Bölümün ilk yarısı yazmayı bilmediğim zamandan kalma olarak kalacak :D. Valla düzeltemem. Diğer yarısı yazmayı az buçuk çözdüğüm bu zamana ait :D.
----------
Neden insanlar elindekilerinin kıymetini kaybedince anlarlardı ve bunu bile bile bu hatayı yapmaktan neden bir türlü vazgeçmezlerdi? İnsanlar salak mıydı yoksa mal mı?
Peki sevdiğin gözünün önünde zarar görecekken kendinin öleceğini bilsen bile onu kurtarmak nasıl bir cesaretti? O sevgi ... o cesaret nereden geliyordu? Bunu aklı başında olan biri yapar mıydı?
İnsanlar kesinlikle maldı. Özellikle de Jongin. Kyungsoo şu an hastanede Jongin'in yatağının başında bunu düşünüyordu. Jongin kesinlikle katıksız bir maldı. Neden onu kurtarmıştı ki? Sehun demişti ki 'Eğer Jongin arkadan seni tutmasaydı sen daha fazla yaralanırdın. Belki ölebilirdin Soo. İyi ki seni tuttu. Üzülme lütfen. Bence böylesi daha iyi oldu ve o da iyi. Merak etme.'.
Evet. Kyungsoo arkaya doğru düşse ağır bir kafatası kırığı travması geçirebilirdi ve bu ölüme kadar gidebilirdi. Neyse ki Jongin hafif çatlaklarla kurtulmuştu ama Kyungsoo düşünülenin aksine üzgün değildi. Kızgındı. Jongin'in bunu yapmasına kızgındı. Geldiğinden beri kendisini zorbalık yapmaya çalışan bu çocuk değil miydi? Seni okuldan attıracağım diyip bağıran , dolabını , sırasını mahveden çocuk o değil miydi? Peki şimdi niye onu kurtarmıştı? Arkadaş olalım istiyorum demişti. Bir arkadaş bir arkadaşa bunu yapar mıydı? Kyungsoo Jongin için bunu yapabilecek kadar değerli mi olmuştu? Yoksa refleks gereği mi bunu yapmıştı? Düşünceler küçüğün aklını kaçırmasına neden oluyordu.
Sinirle akmaya hazır gözyaşlarını sildi. Derin bir nefes alıp burnunu çekti ve gözlerini kapattı ama hemen geri açtı. Çünkü o an aklına geliyordu. Jongin'in başının kanlar içinde olduğunu, ambulansın geldiğini, arabaya taşıyan görevlilerin Jongin'in beyin kanaması geçirebilme ihtimalinin olduğunu söylediğini, Jongin'in ameliyata girdiğini, kafatasında hafif kırıklar olduğunu, dikiş atıldığını ama durumunun iyi olduğunu söylediklerini ... Bunları hızlı bir şekilde hatırlıyordu. Kendisinin de yaraları vardı ama önemli değildi. Hemşire ufak pansumanlar yapmıştı.
+"Kyungsoo? Sen misin?"
Duyduğu ses ile yatağa doğru baktı.
-"E...evet evet benim. İyi misin?"
+"İyiyim ama bulanık görüyorum gibi. Sen iyi misin?"
-"İyiyim. Dur doktoru çağırıyorum."
Kyungsoo koşturup doktoru çağırdı. Doktor durumunun iyi olduğunu ve bir gün hastanede kaldıktan sonra taburcu olabileceğini söyledi. Jongin'in uzun bir süre evde dinlenmesi gerekiyordu ama. Öğlene doğru Jongin'in de ailesi gelmişti. Bir kişinin refakatçi olarak kalacağını söylemişlerdi ve Kyungsoo aileyi zor ikna edip kendi kalmıştı. Tabi annesini arayıp haber vermişti. Şimdi Jongin'e yemeğini yediriyordu.
+"Vicdanlı micdanlı olaya girip bana böyle davranıyorsan gerek yok Soo. Midem bulanıyor artık yeter. İstemiyorum yemeyi."
Başını yana çevirip uzaklaştı. Kyungsoo'nun zorunda hissettiği için bunu yapmasını istemiyordu. Kyungsoo ise ne cevap vereceğini bilmiyordu. Kyungsoo uzatmayı sevmezdi. Olaya bodoslama dalmalı ve cevaplarını almalıydı.
-"Neden kurtardın beni?"
+"Çünkü zarar gördüğünü görmek istemedim. Hem seni tutmasam ... Sen çok daha kötü olurdun."
-"Bana zorbalık yapmaya çalışıp bağıran çığıran, olay yaratan sen değil miydin? Bu ne demek şimdi?"
Jongin , Kyungsoo'ya hala bakamıyordu. 'Senden hoşlanıyorum, belki aşığım. Ne yani ölmene izin mi verecektim?' mi diyecekti? Hayır. Jongin daha o kadar cesaretli değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yin Love Yang
Fanfiction"Benim içimde bir sen var. Bunu biliyorsun değil mi?" "Evet ve sanırım bu yüzden sana aşık oldum Jongin." ------ "Sen benim aydınlığımsın. Ben de senin karanlığım." "Sehun-ah..." ------ "Saçlarımı okşasana Baekhyun." "..." ------ Denge olmadan düny...