Ryuu gözlerini açtığında neye uğradığını şaşırdı. Hiç bir şey göremiyordu! Hayır o yüzünü hissetmiyordu, kollarını, bacaklarını, tüm gövdesini! Hiç bir şey hissedemiyordu. Konuşmak için yutkunmaya çalıştı. Boğazına taş oturmuş gibiydi. Kendi tükürüğü yüzünden öksürmek istedi. Ama öksürme yetisini bile kaybetmişti. Neler oluyordu böyle? Zihni karmaşanın içine düşmüştü. Nasıl gelmişti buraya? Neden hislerini kaybetmişti? NEDEN!
Bağırmak istiyordu. Ses telleri acıyana kadar, bağırmaktan mecali kalmayana kadar. Yaşadıkları ağır gelmeye başlıyordu. Gömdüğü duyguları gün yüzüne çıkıyordu. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu duyma hissinin geldiğini hissetti. Yavaş yavaş çevresini fark etti. Boşluktaydı tamamen. Önce yüzünü hissetti. Gözleri görmeye başladı. Boğazından derin bir öksürük geldi. Bacaklarını hissettiğinde yere yığılmış olduğunu anladı. Gerçekten burada neler oluyordu?! Çevresi bembeyaz uçsuz bucaksız bir odaydı. Odanın sonunu göremiyordu. Çılgınca etrafına baktı. Nereden gelmişti o ses? Zihni daha yenice çalışıyordu.
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' İkinciye duyduğu sesle irkildi. Korkunun tadını almıştı. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Nerede olduğunu anlayamadığı sese cevap verdi. '' Kimsin sen? '' Ne boş çaba! Ses onu umursamamıştı. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu belki duyamamıştır diye bağırarak tekrarladı. '' Kimsin sen? '' Boşuna ağzını yoruyordu. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ses sanki her yerden geliyordu. Etrafındaki sonsuz gibi duran boşlukta hiç bir şey anlayamıyordu. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu zorlukla ayağa kalktı. Sesin kaynağını bir türlü bulamıyordu. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ses sanki tekrarlanmaya ayarlanmış gibiydi. Pürüzsüzce geliyordu. Takılmıyordu.
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu ilerisin de çok ama çok minik bir siyahlık gördü. Normalde görmesi imkansızdı lakin bu bembeyaz ortamda fark ediliyordu. Küçük bir sırıtmayla birlikte yürümeye başladı. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu cevaplamaya devam etsede, ses aynı soruyu sormaya devam ediyordu. Ryuu o küçük noktaya varmadan anlayamıyacağına emindi. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu yaklaşık olarak üç saat yürüdükten sonra böyle olmayacağını anlamıştı. Koşmaya başladı. Sanki hiç mesafe azalmıyormuş gibi geliyordu. Ama durmayı aklına bile getirmedi. Buradan kurtulmak istiyorsa durmamalıydı.
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Belki de binlerce kez aynı şeyi duymuştu. Koşmaya başlayalı üç dirençlik zaman geçmişti./bir direnç 12 saat/ Bedeni dışarıda olduğundan daha zor yoruluyordu. Yine de önündeki yol bitecek gibi değildi. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Sinirlenmeye başlıyordu. '' Kimsin sen? Yeter artık söyle! '' Sabrı azalıyordu. Bir direnç daha geçtiğinde hala hiç bir şey değişmemişti. Neden böyleydi? '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Neler oluyordu? '' Hatırlamıyorum işte kimsin sen! '' Bağırarak daha da hızlandı.
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Dört direnç daha geçmişti. Ryuu yorgunluğu hissediyordu artık. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu yerinde durarak yeri tekmeledi. Ağzına gelen tüm küfürleri saydırdıktan sonra gölge adımlarını kullanarak harekete geçti. Hızı çok yüksek oranda artsa da yetersizdi. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu sabrının neredeyse tükendiğini hissetti. Yürüdüğü yola değil sese sinirlenmişti. '' Hatırlamıyorum işte! H-A-T-I-R-L-A-M-I-Y-O-R-U-M! '' Bir direnç zamanı daha koştu. Hala bir şey değişmemişti. Zamanın geçtiğini anlayamıyordu. Sonsuzluk gibiydi bu yolu koşmak.
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu sessizce devam etti. Anlamıştı bu sese yanıt vererek sadece kendini yoruyordu. Hiç gerek yoktu. Bir direnç zamanı daha koştu. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' İki direnç zamanı, üç direnç zamanı, dört direnç zamanı, beş, altı,on,yüz, bin... Böyle devam etti. Ryuu yeri geldi koştu, yeri geldi yürüdü. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu bedeninin yorulduğunu hissetti. Pes etmek istiyordu. '' Hayır pes etmicem! Seni bulana kadar hayır! '' Biraz dinlenmek için birinci kuyruğu aktifleştirdi. Bedeni yavaş yavaş kendini toparlarken temposunu bozmadan yürümeye devam etti..
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu ne kadar uzun süredir orada olduğunu bilmiyordu. Ama ilk defa biraz ilerlediğini hissetmişti. Siyah nokta büyümüş ve bilye boyutunu almıştı. Umutla hızlandı. Demek ki ilerleyebiliyordu. Bir bin dirençlik daha zaman geçti. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Bilye boyutundaki karanlık biraz daha büyümüştü. Ryuu sabretti. Vazgeçmeden yürümeye devam etti. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Bir kaç bin dirençlik daha zaman geçti. İyice yakınlaştığını hissetti. Az da olsa seçebiliyordu artık.
'' Beni hatırlayabiliyor musun Ryuu? '' Ses daha da belirginleşmeye başlamıştı. Ve Ryuu bu sesi tanıyordu. Nereden hatırladığını bilemese de tanıdıktı. Bir binlik direnç daha geçtikten sonra Ryuu beyaz alanın sonunu görebilmişti. Karanlığın olduğu yerde bitiyordu. Karanlığın olduğu yer artık top şeklinde belirginleşmişti. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu sesi bulabileceği için heyecanlanmıştı. Tazelenmiş gibi yerinden fırladı. Eski hızına nazaran on kat daha hızlıydı. Bir kaç bin dirençlik zaman sonra Ryuu karanlığı iyice seçebiliyordu. Birisi vardı orada. Duvara zincirlenmişti sanki. Ryuu emin olamıyordu. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu iki bin direnç zamanından sonra sonunda hedefine ulaşmıştı.
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu uzaktan nokta kadar görünen karanlığa ulaştığında yerine sabitlendi. Neredeyse binlerce metre uzunluğundaki duvar tamamen siyahtı. Ve bu siyahlık bazen koyu mora dönüşüyordu. Yer yer de canlı gibiydi. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Sesin dibindeydi artık. Sesin kaynağı dört devasa metal kazık ve sekiz zincirle karanlık duvara mühürlenmişti. Tanrıları kıskandıracak kadar yakışıklıydı. Kaslı bedeni yaralarla doluydu. Saçları uzun ve karmakarışıktı. Gözleri koyu kahverengi ile kan kırmızısı arasında değişiklik gösterip duruyordu. Ve gözlerinin yanında damara benzemese de damar gibi duran koyu kahve renginde parlayan şişlikler vardı. Bıkkın ve boş ifadesiyle yere bakıyordu. '' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Ryuu sesi o kadar net duymuştu ki kalbinin çırpınmasına engel olamadı.
'' Beni hatırlıyor musun Ryuu? '' Sert bir adımla öne çıktı. '' Sen! SEN BENSİN! '' Bağırışıyla birlikte diğer Ryuu sıçrayarak kafasını kaldırdı. Yüzünde inançsız bir gülümseme belirmişti. '' Burada olman imkansız. Sadece beni kandırıyorsun baba. Boşuna uğraşma. '' Ryuu sinirini kusma zamanının geldiğine emindi. '' Buradayım işte! Tam karşında kanlı canlı duruyorum! '' Diğer Ryuu' nun ağzı kocaman açıldı. '' A-ama imkansız! Nasıl burada olabilirsin? '' Kalbi uzun zaman sonra ilk defa atmıştı. '' Bilmiyorum! Hiç bir şey bilmiyorum! Ama buradan gitmem lazım. '' Ryuu çenesini kaşıyarak düşünmeye başladı. '' Çok ümitlenme derim. Benim hiç şansımın olmadığı kesin zaten ama seninde şansının olacağına inanmıyorum. ''
'' Beni hatırlıyor musunuz? '' Yüksek sesle iki Ryuu' da korkuyla etrafına bakındı. Ryuu kanının donduğunu hissetmişti. Nasıl bir baskıydı bu! '' Baba? Sen nasıl? ''Diğer Ryuu acılı acılı konuştu. '' Hahaha. Oğlumu görmeye gelmiş olamaz mıyım? '' Diğer Ryuu öfkeyle kafasını kaldırdı. '' Yüzyıllardır burada hapisim. Şimdi mi geliyorsun? '' Kahkaha ikinci kez yayıldı. '' Merak etme oğlum zaman geliyor. Şimdi size bir şey açıklamama izin verin. Ryuu hiç bir şey bilmediğinin farkındayım. Ama kısa zamanda çok şey öğreneceksin. '' Göklerden simsiyah bir gölge yere düştü. Bu siyah bir kitaptı. '' Bu kitabı ezberleyene kadar buradasın Ryuu. Oğlumu kurtarmak istiyorum. O yüzden seni buna zorunlu tutacağım. Emin ol acımasız biri değilim. Sadece oğlunu özlemiş bir lordum. '' Ryuu yerdeki kitaba eğildi. '' Baba ne zaman kurtulacağım buradan? '' Üzgün ses gökyüzünü doldurdu. '' Az kaldı oldu. Bir kaç milyon direnç daha dayan. Ondan sonra seni kurtaracağım.... ''
/fake atıp bir bölüm daha yazdım. Beni bu bölümü yazmaya iten Eseslee4545 teşekkür edin :D ithafım ona. Bu arada bir kaç kişi final yapıp bitircen mi demiş. Cevaplıyayım hemen. İlk kitap bittikten sonra eğer iddiayı kazanırsam üç beş gün tatil yapıp bu kitap üzerinden ikinci kitaba başlıyacağım. Final kurgusu falan hazır. En az 4000 kelime yazmak istiyorum. O yüzden birazcık gecikebilir final ama haftaya çarşambaya kadar yazıp bitirmeye çalışıcam. Bu aralar sınav haftam var diye yazasım geldi. Allah affetsin artık :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grondia
FantasyAdaletsizlik neden her yerde? Güçlü olan zayıfı ezerken ne yapılabilir ki? Sadece sevdiklerini korumak yeterli mi? Aklımda bu sorular dolaşıp duruyor. Bir karar veremiyorum. Güçlü olmam gerekli. Sevdiklerimi korumam gerekli ama bu yeter mi...