten kadınlar oldu hayatımda, ama benden her zaman onlara veremeyeceğim başkasında çoktan verdiğim bir şeyi istediler."
"Neymiş o yahu?"
"Sevgimi..."
"Uf yine mi Hasan, romantizme girme vallahi neredeyse doğuracağım hiç kaldıramam. Hem Yiğit nerede kaldı ya, özledim."
Kaçarcasına yanından kalkıp onu arkamda bırakıp hızlı adımlarla içeriye yürüdüm. Telefonumdan Yiğit'i aramak için salona girdiğim sırada dış kapının açılması ile oraya yöneldim. İçeriye giren yorgun Yiğit'i görmem ile ona doğru yürüyerek hoş geldin diyerek boynuna sarıldım.
"Hoş bulduk hayatım nasılsınız?"
"İyiyiz hayatım, Hasan ile geçmişe dalmıştık. Ben de seni aramak için içeri girmiştim. Çok yorgun görünüyorsun, iyi misin?"
"Yorucu bir gündü. Biraz yüzeyim de yemek yiyelim olur mu çok açım."
"Tamam hayatım, Ayşe Hanım'a söyleyeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜCENİK
General FictionBen cenaze töreni boyunca mezara bakıp belirsiz düşüncelerimde boğulurken, pek sevgili kayın validemin nasırlaşmış elleri ile boğazıma yapışıp acısını hafifletme isteği ile sıraladığı suçlamaları hissizce dinledim. "Hep senin yüzünden, oğlum senin...