Uzun süre uçtuktan sonra Ryuu enerjisinin kalmadığını hissetti. Yolculukları bir gün sürmüştü. Bir iki kez yemek molası dışında durmadan uçtukları için yorgunluktan ölen Ryuu yaşlı adama seslenerek yere indi. Kollarında uyuyan Met' i uyandırmamaya çalışarak yere indikten sonra direk yattı. '' Kidemli ben gerçekten yoruldum. Bir şeyler atıştırdıktan sonra yola çıkabilecek duruma gelirim muhtemelen. Sizi beklettiğim için üzgünüm. '' Ryuu daha fazla konuşmadan gözlerini kapattı ve uyumaya başladı.
Yarım saat sonra Ryuu et kokusuyla gözlerini açtı. Bedeni biraz uyuduğu için rahatlamıştı. Yerinden doğrulup esnerken yemek yapan yaşlı adamı ve onu izleyen Met' e baktı. '' Günaydın. Sanırım tam yemek zamanını yakalamışım. '' Ryuu uykuya ihtiyacı olduğunu bilse de umursamıyordu. Bedeni eskisine göre daha dirençliydi. Uzun süre uçmuş olsa da hala yola devam edebileceğini biliyordu. '' Günaydın Genç Efendim. ''
'' Günaydın Ryuu. '' Ryuu yorgunluğunu belli etmeden meditasyon pozisyonuna geçti. Fırtına Nefesi Kanatları enerjisinden az miktarda harcasa da uzun süre kullandığı için çok az enerjisi kalmıştı. Alevleri bedenini kaplarken enerjisini yenilemeye başladı. Bir dizüne nefes zamanı içinde Ryuu yenileyebileceği kadar enerji yeniledikten sonra meditasyon pozisyonundan çıkıp pişmiş etlerden birini ağzına attı. '' Kidemlim ne kadar yolumuz kaldı? '' Yaşlı adam elindeki eti çiğnedikten sonra konuştu. '' Çok yolumuz yok Genç Efendim. Yarım gün içinde varmış oluruz. Arzu ederseniz uykunuza devam edebilirsiniz. '' Ryuu gerek yok anlamında bir işaret yaptıktan sonra yemeğine devam etti... Ryuu yemek boyunca konuşmasa da zihninden Met' e bir kaç soru sormuştu. Yemeğini bitirdikten sonra tekrar Met' e sarıldı. Fırtına Nefesi Kanatları belirirken yaşlı adamı beklemeden uçmaya başladılar. Yaşlı adam ateşi söndürdükten sonra anlaşmalı olduğu kaynak canavarıyla birlikte Ryuu' yu takip etmeye başladı.
'' Ryuu benim gökyüzü kaynak aleminde olduğumu biliyor olmalısın. Kendim uçabilirken neden seninle uçmamı istiyorsun? '' Ryuu mantıklı sorunun cevabı için omuz silkti. '' Seninle uçmayı sevdim. Ayrıca güçlerinin bu kadar çabuk keşfedilmesini istemiyorum. Ne olursa olsun senin ejderha olduğunu öğrenmemeliler. Şuanda ikimizde güçsüz sayılırız. Eğer seni ele geçirmeye çalışırlarsa çaresiz kalırım. Böyle bir şey olsun istemiyorum. Kidemliye bile söylemeyi düşünmüyorum. '' Met' in sorusunu zihninden yanıtladıktan sonra Ryuu daha fazla konuşmadan uçmaya devam etti. Met yol boyunca Ryuu' nun dediklerini düşünmüştü. Haklı olsa da bu kada tedbirli olmasını anlayamıyordu. Ama garip bir şekilde kalbi mutluydu. Sanki sorgulama ve anı yaşa diyordu. Kalbini dinledi ve sıkıca Met' e sarılırken anı yaşadı...
Yarım gün sonra Ryuu geldiklerini anladı. Karşılarında sade bir kale vardı. Kale taştan yapılmıştı ve son derece sağlam görünse de çoğu yerinde yıkıklar vardı. İki kulesinden birisi çökmüşken arkasındaki köyden alevler yükseliyordu. Kalenin önünde büyük bir ateşin etrafında toplanmış çadır öbekleri vardı. Ryuu yüksekte olsa da bağırarak eğlenen, içki içen insanları duyabiliyordu. '' Sanırım istediklerine ulaşmalarına az kaldı. Biraz daha tehlikeli olmam gerekecek. Kidemli sabah ortaya çıkacağız. Uyuyabileceğimiz bir yere gidelim. '' Yaşlı adam da kafa salladıktan sonra doğuya doğru ilerlemeye başladılar. Kalenin yanında olan küçük ormana iniş yapmayı planlamışlardı.
Yere indiklerinde Ryuu acelesi varmış gibiydi. '' Kidemli benim kısa bir işim var. Yarın için hazırlık yapacağım. Lütfen siz keyfinize bakın ve dinlenin. '' Ryuu yaşlı adamın uyumasını bekledikten sonra boyutsal yüzüğünden küçük bir kristal çıkardı. '' Ryuu bu ne? '' Ryuu elindeki kristale dikkatle bakıyordu, Met' in meraklanmasını sağlamıştı. '' Bu Heart Ailesinin hazinelerinden biri. Bir kaç gün önce boyutsal yüzüğümün içinde buldum. Çok özel bir hazine Altı Parmak Kristali. '' Met' in gözlerinde merak belirdi. '' Ne işe yarıyor peki? '' Ryuu acı acı güldü. '' Bunu annem babama vermiş. Gücünü arttırması için ama babam annemin ölümünden sonra kullanmaya kıyamadı. Ve bana devretti. Çok nadir olan bu hazineden toplam altı tane var. Bu hazineyi kullandığım anda gücüm Doğal Kaynak Aleminin en azından beşinci seviyesine yükselecek ve çok özel bir güç elde edeceğim. '' Met heyecanlanmıştı. Böyle bir hazine ile Ryuu kolayca güçlenirdi. '' Neden kullanmıyorsun ki? Çok işine yarayacak Ryuu! '' Ryuu gülümsemeyi kesmişti. '' Annemden babama kalan önemli bir hazine bu. Kalbim kullanmak istemiyor ama biliyorum ki güçlü de olmalıyım. Bu hazinenin hiç bir yan etkisi yok. En önemlisi de bu zaten. Çok değerli olmasını sağlayan ikinci özelliği ise verdiği güç çok tehlikeli. '' Met anlıyormuş gibiydi, gülümsemesi yerine ciddi bir ifadeye bırakmıştı. '' Ama yaşadığım acı diğer hiç bir şeyle karşılaştırılamaz. Bu kristalin adı Karanlık Kalbin Yıkım Gözyaşı. En değerli olarak görülen bu hazineyi kullanırsam kazanacağım gücü hayal edemiyorum. Ama zihnim de çok fazla acı çekecek. Eğer kontrol etmekte başarısız olursam kontrolümü kaybederim ve tehlikeli bir ruh haline gelirim. Bu riske girmeli miyim Met? '' Met kararsız kalmıştı. Ryuu' nun canının yanmasını kesinlikle istemiyordu. '' Benim karar vereceğime inanıyor musun Ryuu? Ben canını acıtacak hiç bir yolu onaylamıyorum. Ama yine de beni dinlemeyeceğini de biliyorum. '' Hafifçe tebessüm etti. '' Ne karar verirsen ver arkandayım Ryuu. Eğer acını paylaşmak için bir yol varsa tereddüt etmeden acını yükleneceğim! '' Ryuu' nun ifadesi değişirken yanakları kızardı. '' Eh böyle diyeceğini tahmin etmiştim. Şey aslında bir yol var ama o yolu kesinlikle kullanmayacağım. '' Met kafası karışmış gibiydi. '' Bir yolu var mı? E o zaman kullanalım! Nasıl acını üstleneceğim? '' Ryuu' nun yanakları daha da kızarırken gözlerini kaçırdı. Farkında olmadan saçlarıyla oynamaya başlamıştı. '' Şey acı bitene kadar beni öpmen lazım. '' Met' in yanakları hafif kızarsa da şaşkınlığını belli etmedi. Ryuu için her şeyi yapardı. '' Tamam o zaman sorun değil. Hadi kristali ağzına ve bana yanağını uzat. '' Ryuu , Met' in masum konuşmasıyla tebessüm etti. '' Met yardım etmek istemeni anlıyorum ama yanlış anlamışsın. Yanağımdan öpmeyeceksin. '' Met' in yanakları kıpkırmızı olmuştu. Bakışlarını kaçırırken zorla konuştu. '' S-s-s-oru-n d-d-e-eği-l. ''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grondia
FantasyAdaletsizlik neden her yerde? Güçlü olan zayıfı ezerken ne yapılabilir ki? Sadece sevdiklerini korumak yeterli mi? Aklımda bu sorular dolaşıp duruyor. Bir karar veremiyorum. Güçlü olmam gerekli. Sevdiklerimi korumam gerekli ama bu yeter mi...