Herkese merhaba. Hikayemin ikinci bölümüyle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız benim için çok değerli, lütfen onları benden esirgemeyin. Ve bölümü votelamayı unutmayın. Evet işte karşınızda Rüyada Saklı'nın yenilenmiş ikinci bölümü.*Halsey - Now Or Never
*Skott - Glitter & Gloss🌔
İşten ve yoğun İstanbul trafiğinden canım çıkmış halde eve geldiğimde, yüzümü güldüren tek kişi daha anahtarımı kapının deliğine sokmamla kapının arkasından miyavlamaya başlayan Luna'ydı. Canım kedimle güzel ve uzun süreli bir bağım vardı. On yedi yaşımda bir yaz gecesi; İzmir'deki odamın açık olan camından içeri girmiş, saçlarımın içine kıvrılıp yatmıştı. Sabah olup babam yanımda kapkara bir kedi yavrusuyla karşılaşınca ilk şaşırmış, sonra da aldığı hızla kapının önüne koymuştu. Ama uslanmaz Luna her gece camımdan girip yine yer edindiği saçlarımın içinde yatmaya başlayınca en sonunda babam da onu kabul etmek zorunda kalmıştı. İstanbul'da üniversite kazanınca onu da alıp benimle birlikte buraya, evimize getirmiştim. İşte bu yüzden o benim oğlum gibiydi. Ruh değişikliklerimi hemen algılayıp ona göre beni sakinleştirir, hareketlerimi o kocaman kehribar gözleriyle takip edip peşime düşerdi. Rüya atlamalarım sırasında uykuya dalmadan önce hep yanımda olur, beni o tatlı mırıltısı ile rahatlatırdı. Hayatımda ailemden sonra en değer verdiğim canlı oydu.
Evimin kapısını açtığımda, beni görüp heyecanla miyavlayan Luna'yı eğilip ıslak ayakkabımı bile çıkarmadan kucağıma aldım.
"Aşkım, günün nasıl geçti? Sıkıldın mı evde bebeğim?" diyerek kafasının üstüne kocaman bir öpücük bıraktım. O da sanki bana cevap veriyormuş gibi mırıl mırıl mırıldanmaya başladı.
"Evet anlatacağın çok şey varmış. Demek ki sıkılmamış benim oğlum." diyerek ona bir sulu öpücük daha bahşedip hafifçe belime eğerek, kucağımdan yere zıplamasına yardım ettim. Hızlıca ayakkabılarımdan ve yağmurdan ıpıslak olmuş montumdan kurtulup, çoraplarımı da çıkararak ayaklarımı özgürlüğüne kavuşturdum.
Sonra da ıslak halime aldırmadan mutfağa geçip dün öğlen yaptığım yemeği dolaptan çıkarıp ocağa koydum. Luna ise aheste aheste yanıma yaklaşıp bacağıma sürtündü. Başımı eğip Luna'ya baktığımda onun günlük mamasını unuttuğum aklıma geldi. Salona doğru koşar adımlarla gidip, ulaşmaması için dolabın en kuytu ve yüksek köşesine sakladığım mamasını alıp, kabına boşalttım. Ve kedimin bana neden sululuk yaptığını da bu sayede anlamış oldum.
Nefes bile almadan mamasını yemeğe dalmış Luna'ya bakarken mutfaktan burnuma dolan yanık kokularıyla mutfağa koşup yemeğin altını kapattım. Ah evet! Bir tencerem daha çöp olmuştu. Dudaklarımı büküp, burnumdan homurtuya benzeyen bir ses çıkardım. Gece gördüğüm rüya; başımın üzerinde sallanan bir kılıç gibi kendini tüm gün bana hatırlatmıştı, sanki bir lanetti ve başıma gelen her şeyin sorumlusu gibi sinsice aklımın köşelerinden gölgesini bana gösteriyordu.
İşe gitmek için kendimi sokaklara vurduğumda ilk darbe otobüsü kaçırmam ile başlamıştı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi ne yapacağımı bilemez halde kalakalmışken bir anda bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başlamıştı. Sonrasında yeterince geç kaldığım şirkete yetişmek için taksi bulmaya çabalamış, ıslak kedi yavrusuna benzediğim için beni almayan şoförlerden birinin vicdanına oynadıktan sonra da dehşet bir trafiğin ortasına düşmüştüm. Dahası! Ah evet dahası vardı. Şirkete girer girmez patronumun ters gününde olduğunu idrak etmiş, zift gibi kararmış gökyüzü gibi bir yüzü tüm gün karşımda görmüştüm. Tam her şey bitti, eve dönüyorum derken bir sürücü tarafından baştan aşağı ıslatılmıştım. Yani daha kötü olamaz dediğim her şey tek tek olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyada Saklı
FantasyBen Yelda, Kanımdan gelen güç ile yıllardır insanların rüyalarında dolaşıyorum ve asli görevimi yerine getiriyorum. Ama kim bilebilirdi ki onun rüyasına tutsak olup, asıl rüyasının yönü değişenin ben olacağımı... Adımla gelen o eşsiz gecede, onun ba...