100.000 Kişi olmuşuz onun şerefine diyeyim =) Arkadaş yorum yapmanızı sağlamak için sizi kışkırtmak mı lazımdı yani=) Zorlamayın beni çok pis kışkırtırırım sizi ona göre=) Hoş bundan sonra olacaklar da pek iyi gitmeyecek ya neyse=)) Ne yazar ip ucu mu vermiş=) Şaka bir tarafa hikaye ile bütünleşmeniz beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam iyi ki bırakmamışım diyorum yazmayı, iyi geliyorsunuz bana umarım size de ben iyi geliyorumdur. Zira iyi şeylere fazlası ile ihtiyacımız var=)
Bu arada bir şeyin vurgusunu yapmam lazım arkadaşlar. Çünkü bu konuda yanlış anlaşılmak istemem. Bu bir kadın hikayesi ki yazmaya devam edebilirsem her hikayem de öyle olacak. Güzel seven adamlar olacak ama bir kadın hikayesi olacak, bunu sakın aklınızdan çıkarmayın olur mu? Her yıkımda ayağa kalkacak kadınlarım olacak benim. Aciz değiliz ve asla da olmayacağız. Her ne kadar toplumda çok güzel bir şekilde bize bu entegre edilme çalışsa da yok öyle bir şey demek için buradayım. Umarım beceriyorumdur?
Son bir şey çıkacağım aradan. Elif'e kızanlar var kızmakta da çok haklısınız ama bir düşünün adamın biri pat diye hayatınıza giriyor, ilk görüşte aşık olduğunu iddia ediyor, her şımarıklığına eyvallah diyor. Sizce de çok mükemmel değil mi? Bunları düşünerek kızın olur mu? Şüpheleri olması normal bence=) Hadi iyi okumalar, ne konuştum be=) Öperim çok=) Yorum, beğeni, eleştiri her şeye açım biline=)
Bu arada şarkıya bayılırım, tamam tamam kaçtım=)
&&&&&&&&
Elif CEVAHİR
Arabada seyahat boyunca ağzımdan tek kelime çıkmadı. Sanki beynim konuşma yetisini kaybetmişti, lal olan dilim, melekelerini kaybetmiş bir kafatasım var sadece geride. Ben bu kadar yanılmış olamam, ben bu kadar dirayetsiz olamam. Ben bu kadar yanlışı yaşayamam! Kahretsin, her şeyim mi yalan şimdi? Her şeyim mi sahte bir oyun?
"Canım geldik." Diyen Dilara'nın sesi beni kendime getiriyor.
Yavaş hareketlerle arabadan çıkıp eve yöneliyorum. Eve girmem ile hala ses dinleme aygıtlarının arama işinin devam ettiğini, ilginç cihazların eve yerleştirildiğini görmem bir oluyor. Yiğit adamların başında bekleyip komutlarını verirken kafasını çevirip benimle göz göze gelmesi ile çatılan kaşlarından anlıyorum iyi görünmediğimi.
"Meleğim iyi misin?" diyerek hızla bana yöneliyor.
"Ben, ben iyiyim sadece yoruldum biraz, uyumak istiyorum."
"Canım seni evine teslim ettiğime göre ben gideyim artık olur mu?"diyen Dilara'ya çeviriyorum yüzümü.
"Tamam canım, haberleşiriz." Diyerek öpüştükten sonra evden çıkıyor Dilaram.
"Elifim iyi olduğuna emin misin?" diyen Yiğit, elini alnıma getirip koyuyor.
Kafamı sallayarak merdivenlere yöneliyorum.
"Yiğit ben yatıyorum, akşam yemeğine uyanırım."
"Tamam, meleğim gelmemi ister misin?"
"Hayır, sen işini yap. Görüşürüz akşam yemeğinde." Diyerek ruhsuz bir sesle odaya yöneliyorum.
İnsanın vücudundan enerjisi alınır mı? Alınırmış. Aldığı nefes yaşamasına yetmez, yükü yerçekimini ispatlarcasına omuzlarına yıkılır mı? Yıkılırmış.
Odaya girmem ile sırtımı kapıya yaslayıp zor tuttuğum gözyaşlarımı serbest bırakıyorum. Titreyen ellerimi ağzıma getirip, hıçkırıklarımın sesi duyulmasın diye ağzımı kapatıyorum. Kahretsin, sadece kolay bir hayat istedim. Sadece huzur istedim, katıksız güven istedim. Kahretsin beni! Allahım ben kafayı yemeden yalvarırım çöz şu durumu, Mustafa yalan söylüyor olsun, lütfen!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜCENİK
Художественная прозаBen cenaze töreni boyunca mezara bakıp belirsiz düşüncelerimde boğulurken, pek sevgili kayın validemin nasırlaşmış elleri ile boğazıma yapışıp acısını hafifletme isteği ile sıraladığı suçlamaları hissizce dinledim. "Hep senin yüzünden, oğlum senin...