Neredeyim ben? Ne oldu bana? Ryuu gözlerini açtığında büyük bir yanardağın önünde durduğunu fark etti. Nasıl geldim ben buraya? Ryuu şaşkın bir şekilde etrafına bakarken güçlü bir ses duyuldu.
'' İnsan bizden ne istiyorsun? '' Ryuu' nun bakışları yanardağın yanında uçmakta olan 4 kişiye döndü. '' S-siz Ateşsel Su alevlerinin bilincisiniz değil mi? '' Ryuu heyecanla konuştu. Böyle bir şeyin olmasını beklemiyordu. '' Evet. Biz çok eski zamanlardan mistik bir kaynak canavarı tarafından oluşturulmuş Ateşsel Su Alevleriyiz. Peki insan bize ne istediğini söyle. Daha fazla rahatsız edilmek istemiyoruz. '' Ryuu kararlı bir duruş sergiledi. '' Sizden gücünüzü kullanmama izin vermenizi istiyorum. '' Güçlü bir kahkaha duyuldu. '' Gerçekten sana yardım edeceğimizi mi sandın insan! Biz sadece güçlüye yardım ederiz. Senin gibi zayıflar yaşamayı bile hak etmiyor. Doğal Kaynak Alemine girmeden gözümüze gözükme! ''
Ryuu' nun tüm bedeni kaskatı kesildi. '' Yaşamaya hakkım mı yok? '' Sesi transa girmiş gibiydi. Gözleri donmuş, hissiz bakıyordu. Anılar zihnine dolmaya başlamıştı. ' Senin gibi bir çöp neden yaşıyor ki? Gerçekten adalet diye bir şey bu dünya da yok! Hahaha' Ryuu yıllarca öz amcası ve çocukları tarafından alay edilmiş halini hatırladı. Kaç kez gizlice öldürülmeye çalışıldığını gayet iyi hatırlıyordu. Hatırlamak istemese de... Öfkesi benzine atılan alev gibi patladı. '' Siz kendinizi ne sanıyorsunuz da insanların yaşam hakkını sorguluyorsunuz?! '' Ryuu' nun etrafındaki hava ağrılaşırken kötücül bir aura ortaya çıktı. Sadece bir nefes alış zamanı içinde öfke bedenini ele geçirmişti. '' Dediğine dikkat et insan! '' Uçan Ateşsel Su alevleri arasında en kidemli görünen bağırmaya başladı. '' Biz mistik bir yaratığın alevleriyiz! Senin gibi aciz bir insan bizi sorgulayamaz! ''
Çılgın bir kahkaha sesi. Ryuu delicesine gülüyordu. Eski anılarını unutmak için çok uğraşmıştı. Yuo' nun olağanüstü çabası tüm kötü anıları yerlebir edip güzel anılar oluşturmuştu ama şuan anıları bir anka kuşu misali küllerinden doğuyordu. Tüm o alaylar, güçlü kahkahalar ve geçirdiği öfke nöbetleri... Gözünün önünden bir bir geçiyordu. Tüm benliği öfkesi altında ezildi. '' Bir mistik yaratığın alevleri ha? Peki o zaman sizin tüm gururunuzu ayaklar altına alacağım! Zorla gücümü üstünüzde kullanacağım! Karşı koymayı deneseniz iyi olur! '' Ryuu çıldırmış gibi kahkahalar atıyordu. Kontrolünü tamamen kaybetmişti. Bilinci bile uçup gitmiş gibiydi. Sadece kalbini dinliyordu düşünmeden saldırıya geçiyordu. '' İtaat et! '' Güçlü kükremesiyle birlikte binlerce kıvılcım patlayarak belirdi. Bunlar Ateşsel Su Alevini oluşturmak için kullandığı kıvılcımlardı. '' Bizim gücümüzü bize karşı mı kullanacaksın insan! '' Kidemli elini savurduğunda kavurucu bir ateş yılanı belirdi. Aynı şekilde Ryuu' da elini savurdu. Havada sertbestçe dolaşan tüm kıvılcımlar bir nefeslik zaman geçmeden tek bir noktaya toplandılar. Ryuu' nun etrafındaki devasa alan tamamen alevlerle kaplandı.
Ateşsel Su alevlerinin hepsi eski zamanlardan beri bilinç sahibiydi ama aralarında birisi daha yaşlıydı. Kendine Gnog Lie diyen kişi diğerlerinin aksine kibirliydi. Yardımsever olmak istemiyordu. Onun için tek bir kural vardı. ' Güçlü yaşar zayıf ölür! ' Diğer Ateşsel Su alevleri onun bu tabusunu kabul etmemekte ısrar ediyorlardı. Çoğu zaman kendi aralarında tartışsalar da GnogLie ' ye söz geçirememişlerdi. Gnog Lie' nin davranışlarını ateşleyen bir diğer şeyde her defasında böyle tabuları kabul eden kişiler Ateşsel Su alevlerini sahiplenmişti. Karşılarındaki genç adamın cesareti ve zayıfları koruma hissini hissettiklerinde kalplerinde ufak bir umut ışığını gördüklerini düşündüler. Tek istedikleri Gnog Lie' nintabusunu yıkabilecek biriydi...
Güçlü bir kükreme etrafta yayıldı. Gnog Lie alayla tek kolunu savurarak alevleri yönlendirdi. Ama alevler tepki vermeden büyümeye devam ettiler. Gnog Lie' nin kaşları çatılırken daha şiddetli bir şekilde alevlere emretti. Yine de alevler onu dinlememişti. Gnog Lie'nin kalbi endişeyle doldu. '' Hangi alev hükümdar Gnog' a karşı koymaya cüret eder? Yok olun! '' Kolunu uzatıp sertçe boşluğu sıktı. Güçlü bir dalga alevlere hücum etti. '' Yok ol. '' Ryuu' nun sesi fısıltı denebilecek kadar kısıktı lakin rahatça duyulmuştu. Alevlerin gücü artarak üzerlerindeki baskıyı yok etti. Sürekli güçlenen alevlerin yavaşça rengi değişmeye başlamıştı. Açıkça turuncu-kırmızı alevler maviye dönüyordu! '' İmkansız, imkansız! Mavi alevler Ateşsel Su alevlerinin gerçek formu! Ben bile kontrol edemiyorken o aciz insan nasıl? NASIL? '' Gnog Lie' nin endişeli çığlığı Ryuu' ya büyük bir zevk verdi. Yavaşça kontrolünü geri alıyordu. Alevlerin ona yardım ettiğini hissetmişti. Ona seslenmiş ve geri gelmesini sağlamışlardı. '' Bugün burada yok olacaksın! '' Ryuu öfkeyle kükredi. Alevler etrafını sarmaya başlamıştı. Bedenini savunan alevler sanki besinmiş gibi Ryuu tarafından yenmeye başladı! Ryuu çok hızlı bir şekilde alevleri tüketiyordu.! Tüm alevleri bir düzene saniye içinde yemişti. Dudakları hafifçe kıvrılırken eliyle ağzının kenarını sildi. '' Yemek için... TEŞEKKÜRLER! '' Ryuu' nun bedeninden mavi bir aura patladı. Gözlerinin akı dahil korkutucu yoğunlukta mavileşmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grondia
FantasyAdaletsizlik neden her yerde? Güçlü olan zayıfı ezerken ne yapılabilir ki? Sadece sevdiklerini korumak yeterli mi? Aklımda bu sorular dolaşıp duruyor. Bir karar veremiyorum. Güçlü olmam gerekli. Sevdiklerimi korumam gerekli ama bu yeter mi...