Gürültülü bağırış sesleri eşliğinde Ryuu metrelerce uçtu. Duvara çarparak durduğunda zorla bir ağız dolusu kanı tükürmemeyi başarmıştı. Çok küçük bir açık verdiği anda yakalanmıştı. Ağır bir yarası olmasa da sinirlerini hoplatmıştı. Gömüldüğü duvardan rahatça çıktı. Bedenini esnetirken bir yandanda homurdanıyordu. Sonunda Yuın' ın karşısına geldiğinde sinir bozucu gülümsemesini takındı. '' Bu kadar mısın yani? '' Canı acımıştı ama yaptığı dört aylık çalışmadan sonra pek etkilenmemişti. Yuın sinirle bir yumruk daha attı. Bu sefer Ryuu hazırdı. Yana kayarak rahatça sıyrıldı. Sırasında gelen tekmeden de eğilerek kaçtı. '' Sadece kaçmayı mı biliyorsun?! '' Yuın kontrolsüzce bağırarak saldırmaya devam etti. Öfkesi yüzünden hareketlerini tahmin etmek çocuğun elinden dondurmasını almak kadar kolaydı. Yuın nefes nefese kalana kadar yumruk, tekme, dirsek.. neyi varsa kullanmıştı. Yine de Ryuu' nun elbisesinin ucuna bile dokunamamıştı. Kaynak tekniği kullanmayı daha akıl edemediğinden Ryuu alay etmeye devam ediyordu. '' Senin kadar işe yaramaz birini görmedim ben ya. Natali' nin senin yerine neden bana gülümsediği belli oldu. '' Son dediğiyle Yuın yaralı bir aslana dönüşmüştü. Ne olacağını tamamen sallamıştı. Sadece Ryuu' yu öldürmek, en azından ölesiye dövmek istiyordu. Adımları hızlanırken kaynak tekniğini etkinleştirdi. Ayaklarının altından ateş çıkarken yumrukları da ateşle kaplanmıştı. Açıkça Ryuu' nun karşısında ateşle oynamaya cesaret ediyordu. Bu nasıl öldürüldüğünü bilmeden ölmek demekti.
Hızı ikiye katlanırken yumrukları da güçlenmişti. Beşinci yumruğunda Ryuu' nun temposunu yakalamıştı. Yumruğu çenesini sıyırıp geçti. Nefes bile almadan ikinci yumruğu yola çıkmıştı. Ve tam Ryuu' nun suratını hedeflemişti. Vuracağını anladığında aklında metrelerce uçtuğunu, kan kustuğunu canlandırmıştı bile. Kalbi keyifle atarken yumruğu hedefine vardı. Tam Ryuu' nun yanağına gelmişti. Herkes Ryuu' nun metrelerce uçmasını beklerken tüm hayalleri yıkıldı. Yumruğu boşluğa çarparken dengesini kaybetti. Kendi kendine yerde yuvarlanırken zorlukla toparladı. Ne yapacağını şaşırmıştı. '' N-n-e? '' Kekeleyerek konuştu. Hiç bir enerji dalgası hissetmemişti. Sanki bir seraba vurmaya çalışmış gibiydi. '' Gerçekten Natali' nin seni neden seçmediğini anladım. Şu haline bak. Senden altı seviye altında olan birine karşı boş boş etrafa yumruk atmaktan başka bir şey yapamıyorsun. Bu mu senin güç anlayışın? '' Yuın hem şaşırmıştı hem de korkmuştu. Açıkça az önceki harekette Ryuu' ya vurma şansının olmadığını hissetmişti. Böyle bir tekniğe sahip birisine kolayca karşı koyabileceğine inanmıyordu. '' Seni gerçekten öldürmek istiyorum! '' Yerinden fırlarken kör bir atağa geçti. Kendisine ne olacağını umursamıyor gibiydi. Artarda yumruklar savurmaya başladı. Ryuu kaaleye bile almamıştı onu. Hızlı hızlı sıyrılıyor arada alay etmeyi unutmuyordu.
Herkes bu garip sahneyi izlerken Toun ve İna geri dönebilmişti. Toun herkesin toplandığını görünce endişeyle koşmaya başladı. Ryuu' ya Yıan' ın saldırma ihtimalinden korkuyordu. Bir kaç kişiyi çektiğinde gördüğü manzarayla ağzı açık kaldı. Ryuu rahat hareketlerle Yuın ile oynuyordu. Buna dövüşmek denemezdi. Tek taraflı demek daha doğruydu. Yuın' ın daha da sinirlenmesi Ryuu' nun işine geliyordu. Dikkatini toplayamadığı anlarda Yuın' a yumruklar geçiriyordu. Basit yumrukları hasar vermekten çok Yuın' ı daha da öfkelendiriyordu. Ryuu endişeli olmasa da fazla uzattığının farkındaydı. Toun gelsin diye bekliyordu. Haklı olduğunu herkese kanıtlayacaktı. Kimse suçlama için gelememeliydi.
Bir yumruktan daha sıyrılıp Yuın' ın kulağına dirseğini geçirdi. Diğer darbelerinin aksine sert vurmuştu bu sefer. Yuın anlık dengesini kaybettiğinde Ryuu tereddüte düşmeden omuzlarından yakaladı. Gücünü kırıntılarına kadar kullanıp dizini karnına geçirdi. Net bir kırılma sesi yankılanırken ikisi de yere yıkılmıştı. Ryuu kendini toparlayıp geri çekilse de Yuın katledilen hayvanlar gibi bağırıyordu. Ryuu' nun dizini engellemeye çalışan iki kolu da garip açılarla kırılmıştı. Bir kaç parmağı ezilmişti. Ayrıca karnı da fazlaca ağrıyordu. Ryuu' nun dizide iyi durumda değildi. Herhangi bir kırığı olmasa da zedelendiğinden emindi. Normalden katlarca güçlü olan bedenine rağmen bu kadar canının acıması ne kadar güçlü vurduğunun kanıtıydı. Hemen yanına ulaşan Toun, İna, Natali ve Claudia' ya sırıtarak baktı. '' Kazandım gibi ha? '' Toun rahatlamış ifadesiyle derin bir nefes verdi. '' Korkuttun beni adamım! Yalnız mafettin resmen o nasıl bir vuruştu öyle! Kulağım patladı sandım bi an! '' Tuon heyecanla Ryuu' nun koluna girdi. İna Claudia ve Natali ne yapacaklarından emin olamamışlardı. Yardıma ihtiyacı olanın Yuın olduğu çok belliydi. Ama nedense yardım etmek istemiyorlardı. '' Hey neden orda bekliyorsunuz? Gelsenize! '' Ryuu tereddütte kalmalarını engelleyerek hepsini birden çağırmıştı. Karşı koymalarının işe yaramayacağını göstermek için kaşlarını kaldırdı. Komik ifadesi herkese kahkaha atırırken Yuın' ın çığlıklarını umursamadan alandan ayrıldılar...
Ryuu eve vardığında önce dizine baktı. Büyük bir morluktan başka bir şey yoktu. Rahatça nefesini alıp mutfağa ilerledi. Beraber yemek yapacaklardı. Toun beceriksizliğinden dolayı sadece ateş yakarım demişti. Claudia, Toun' a yemek yapacağının heyecanıyla tüm görevleri üstlenmeye çalışmıştı. Natali' de bir şeyler yapmak isteyince ortaya çıkan sonuç İna tarafından azarlanmaları olmuştu. En sonunda görev dağılımı yapılmıştı. Ryuu etleri hazırlamakla görevliydi. Claudia tatlı yapmayı seçmişti. Natali ailemin özel yemeğini yapacağım diye tutturmuş, gidip getirdiği yaprakların arasına yine getirdiği pirinçleri koyup sarıyordu. Hiç biri böyle bir yemek olduğunu duymasa da saygı gösterip bir şey dememişlerdi. İnada içecekleri ayarlıyacağını söyleyip ayrılmıştı.
Ryuu pişmiş bir kaç eti ağzına attı. Tadının güzel olduğundan emin olmak istiyordu. '' Toun buraya gel eti tat. Claudia' ya da götür. '' Ryuu Claudianın hislerini kolayca fark etmişti. Natali hatta İna bile bunu fark etmişti. Ama Toun kör gibi habersizdi. Böylelikle Ryuu ve Natali bu işi halletmek için gizlice plan kurmuşlardı. Bu gece en azından ikisini konuşturacaklardı. Rahat olmaları için İna' yı ikna edip içecek bir şeyler istemişlerdi. Ryuu bir gündür Toun' u tanısa da ona güveniyordu. Birbirlerinin hayat hikayelerini dinlemek aralarında bir bağın oluşmasını sağlamıştı.
'' Hey Natali! '' Ryuu fısıldayarak Nataliyi yanına çağırdı. '' Efendim Ryuu? '' Natali de fısıldayarak cevap verdi. Bir şeyle uğraşıyormuş gibi yaparak Ryuu' yu dinliyordu. '' Bu akşam Toun ve Claudia' nın işini halledelim dedikte Toun' un sarhoş halini görmek istemezsin. Gerçi beni de görmesen daha iyi olur ama bunu geçersek kesinlikle bir yudum bile içme. Eğer sende sarhoş olursen kim bizim saçma hareketler yapmamızı engelleyecek? '' Ryuu pişirdiği etleri tabaklara koyup sofraya götürmesi için Natali' ye uzattı. O gerçekten sarhoş olduktan sonra ne yapacağını bilmiyordu. Kendinde değilken çok saçmaladığını söylerdi Konsss. Derince iç çekti. Konsss' u merak ediyordu. Met' i de özlemişti. Yanında Toun olsa da hala kendini yalnız hissediyordu. Met' in bir an önce dönmesini içtenlikte istemekten başka şansı yoktu..
Sofra hazırlandığında İna da gelmişti. Elindekileri masaya bırakıp hemen oturdu. Ryuu' yla Natali içecekleri ve yemekleri servis ettikten sonra oturup hem yemeye hem de konuşmaya başladılar. Sık sık kahkahalar atılırken aşırı neşeli bir ortam hakimdi. İlk başta hafif bir içecek olan Lok'tan içmişlerdi. Lok Ryuu' nun yaşadığı taraflarda yaygın olan bir içkiydi. Hoş tadı ve az etkisi daha çok tercih edilmesini sağlıyordu. Hele de gençler için. Etleri ve Natali' nin yaptığı yemekler bittikten sonra sıra Claudia' nın tatlısına gelmişti. Claudia Toun' un yüzüne dikkatle bakarken yerinde durmakta zorluk çekiyordu. Toun için bir şey yaptığı ilk seferdi bu. Herkes tatlısından küçük bir kaşık alıp hoş tadın ağızlarında dağılmasını beklediler. Toun enfes lezzeti aldığı gibi saldırıya geçmişti. Ryuu' da ondan aşağı kalmayan bir hızla yiyordu. '' Enfes olmuş Claudia! Böyle yemek yapabildiğini bilseydim her gün seninle takılırdım! '' Toun gür kahkahasıyla Claudia' ya takıldı. Ryuu' da ona eşlik ederken Claudia' nın kızarmış yüzüne gülerek bakıyordu. Natali' de kahkaha atmadan edemedi. İna yemeğine odaklanmış ve diğerlerinden soyutlanmıştı. Nazik bir hanımefendi gibi yavaş yavaş yiyordu. Claudia' da yavaş yerken Ryuu ve Toun hayvan gibi saldırmışlardı. İkisi utanmasa da onları izleyen ve sadece atıştıran Natali yerlerine yeterince utanmıştı. Aylardır yemek görmemiş gibiydiler.
'' Natali senin yaptıklarında çok güzel olmuş. Umarım bize daha fazla böyle güzel yemekler yaparsın. '' Ryuu Natali' nin kulağına eğilerek fısıldadı. Hiç bir niyeti olmasa da Natali' nin yanakları kızarmıştı. Kalp atışları hızlanırken ne diyeceğini bilemeden kekeledi. '' T-t-teşek-teşekkür ederim. '' O yıllardır Yuın' ın onu sevdiğini biliyordu. Çocukluk arkadaşıydılar. Ama Yuın bir kez bile ona iltifat etmemişti. Sadece kendini öven ve ' bana ancak senin kadar güzel birisi yakışır' diyip duran budalanın tekiydi. Ryuu ise kısa sürede kalbinde yer edinmeyi başarmıştı. Hem de bunu bir günde halletmişti. Akıl almaz derece de başarılıydı.
Neşeli ortamı dağıtan kapı çalma sesiyle gülüşmeler durdu. Birisi kapıyı kırmak ister gibi yumrukluyordu. Ryuu ve Toun kaşlarını çatarken aynı anda ayağa kalktılar. '' Ryuu hazırda ol. Yuın olabilir. '' Ryuu kafasını sallayıp kapının yanına geçti. Kızlar yanında dururken Toun biraz sinirli şekilde açtı. '' Ne istiyorsu- '' Konuşmasını bitiremeden içeri dalan birisi İna dahil hepsini duvara uçurmuştu...
Baya uğraştım ve bölümü yetiştirdim. Biraz kısa oldu ama bugün bölüm gelsin deyenler olduğu için böyle oldu. Artık cuma uzun bölüm gelir gibi duruyor... İnşallah beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grondia
FantasyAdaletsizlik neden her yerde? Güçlü olan zayıfı ezerken ne yapılabilir ki? Sadece sevdiklerini korumak yeterli mi? Aklımda bu sorular dolaşıp duruyor. Bir karar veremiyorum. Güçlü olmam gerekli. Sevdiklerimi korumam gerekli ama bu yeter mi...