Kırık Hava-Bölüm 39

8.5K 607 37
                                    


Elif CEVAHİR

Bu gün duruşmamız var, boşanma davamız. Ne kadar da acımasız bir kelime boşanma...

Türk Medeni Kanunu'nun yapma dediği her şeyi yapıp deneyimle sabitleme özelliğine sahibim; Nişanlanma, evlenme, boşanma...

Ayna da kendimi izliyorum şimdi, değişimimi, hamileliğimi, büyüyen göbeğimi...Dört aylık artık kızım, o bana yaklaştıkça, ben kendimden gittikçe uzaklaşıyorum. Yaklaşık bir ay oldu Yiğit'in eline mahkeme celbi ulaşalı, ne tepki gösterdi ne de sinirlendi. Bu benim bildiğim Yiğit değil ve bu durum beni tedirgin ediyor, beklenmedik şeyler beklenmedik sonuçlar doğuruyor. Kimseye haber vermedim duruşma gününü de boşanma davası açtığımı da bildirmedim. Onu kaybetme konusunda cesur değilim ve yıkılışımı kimsenin görmesini istemedim.

Defalarca avukat olarak bulunduğum duruşma salonun da asilim artık, davanın tarafıyım. Ne kadar da anlamlı geliyor şimdi boşadığım insanların üzüntüleri, ağlamaları...Oysa ki evliliği biten insanların göz yaşı dökerken ne kadar da abarttıklarını düşünürdüm, hayat devam ediyor işte der geçerdim, geçmemek lazımmış, bir gün başıma gelir demek lazımmış...Diyemedim.

Diz hizasında olan bordo elbisemi giydim, saçlarımı açık bırakıp hafif bir allık ile makyajımı tamamladım. Hamilelikten dolayı şişen göğüslerim elbisenin yakasından kendini hayli belli ediyor ancak yakıştı da farkındayım. Biraz huzursuz ediyor dikkat çekiciliğim ama sonra sahip olduğum düşünceden dolayı kendime kızıyorum. 'İnsanların ne düşündüğü önemli değil Elif, sen kendine zaten yakışmayan davranışı yapmaz yakışmayanı üzerine giymezsin' diyerek kendime cesaret konuşmasını da yapıp kapıdan çıkıyorum.

O yoldan nasıl adliyeye geldim, nasıl arabayı otoparka park ettim duruşmanın olacağı salona geldim hatırlamıyorum bile. Bir çift sinirli lacivert gözü görmem ile ana dönüyorum.

Cem ile birlikte gelmiş Yiğit, kapının ağzın da duruyorlar. Cem, Yiğit'in yanından ayrılarak bana doğru gelirken ayağa kalkıyorum.

"Hop hop kızım kalkma sen hamile kadınsın öyle anlık hareketler yapmasana."

"Hala alışamadım galiba hamileliğe ya" diyerek gülümsüyorum.

Bana gülümseyerek bakan Cem, "Gel buraya cadı, gel. Doyasıya sarılayım sana bir." demesi ile kollarımı boynuna doluyorum. Herkesten her şeyden destek alacak durumdayım ve bunu anlamış gibi sıkıca sarılıyor Cem bana.

"Ah dik kafalılar ah, pire için yorganı yakıyorsunuz."

"Cem hiç açma o konuları lütfen, hala sinirliyim. O Mustafa'yı elime geçirsem deşeceğim zaten ya neyse."

"Biz de arıyoruz o pezevengi de kayıp, hiç bir yer de yok."

"Yiğit nasıl?" diyerek asıl merak ettiğim konuya bodoslama dalıyorum.

"Bok gibi, ben arkadaşımı hiç böyle görmemiştim, hiç bir şey konuşmuyor, bahsin geçince kapatıyor, sürekli içiyor."

"Ya, ben..."

"Sen ne Elif, hiç dinlemeyi düşünmeden bu aranızda ki bulunmaz duyguyu tek hareketin ile bitiriyorsun. Gururun bokunu çıkarıyorsunuz. Aman neyse dert etme sana erkek, Yiğit'e de kız bol, bulursunuz birilerini."

"Ne demek ya o, ne demek, hayatın da birimi var Yiğit'in. Cem pis pis sırıtıp durma soruma cevap ver!"

"Salaksın Elif, şimdi olmasa bir ay sonra bir yıl sonra elbet olacak. Ne yapacak ölene kadar senin diyetine mi girecekti Yiğit, haa haa tabi oldu."

GÜCENİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin