Ryuu yattığı yerden kalkasıya bir saat geçmişti. Bedeni aşırı yorgundu. Birinci kuyruğun iyileştirme etkisi de bir işe yaramadığından çareyi dinlenmekte bulmuştu. Yerden kalkacak kadar iyi hale geldiğinde oluşturduğu yıkımı gözlemledi. Gücünün sınırlarını hala kavrayamamıştı. Suikastçi' yi topraklarından silecek kadar güçlüydü hatta yeri bile parçalamıştı ama bedenini de çok zorlamıştı.
'' Geri dönme zamanı. '' Gerinerek zıpladı. Tek atlayışta çukurdan çıkarken yere düşmeden kanatlarını açtı. Kanatları dişlerini sıkmasını sağlayacak bir acı yaratsa da durmamıştı. Şimdilik bedenini dinlendirmek için tehlikeli topraklardaydı. Güvenle eve vardıktan sonra dinlenecekti. Ryuu yoldayken Yura ve Mircha da tartışıyordu. '' Mircha kendine gel! Hiç bir şey bilmeden Ryuu' ya saldırıyorsun ve intikamdan bahsediyorsun. Gerçekten kafayı yemişsin! '' Yura çıldırmak üzereydi. Bir yandan bayılmış Natali' yle ilgilenen Claudia' ya bakıp duruyor. Diğer yandan Mircha ile konuşuyordu. Mircha' nın anlamsız öfkesi hoşuna gitmiyordu.
'' Onun yüzünden babam öldü! Senin ustandı babam ama sen hala nasıl onun yanındasın? Sanırım babam yanlış öğrenci almı- '' Sözlerini Yura' nın tokatı kesmişti. Kafası sağa yaslanırken gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. ''Hiç bir şey bilmeden konuşmayı kes! Sence ben ustamın ölmesini ister miydim? Geri dönmeye bile razıydım ama ustam... '' Dolan gözleri ve boğazına takılan yumru konuşmasına engel olmuştu. Zorla yutkunup devam etti. ''Bana izin bile vermedi. O bu yola çıkmadan önce zaten ölümü göze almıştı. Yalvarışlarıma bile kulak asmadı. Şimdi sırf ustamın intikamını almak için koca krallığı basmayı göze alan Ryuu' ya mı laf edebileceğini sanıyorsun? Sadece ustamın intikamı için tüm krallığı haritadan silecek Ryuu' ya mı? Söyle bana Mircha kalbin bunu mu istiyor? '' Yura' nın sözleriyle birlikte Mircha' nın yüzü kızarmaya başlamıştı. O sadece Kraliçe' nin gönderdiği mektuptan haberdardı. Mektupta yazılana göre babası vatan haini ilan edilmişti. Sebebi de kendini Heart ailesinin varisi ilan eden düzenbazı takip etmek isteğiydi.
'' Onun gerçek Heart olduğunu nereden biliyorsun? '' Fısıltı gibi çıkan sesiyle konuştu. Yura bir kaç saniyeliğine kaşlarını çattıktan sonra öfkeli olduğunu belli etmemeye çalışarak sırıttı. '' Sadece Heart ailesinin sahip olduğu özelliklerini gördüğümden desem. Sanırım sen Kraliçe' nin yalanları yüzünden öfkeyle evden ayrıldın ve suikastçiyi izleyerek buraya geldin. Değil mi? '' Mircha başını sallayarak onaylamakla yetindi. Hala anlayamıyordu. Babası ölümü göze alarak yola çıkmıştı. Hedefi toprakların gerçek sahibini bulmaktı. Peki nasıl öldürülmüştü. '' Babam nasıl öldürüldü? Kızı olarak bunu bilme hakkım var. '' Yura kafasını sallayarak onayladı. Hakkı olduğuna inanıyordu. '' Kraliçe'nin- ya da ben o soysuza neden kraliçe diyorum ki? Kirke' nin adamları tarafından pusuya düşürüldük. Bunların arasında ülkenin koruyucusu da vardı. Baban ülkenin koruyucusunun ellerinde can verdi. '' Yura dolan gözlerini saklamaya çalışırken hafifçe kafasını çevirdiğinde uyanmış Natali dahil Claudia ve Toun' un üzgün gözlerle ona baktığını fark etti. '' Ne bakıyorsunuz öyle ağlayacak gibi? Benim halim acınacak falan değil! Çünkü biliyorum ki ustamın kanı yerde kalmayacak. Biliyorum ki gerekirse tüm kralığı dümdüz edeceğiz ama ustamın intikamını alacağız. İşte benim dayanmamı sağlayan sebeb bu. Mircha bizim yanımızda yer alır mısın? Biliyorum Ryuu varken bana söz düşmez ama babanın intikamını almak istiyorsan tek şansın biziz. Tek başımıza girsek saniyeler içinde öldürülürüz ama eğer Ryuu da bizimle gelirse hiç bir şey yapamazlar. Ayrıca Ryuu kötü birisi değil. Yanında yer almak istenecek bir dost. ''
Mircha çoktan göz yaşlarını tutmayı bırakmıştı. Gri saçlarıyla uyumlu olan gri gözlerinden birer birer yaşlar düşmeye başlamıştı. Oldukça güzel olan yüzü ağlamasıyla birlikte insanın içini parçalayacak bir hale bürünmüştü. Diğerleri daha önce dikkat etmediğinden fark etmese de Mircha aşırı güzeldi. Kısa gri saçları çok tatlı bir görüntü oluşturuyordu. Dökme demirmiş gibi duran gözleri insanın içini titrecek kadar güzeldi. Küçük bir burnu ve pembe parlak dudakları insanın içinde öpme isteği uyandırıyordu. Öyle bir güzelliği vardı ki karşısındaki kişiyi eritebilirdi. Hiç biri bilmese de Mircha ile Met neredeyse aynı güzelliğe sahipti. Yinede neredeyse çok şeyi değiştiriyordu. Yalnız o neredeyse yüzünden bile kesinlikle Met' i geçemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grondia
FantasyAdaletsizlik neden her yerde? Güçlü olan zayıfı ezerken ne yapılabilir ki? Sadece sevdiklerini korumak yeterli mi? Aklımda bu sorular dolaşıp duruyor. Bir karar veremiyorum. Güçlü olmam gerekli. Sevdiklerimi korumam gerekli ama bu yeter mi...