Ryuu anlamdığını göstermek için kafasını sallayarak onayladı. '' Başka yapılacak bir şey kaldı mı? '' Demirci kılıcı bir kez daha suya soktuktan sonra konuştu. '' Hayır yok. Şimdi kılıcı alabilirsin genç adam. Çekicimi efsunladığın için senden ücret almak gibi bir aptallık yapmayacağım. Ama senden bir ricam olacak. Sırtındaki kılıcı inceleyebilir miyim? '' Ryuu elini sırtına atarak kılıcını çekmek istemişti ki Draken' ın bağırışı zihninde yankılandı. '' Sakın! Kesinlikle beni incelemesine izin verme. Her kılıç sadece gerçek yapanının özel motiflerine sahiptir. O beni yapan kişiyi bulmak veya benim görünümümü kopyalamak istiyor. Kesinlikle buna izin veremem. '' Ryuu duyduklarıyla kararından vazgeçmişti. '' Üzgünüm ama kılıcımı incelemenize izin veremem. ''
Demirci amacının fark edildiğini anlayınca sesini çıkartamadı. Ryuu' nun hoşuna gitmeyecek şeyler yapmak istemiyordu. '' O zaman daha sonra görüşürüz genç adam. '' Ryuu bir şey demeden dükkandan çıktı. Yura' nın kılıcını çıkmadan önce almış veboyutsal yüzüğüne koymuştu. Farkında olmasa da demircinin yanında çok zaman geçirmişti. Neredeyse öğle saatlerine gelmişti. Biraz daha hızlı olmaya karar verdi. Draken' ın kesinlikle hızını düşürdüğünü biliyordu. '' Boyutsal yüzüğe geri dönüyorsun. '' Mırıldanırken Draken' ı ve kemerini boyutsal yüzüğüne koydu. Üzerinden büyük bir yük kalkmıştı. Draken' ı savururken ağırlığının önemi olmuyordu ama sırtında taşımak tamamen farklıydı. Adımlarının zemine gömülmesini sağlaması bile başlı başına sorundu.
Ryuu kılıcı bırakmasıyla birlikte gölge adımlarını da kullanarak koşmaya başladı. Sanki birden ortadan kaybolmuş gibi görünecek kadar hızlı hareket ediyordu. Kısa sürede arenaya geldiğinde şeytani ifadesini takınarak içeri girdi. Gölge adımlarını kullanarak aniden arenaya daldığı için kimse geldiğini fark etmemişti. Birden ortaya çıkmasıyla gerilemeden edemediler. '' Bugün için hazır mısınız?'' Ryuu cevap vermelerine gerek duymadan yorgun olduklarını anlamıştı. '' Ne kadar istekli duruyorsunuz! '' İfadesi daha da korkutucu bir hal aldı. '' Yura sen ayrıl. Claudia ve Toun size vereceğim kayaları ellişer kez kaldırıp indireceksiniz. Her elli yapışınızda bir dakika mola hakkınız var. '' Dün efsunladığı kayaları gösterdikten sonra ikisini de kaldırıp önlerine bıraktı. Akşama kadar en az üç yüz kez kaldıracaksınız. '' Normalde Yeryüzü Kaynak Alemindeki birinin kol gücü kısa süreliğine de olsa iki tonluk kılıcını kaldırabilecek kadar güçlüydü ama Ryuu' nun planları haindi. '' Bunu yaparken kaynak enerjinizin en fazla çeyreğini kullanacaksınız! Daha fazla kullanırsanız anlarım ve kaldırma sayınız iki bine çıkar! '' Ryuu' nun tehdit etmesiyle birlikte beklemeden taşları kaldırmaya başladılar. Güçlerinin çeyreklerini kullanarak kaldırmaları biraz sorun yaşatsa da yapabileceklerine inanıyorlardı.
Yura beklerken Ryuu yanına geldi. '' Senin kılıcın hazır. Al bakalım. '' Boyutsal yüzüğünden çıkardığı kıvrımlı kılıcı uzattığında Toun heyecanla sırıttı. O daha önce ustası dışında birisinden hediye almadığı için bu durum bile onu heyecanlandırmıştı. '' Gerçekten çok sağol Ryuu. Sana ne kadar teşekkür etsem yetersiz. '' Ryuu elini omzuna alırken şeytani gülüşünü sergiledi. '' Emin ol birazdan teşekkür etmeyeceksin. '' Kılıcı alması için uzattı. Ryuu' nun kol gücüyle gerçekten bir tonluk bir kılıç önemsizdi. Yura içinde böyle bir sorun yoktu. Ryuu kılıcın ağırlığına alışmasını istediğinden efsunlamayı sonraya bırakmıştı. Çünkü şimdi fark ettiği gibi dövüşte Draken hafif olsa da normal zamanda yanında taşıyamıyordu. Yura' nın kılıcına koyacağı efsunda sadece savururken falan etkili oluyordu. Yani kılıcın ağırlığına alışkın olmalıydı.
Yura kılıcı tek eliyle tuttuğunda birden bedeni öne doğru bükülürken kılıç gürültüyle yere gömüldü. '' Nasıl bu kadar ağır? '' İki eliyle kabzasına yapışırken gücünü kullanarak asıldı. Aşırı devasa kılıç eline oturduğunda hızla havaya kaldırdı. Bir kaç dengesiz adım atmasını sağlayan kılıcın ağırlığı bir yandan hoşuna gitmişti. Ryuu' nun kılıcından düşük kalite olduğunu bilse de değerli olduğuna emindi. Sonuçta bunu ona Ryuu' vermişti. Nasıl değerli olmazdı? '' İki hafta içinde sana kılıç kullanma konusunda öğretebileceğim her şeyi göstereceğim. '' Ryuu daha önce Draken' la konuşurken ona eski kullanıcılarından anılara sahip olup olmadığını sormuştu. Ve sonuç olarak tek bilgisi vardı o da bu tarz kılıçlaydı. İşte Ryuu' nun kılıcı yıldırım biçiminde yaptırma sebebi buydu. '' Başlayalım mı? '' Sırıtarak kılıcı kaldırdı. Ağır olsa da kullanabileceğine emindi. '' Neden olmasın? '' Ryuu boyutsal yüzüğünden Draken' ı çıkardığında bilerek baskısını engelledi. Öne atılırken duraksamadan kılıcını gücünü kısmadan savurdu.
'' Güüüüm! '' Patlama sesiyle birlikte yedi sekiz adım geriye uçmuş Yura' dan düşük seste bir inleme duyuldu. Yanlamasına tuttuğu kılıcıyla zar zor ayakta duruyordu. '' Sana acıyacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun! '' Ryuu baskısını salarken saldırıya geçti. Baskısı üçlüyü etkiye alacak şekilde ayarlanmıştı. Toun ve Claudia zar zor ayakta dururken ellerindeki kayaları kaldırıp indirmeye çabalıyorlardı. Eğer bırakırlarsa Ryuu' nun ne yapacağını kestiremiyorlardı.
Ryuu devasa kılıcını kaldırırken Yura' nın üzerine doğru yukarıdan savurdu. Yura tüm hızıyla kılıcını kaldırdığında Draken' la çarpıştı. Arenada ikinciye yankılanan patlamayla Yura zemine gömülmüştü. Ağzına gelen kanı kusmamak için çabalarken dudağının kenarından ince bir kan sütununun akmasını engelleyemedi. Ryuu' nun iki tonluk devasa kılcı altında eziliyordu. İnatla yere düşmemek için çabalasa da yapabileceğinden emin değildi. '' Haaaa! '' Kılıca tüm gücünü yüklenirken Ryuu' ya belli etmemeye çabalayarak hazırlanmaya başladı ama Ryuu' dan bir şey saklayabilir miydi? Ryuu ne yaptığından emin olmasa da yapmasına engel olmayacaktı. '' Gölge adımları. '' Yura fısıldarken sonunda bitirmesiyle birlikte birden gölgeye dönüşüp beş metre geride belirdi. '' NE?! ''
Ryuu sadece şaşkınca bağırmaya vakit bulmuştu. Çünkü birden arkasında beliren Yura yıldırım kılıcını savurmuştu. Yura yaptığı saldırının kesin hedefine ulaşacağına emindi. Sırıtarak savurduğu kılıcı birden boşluğu kestiğinde ifadesi dondu. '' Benim tekniğimi çalman dahi olduğunu gösterir ama bana karşı kullanman da salak olduğunu. '' Yedi metre ilerisindeki Ryuu' ya bakarken dişlerini sıktı. O an bunu düşünememişti. Ryuu' nun gölge adımlarını düşünmeden kullanacak kadar geliştiğini hiç beklememişti.'' Bu yaptığından sonra biraz heyecanlanmadım değil. Hadi devam edelim! ''Ryuu beklemeden saldırırken Yura da tüm gücüyle savunmaya geçmişti...
Dört saat! Dört saat boyunca Ryuu acımasızca Yura' yı dövmüştü. Bir saldırısını bile hedefine ulaştıramayan Yura hayal kırıklığına uğrasa da geliştiğini fark etmişti. Ryuu' nun ani hareketlerine tepki verebiliyordu artık ama hiç enerjisi kalmamıştı. Hızlı hızlı nefesler alıyor ve sakinleşmeye çalışıyordu. Bedeni ter içinde kalmıştı. Terden ıslanan saçları alnına yapışıyordu. ''Tamam Yura bugünlük yeter. '' Ryuu çok yorulmasa da terlemişti. Duş alıp rahatlamak istiyordu. Ayrıca Claudia ve Toun bitirmek üzereydi. Bir iki kez daha kayayı kaldırıp indirseler yeterdi ama sanki bedenleri yere çivilenmiş kayayı kaldırmak istemiyordu.
Yura onaylarken yorgunca kılıcını yere dayayıp destek aldı. '' Toun Claudia bırakabilirsiniz. Yarın devam ederiz. '' Ryuu devam etmek istese de arkadaşlarının halini görünce yarın halletme kararı almıştı. Yura' nın yanına ilerlerken dikkatlice düşünüyordu...
/Bugün başka gelir mi bilemem ama inş gelir diyorum. Bu arada Leon-Draw' ı paylaştım 5. bölümü de şimdi paylaşıcam. Ona da bakarsanız sevinirim. Grondia' dan daha güzel bir kitap zaten. Yazım tarzı olsun kurgu olsun. Bu sıra biraz yoğun olduğumdan bölüm sıklığı ne durumda bilemem. Elimden geldiğince yazacağım ama :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grondia
FantasyAdaletsizlik neden her yerde? Güçlü olan zayıfı ezerken ne yapılabilir ki? Sadece sevdiklerini korumak yeterli mi? Aklımda bu sorular dolaşıp duruyor. Bir karar veremiyorum. Güçlü olmam gerekli. Sevdiklerimi korumam gerekli ama bu yeter mi...