İkinci Kitap: Bölüm 20 Yavru Ayı[1]

3.3K 261 23
                                    

Büyük bir vadinin ortasında genç birisi oturuyordu. Meditasyon pozisyonunda duran bu gencin üzerinde kalın giysiler vardı. Yavaş yavaş yağan kar üzerine toplanırken yaralarla dolu olan yüzünde herhangi bir ifade yoktu. Mevsimler hızla geçmiş ve sıra kışa gelmişti. İnsanın içini huzurla dolduracak kadar güzel olan kar çevreyi adeta bir örtü gibi kaplamıştı.

Hayvanlar karın gelişiyle yuvalarına çekilmişlerdi. Bu hayvanlar arasında büyük mağarasında uykuya dalmayı bekleyen ayılarda vardı. Bu kahverengi ve parlak kürke sahip olan ayılar mağaralarının biraz ilerisindeki insan yüzünden bir türlü rahat edemiyorlardı. İnsana saldırmayı düşünselerde yanına yaklaşan diğer hayvanlara karşı olan nazik davranışları buna engeldi. Anne ayı yavrularına zarar gelecek korkusundan sürekli insanı izliyordu. Baba ayı ise uykuya yatmadıklarından mecburen yemek aramaya koyulmuştu.

Bir kaç gün boyunca aralıksız yağan kara rağmen baba ayı yemek bulmakta çok zorlanmamıştı. Avladığı porsuğu yuvasına sürüklerken anne ayının kükreyişiyle birlikte içini kaplayan endişe avını bırakmasını sağlamıştı. Bu ayı kesinlikle normal ayılardan değildi. Yeryüzü Kaynak aleminin zirvesine ulaşmış Alev Ayısıydı! En az iki buçuk metre olan bedeni alevle kaplanırken çoğu hayvanı kıskandıracak bir hızla mağarasına yöneldi. İlerlerken dişisinin kükreyişine de güçlü bir kükremeyle karşılık vermişti. Attığı her adım yerdeki karı eritiyor ve çevredeki canlıları korkutuyordu.

Sonunda ayı mağarasına ulaştığında gördüğü manzarayla ağzı açık kalmıştı. Mağaranın önünde kanlar içinde en az on Kar Sırtlanı yatıyordu. Kar sırtlanları 8.Seviye Yeryüzü Kaynak alemindeki güce sahip ve sadece kışları ortaya çıkan bir ırktı. Savaşma güçleri yüksek olduğu gibi sürüyle dolaştıklarından özellikle alev ayıları için çok tehlikeliydiler. Doğal olarak birbirine düşman olan bu iki ırkın arasında sık sık çarpışmalar olurdu. Bu alev ayısı da kardeşlerini kar sırtlanları yüzünden kaybetmişti.

Ayı hala savaşan dişisini gördüğünde öfkeyle kükreyerek harekete geçti. Alevlerle kaplanmış pençesi çarptığı ilk sırtlanı acıyla inletirken uzaklara fırlattı. Bir kez daha kükremişti ki sırtına atlayan sırtlanla dengesini kaybetti. Omzunu ısıran sırtlanın dişleri tıpkı buz saplanmış gibi bedenini dondururken hareketleri yavaşlamıştı. İşte alev ayılarının dezavantajı buradaydı. Zaten yavaş olan saldırıları karşısında birde sırtlanların yavaşlatması saldırılarını tamamen güçten düşürüyordu.

Büyük ayı kaybettiği dengesiyle birlikte yeri boylamıştı. Öfkeli bağırışı acıyla dolarken üzerindeki sırtlanı ezmek için yana yuvarlandı. İri bedeninin altında kalan sırtlan can verirken ayının bedeninden etrafa taşan alevler saldırmak için hazırda bekleyen sinsi sırtlanın bedenine bulaşmıştı. Sırtlan acıyla inlerken karlarda yuvarlanmaya başlasa da nafileydi. Zorlukla ayağa kalkan ayının pençesiyle son nefesini vermişti. Ayı dişisine baktığında üç sırtlanla uğraştığını gördü. Tüm öfkesini dışa vururken bedenini çevreleyen alevler daha da artmıştı. Dört ayak üzerinde koşarken öfkeden kudurmuş haliyle sırtlanlardan birini ezerek duvara yapıştırdı.

Dişi ayı kendisine yardım eden eşini fark etse de hala aklı yavrularındaydı. Yavaşlayan saldırıları yüzünden hızlı hareket eden sırtlanlarla baş edemiyordu. Dişlerini boynuna saplamaya çalışan sırtlana saldırmak istemişti ki eşinin harekete geçerek sırtlanı kuyruğundan yakalamasıyla diğer sırtlana saldırdı. İkili sırtlanları öldürdükleri anda bitti demişlerdi ki bir sırtlan uluması duydular. Karşı olarak kükrerlerken karşılarında beliren sırtlan sürüsüne bakıyorlardı. En azından on beş sırtlan daha vardı karşılarında. Ne yapacaklarını düşünüyorlardı ki sırtlanlar saldırıya geçti.

İki taraf arasındaki amansız geçen savaşın sonucunda ayılar üstün taraf gibi gözüküyordu. Yerde sayısı yirmiye ulaşmış sırtlan cesetleri vardı.Geriye dört veya beş sırtlan kalmış olsa da ayılarda ağır yaralar almışlardı. Tek hedefleri yavrularını korumak olduğundan bu ayılar ölümü umursamıyorlardı. Yinede içlerinde büyük bir korku vardı. Eğer bu son değilse yavrularını kim koruyacaktı?

GrondiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin