"Benim içimde bir sen var. Bunu biliyorsun değil mi?"
"Evet ve sanırım bu yüzden sana aşık oldum Jongin."
------
"Sen benim aydınlığımsın. Ben de senin karanlığım."
"Sehun-ah..."
------
"Saçlarımı okşasana Baekhyun."
"..."
------
Denge olmadan düny...
Aslında bu bölümü haftaya yayımlayacaktım ama yorum okumaya ihtiyacım var.
Yorumunuzu eksik etmeyin olur mu?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-----------
Son dersin, son dakikalarında Kyungsoo sıkıntıdan ölecek gibi hissediyordu. Jongin ile geçirdiği vakitte bir saniye neredeyse bir nano saniye iken şu an bir saniye 1 dakikada falan geçiyordu. Akrep bir türlü hareket etmiyordu!
Sıkıntıyla ofladı. Şu an hangi dersi işlediklerinin bile farkında değildi. O kadar sıkılıyordu. Yanında sıraya gömülüp uyuyan sarışın çocuğa ağzını büzerek baktı. Sehun'u çok az bir zamandır tanıyordu ama onun okul hayatı boyunca uyuyan biri olduğunu öğrenmişti. Çocuk bu yatış, postür ve hareketsizlikle nasıl bu kadar büyümüştü?
Kyungsoo gözlerini kıstı. Lanet olası genler! Başını çevirip yanağını yasladı ve yan sırasına baktı. Jongin ve Chanyeol aralarında ciddi bir şey konuşuyorlar gibi görünüyordu. Tekrar ofladı. Onlarla uğraşası yoktu. Bakışları tahtanın üstündeki saate tekrar yönelip kaç saniyenin geçtiğini hesaplayacak ve sıkıntıdan daha çok oflayacaktı ama kendi sıraları doğru bakan Luhan'ı fark etmesi ile sinsi sinsi sırıttı.
Luhan kendisinin fark edildiğini görünce bakışlarına ciddiyet yükledi. Kyungsoo sırıtmasını büyüttü. Sıkıntısı bir anda yok olmuştu. Başını soluna çevirip elini Sehun'un saçlarının arasına daldırdı ve okşadı.
Kafasına anında kağıt parçaları yemesi ile gülmesini bastırmaya çalıştı. Bu sırada Sehun başında hissettiği el ile huzursuzca yerinden kalktı. Baş bölgesine dokunulmasından gerçekten hoşlanmıyordu. Uyku mağruru gözleri ile Kyungsoo'ya pis pis baktı.
"Kyungsoo saçıma dokunulmasından hoşlanmadığımı daha kaç kez söylersem anlayacaksın? Ciddiyim bir dahakine seni şu camdan sırayı attığın gibi atarım."
"Saçına dokunulmaktan hoşlanmadığını ilk kez söylüyorsun. Daha önce Korece söylediğine emin misin?"
"Piç."
Kyungsoo gözlerini kıstı. Chanyeol'den öğrendiği Çince küfürlerle Sehun'un hiç değilse ne küfür ettiğini anlıyordu.
Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki zilin çalması ile gözlerini sonuna kadar açtı.
"Siktir!" diyerek yerinden sıçradığı gibi kapıya doğru koştu. Luhan da ardından hışımla çıkmıştı.
Chanyeol ve Jongin hala ciddi bir konuşmanın içinde olduğu için Kyungsoo'nun hızlı kaçışını görmemişlerdi ama Sehun onların ardından anlamaz gözlerle bakıyordu.
Kyungsoo Luhan'dan neden kaçıyor gibiydi?
----------
"CHANYEOL!" Kyungsoo yüksek sesle bağırıp arabaların yanında bekleyen arkadaşlarına bağırarak koştu.
