"Benim içimde bir sen var. Bunu biliyorsun değil mi?"
"Evet ve sanırım bu yüzden sana aşık oldum Jongin."
------
"Sen benim aydınlığımsın. Ben de senin karanlığım."
"Sehun-ah..."
------
"Saçlarımı okşasana Baekhyun."
"..."
------
Denge olmadan düny...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölümü bir, iki saat önce yanlışlıkla yayımladım kcmdmmd. Çünkü pcde kaydet yazısı yerine burada yayımla var. Basmış bulundum 😂😂. Ablam pcye el koyduğu için bir pcden bir telefondan yazdım. Kafam bi milyon. İnşallah yazmayı unuttuğum bir şey yoktur.
Küfür yok biliyorsunuz.
Keyifli okumalar bol yorumlar efenim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-----
Sevgiliye verilecek hediye nasıl olmalıydı?
Büyük mü?
Güzel mi?
Değerli mi?
Hepsi ya da hiçbiri mi?
Kalbini verdiğin birine daha ne verilebilirdi ki?
"Gününü orada geçirmek isteyebilirsin tabii ama emin misin?" Kyungsoo, kapının önünde kapı kokunu tutup donmuş bir şekilde duran Luhan'a seslenmişti.
Bugün sevgililer günüydü ve Sehun bu özel günü birlikte geçirmek için Luhan'ı evine davet etmişti. Luhan hala buna inanamıyordu.
Titrek bir şekilde Kyungsoo'ya döndü.
"Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Hem de hiç. Yaptığı bir şeye bayılıp onun gününü mahvetmek istemiyorum. Sinirini bozacağım. Onu rahatsız edeceğim. Pişman olacak. Kesin pişman olacak." Luhan dudağını ısırıp gözlerini seri bir şekilde sağa sola oynatırken Kyungsoo arkadaşı adına üzülmeden edemedi.
"Paranoyaksın oğlum sen." Gözlerini kısıp içinden geçeni söylediğinde Luhan kendini düzeltti ve ona kötü kötü baktı.
"Sehun bu yani ne yapabilir ki? Bir şeyler yiyip oyun falan oynarsınız. Ufak bir şey de olsa mutlaka bir hediye almıştır. Onu aldığında bayılsan bile dert edeceğini sanmıyorum."
