Ryuu banyodan çıktığındai gözleri kan çanağına dönmüş Natali ile karşılaştı. Ayakları bilinçsizce hareket etti. Daha kendinisi fark etmemiş olan Natali' nin önüne geldi. Güçlü elleri, zarar vermekten korkuyormuşçasına yere bakan yüzünü kavradı. '' Natali.. '' Şefkatli sesi Natalinin gözyaşlarının tekrar akmasını sağlamıştı. Ağlamaktan kısılmış ve pürüzlü sesiyle konuştu Natali. '' Ü-üzgünüm R-ryuu... '' Ryuu daha fazla beklemeden Natali' yi göğsüne bastırdı. '' Üzülme. İyiyim ben. '' Natali' nin buğulu mavi gözlerine derin derin baktı. '' A-a-a-mam-a o-seni ö-öld-düreceğini söyledi... '' Ryuuu öfkesini belli etmemeye çalışarak Natali' yi göğsüne yasladı. '' Ondan korkmuyorum. Ve emin ol ölecek birisi varsa o ben olmayacağım. İlk o beni yok etmek istedi. Herhangi bir düşmanlığımız yokken. Ve şimdi onu yok etmekten başka çarem yok.. '' Bakışları kararırken kanasusamış aurasını zorlukla bastırdı. Natali' ye destek olarak odasına yöneldi. Natali' yi yatağa yatırdıktan sonra üzerini örttü. Yorgunluktan Natali anında uyuyakalmıştı. Ryuu üzerini örttükten sonra odadan dışarı çıktı. '' Ryuu? '' Toun uykulu haliyle Ryuu' ya baktı. '' Dostum iyi misin? '' Silkelenip kendine gelirken dikatle Ryuu' yu incelemeye başladı. '' İyiyim dostum. Merak etme kendimi iyileştirdim. '' Ryuu sakince gülümsedi. '' Çok hızlı iyileşmişsin. Ablam senin dıştan iyileştirme etkilerini kabul etmediğini söylemişti. Neden biliyor musun? '' Ryuu, Gökyüzünün Kralının söylediklerini hatırladı. '' Vücudumla alakalı bir şey. Normalden daha hızlı iyileşiyorum ama dıştan yarar sağlayamıyorum. Önemli bir şey değil. '' Toun' a bedeniyle ilgili sırları anlatmamıştı. Gökyüzünün Kralının özel isteğiydi bu. '' Toun burada bunları bulabileceğim bir yer var mı? '' Ryuu cebinden bir kağıt çıkarıp Toun' a uzattı. Toun biraz düşündükten sonra kafa sallayarak Ryuu' ya gitmesi gereken yolu anlattı. '' Ben geri yatacağım. Sana kolay gelsin. '' Toun uykulu gözlerle Ryuu' yu geçirdi.
Ryuu, Toun' un tarif ettiği yolu takip ederek iki katlı küçük bir binaya ulaştı. Terk edilmiş gibi duran bina dikkat çekmiyordu. Ryuu dikkatli gözlerle çevresini izlemeye başladı. Her yer aşırı bakımlıydı. Demet demet güller ve orkideler yolun kenarlarındaydı. Etrafta hiç yabani ot gözükmüyordu. Düzenli olarak çiçeklerle ilgilenen birileri olmalıydı. Ryuu güllerden birini koklamak için eğildi. Elini güle uzatıp dikenine aldırmadan derince kokladı. Bir anda öldürme hissi yayan bir çift gözün kendine kilitlendiğini hissetmişti. Fark etmemiş gibi yaptı. Normal bir şey yapıyormuş gibi etrafını taramaya başladı. Belli etmese de gerilmişti. Üzerine baskı yapan duygu kaybolunca derin bir nefes aldı. Korkunç his yüzünden gerginleşmişti. Yine de durma niyeti yoktu. Bütün dikkatini bulmak için harcasa da bir şey elde edememişti. Ellerini birleştirdi. İki elinde de baş parmağı, işaret parmağı ve serçe parmağı açık ve uç ucaydı. Yüzük parmağı ile orta parmağı kapalıydı. '' Alev Sanatları Keşif Alevleri! '' Bedeninden renksiz kokusuz soğuk bir alev yayıldı. Geçtiği yerlerde soğuk bir esinti etkisi yaratıyordu. Alev Sanatının temel tekniği sayılabilirdi. Fark etmek neredeyse imkansızdı.
Alev sanatları çalışırken ilk öğrendiği teknikti. Diğer Alev Sanatlarını kullanmak için Keşif Alevlerinde belli bir seviyeye gelmesi gerekiyordu. Keşif alevlerini kullanabilmek için 'Alev Enerjisi' denilen özel bir alev gerekiyordu. Bu alevi yaratmak ilk başlarda çok zordu. Alevlerin gücünü neredeyse yok olacak kadar düşürmen gerekiyordu. Yok olmak üzere olan bu alevlere kalbinden güç çekiyordun. Normal alevlerde bedeninin merkezi olan göğüs kafesinin altındaki küçük bir bölge olarak gösterilen Yuol Bölgesinden destek veriyordun. Ama Alev Enerjisi oluşturmak istediğinde Yuol bölgeni kapatıyordun. Kanında dolaşan ve Ateşsel Su alevlerini kullanmanı sağlayan Mistik Parçacıkları kullanıyordun. Alev Enerjisi Mistik Parçacıkların yarattığı güç sayesinde alev tiplerinden farklı olarak herhangi bir renge, kokuya ya da ize sahip değildi. Alev Enerjisini oluşturduktan sonra diğer Alev Sanatlarını kullanabiliyordunuz.
Keşif Alevleri yaklaşık üç yüz elli metrekarelik bir alan içindeki minik bir sineğin hareketlerini bile hissetmesini sağlıyordu. Ryuu Keşif Alevleri ile tek bir kişi hissetmişti. Daha yeterince yüksek seviyeye ulaştığından kişinin seviyesini söyleyemese de, onu izleyenin en az Ruhsal Kaynak Aleminde olduğunu söyleyebilirdi. Tam olarak gül bahçesinin sonunda adeta korkuluk gibi Ryuu' ya bakıyordu. Ryuu' nun onu fark edememesinin sebebi kendini gücüyle gizlemesiydi.
Ryuu' yu izleyen ihtiyar, yüzü kırışıklarla dolmuş ak saçlı birisiydi. Sağ gözünü kapatan bir yarası vardı. Kambur duruyordu. İnsanı korkutmak istermiş gibi bakan soğuk gözleri vardı. Ryuu' yu bahçeye girdiği andan beri izliyordu. Kendisini bulamasın diye korkuttuktan sonra gücüyle kendini gizlemişti. Ama bilmediği bir şey vardı. Ryuu' nun Keşif Alevleri Kadim seviyedeki uzman yaratıkların bile kaçmakta zorlantığı bir teknikti. Basit olarak görülen gücüyle umudu yoktu. Ryuu' nun gözlerini kendine kilitlemesiyle donakaldı. Onun güç duvarını aşıp kendisini görmesi şaşırmasını sağlamıştı. O Ryuu' dan kat kat daha güçlü öğrencilerin onu bulamadığını net olarak hatırlıyordu. Sert yüzünde bir sırıtış belirdi. Toza dönüşürken çoktan Ryuu' nun görüş alanından çıkmıştı...
Ryuu ihtiyarın toza dönüşüp kaybolmasını izledi. Keşif Alevleri sayesinde onun evin üst katına çıktığını hissediyordu. Keşif alevleri çok enerji harcasa da ihtiyarın oyun oynamaya çalışması Ryuu' yu şaşırtmıştı. Ryuu duruşunu bozsa da keşif alevlerini kullanmaya devam etti. Enerjisinin kaybolma hızı katlanmıştı.En fazla bir saat dayanabilirdi. Kapıyı açıp içeri girdi. İçerisi tozlu raflarla doluydu. Duvarlarda onlarca ağır kılıç asılıydı. Biraz çevresini inceledi. Raflar tozlu olsa da kılıçların hepsi parlaktı. Üzerlerinde toz bile yoktu. Ryuu kılıçlardan birinin üzerine parmağını sürttü. Parmağında küçük bir kesik belirmişti. Çok keskindiler. Ryuu' nun tahmin ettiği gibiydi.
Ryuu inceleme işini bitirdiğinde üst katın merdivenlerini çıktı. İhtiyar merdivenlerin karşısındaki iki odadan sağdakindeydi. Ryuu tereddüt etmeden sol odaya girdi. İçeri de tek bir şey vardı. Üç buçuk metre uzunluğunda büyük bir kılıç. Özel bir teknik kullanılmış olmalıydı ki havada yavaşça dönüyordu. Ryuu emin olamasa da onun en azından dokuz bin kilo olduğunu tahmin ediyordu. Böyle ağır bir kılıcı Ruhsal Kaynak Alemindeki biri için bile kullanması çok zor olurdu. Kılıcın üzerinde kırmızı desenler vardı. Sapına yakından bakınca Ryuu bir isim gördü. Loul Polsay. Ryuu kim olduğunu bilmese de böyle bir kılıcı yapan demircinin oldukça güçlü olduğunu düşünüyordu. Kılıcın üzerindeki her işleme özenle yapılmıştı ve kopyalanması imkansızdı. Kılıcın yapımında Kantaşı olarak geçen, çok sağlam bir mataryel kullanılmış olmalıydı. Başka türlü kanla yıkansa bile bu kırmızılığı ortaya çıkartamazdı. Ryuu kılıca bağlanmıştı. Daha önce hiç tatmadığı bir duyguydu bu. O kadar kılıca dalmıştı ki ihtiyarın arkasına geçtiğini zar zor fark etmişti. '' Hoşgeldiniz Kıdemli. Kılıcınız gerçekten güzelmiş. Gözlerimi ondan alamıyorum. '' İhtiyar Ryuu' nun ona bakmasa da konuştuğunu duyunca şaşırmıştı. Beklemiyordu. Hafif bir kahkaha attı. '' Gerçekten de üstün hislerin var. İsmin ne çocuk. '' Ryuu kılıcın dibine girmişti. Dokunmasa da onun yaydığı mühürlü havayı hissedebiliyordu. '' Ryuu, kidemli. ''
İhtiyar, Ryuu' nun kılıca kaşları çatık bakışıyla şaşırdı. '' Ne oldu da kılıca o kadar üzgün bakıyorsun? '' Ryuu dikkatini kılıçtan çekip ihtiyara döndü. '' Bu kılıcın ruhunu hissedebiliyorum. Mühürlü olduğundan dolayı öfkeli. Neden mühürlendi bu kılıç kıdemli? '' İhtiyar, Ryuu' nun kılıcın mühürlü olduğunu söylemesiyle kalbinde derin bir şok hissi yaşadı. '' Sen nereden onun mühürlü olduğunu biliyorsun? '' Ryuu' nun kafası karışsa da dürüstçe cevap verdi. '' Öyle hissettim sadece. '' Omuzlarını silkti. Ona göre önemli değildi bu. İhtiyar ise heyecandan kendini parçalayacaktı. '' Sonunda! SONUNDA BİRİSİ ÇIKTI! SONUNDA KADİM LOUL KILICINI KULLANABİLECEK ORTAYA ÇIKTI!!! ''...
Yarına çok dersim olduğundan kısa bir şey ortaya çıktı. Haftaiçleri yazmaya ne yazık ki zaman bulamıyorum. O yüzden hala düzenim olan pazartesi çarşamba cuma 1 bölümü bozmasam da gecikmeler olabilir.. Haftasonu da duruma göre en azından bir bölüm gelecek. Ama bir sürpriz olup beş bölüm bile gelebilir. O konu da hiç fikrim yok. Lütfen yorumlarda düşüncelerinizi belirtin. Hatalarım varsa söyleyin. Yazım hatalarına zaten final verdikten sonra bakacağım. Bir dahaki bölüm cuma yerine cumartesiye kayabilir. O zamana kadar görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grondia
FantasíaAdaletsizlik neden her yerde? Güçlü olan zayıfı ezerken ne yapılabilir ki? Sadece sevdiklerini korumak yeterli mi? Aklımda bu sorular dolaşıp duruyor. Bir karar veremiyorum. Güçlü olmam gerekli. Sevdiklerimi korumam gerekli ama bu yeter mi...