36 - Ateş

10.9K 844 136
                                    

Herkese Merhaba😊
Kelime israfına gerek yok. Bu uuuuupuzun bölümde bolca aşk var, tutku var, bağlanma var.😍

Yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin lütfen 😘 Ayrıca yeni bölümlerle ilgili alıntıları da İnstagram hesabımda paylaşıyorum. Merak edenler profildeki hesabımdan takip edebilir ve yayım gününden önce minik fısıldamalarımı okuyabilir.😉 (Arada kendimle ilgili şirinlikler, şeker şeyler de yüklüyorum 😊)

İyi okumalar💚

Bölüm şarkısı: Ed Harcourt - Furnaces

🌙

Gecenin kör saatinde, yaşadığımız aksiyon dolu dakikalardan sonra Ay'ın ışığının, odanın içine süzülerek aydınlatmaya çalıştığı fakat karanlığın daha ağır basarak onu emdiği gecede, biz yorgun iki ruh yatağın içinde sessizce bakışıyorduk.

İlk, yüzüme kanın hücum etmesiyle kıpkırmızı olarak başlayan bu bakışmalar dakikalar ilerledikçe yerini meraklı ve bir o kadar da detaylı göz süzmelere döndürmüştü. Karanlığın egemen olduğu odanın içinde parlayan gözlerimizin ışıltısı sarmıştı çevreyi.

Keşke minik bir ışık hüzmesi, onun keskin fakat bir o kadar da gözüme narin gelen yüzünü aydınlatsa da kirpiklerinin, kaç tane olduğunu sayabilseydim. Gözlerinin sadece bana dönük olduğunu bilmek bile içimi rahatlatıyor, beni bulutların üstünde hissettiriyordu. Bu minik dakikalarda ise içimdeki her bir zerre, huzurla anın keyfini çıkarıyordu.

Verdiği her nefes yüzümde görünmez bir sis gibi dağılırken, kalbinin ahenkli vuruşları dakik bir saat gibi zihnimde yankılanıyordu.

Aktan yerinde hafifçe kıpırdanıp sıcak bedenini biraz daha bana doğru yanaştırdı. Dudaklarından fısıltıyla çıkan fakat kulaklarımda büyük bir zelzeleye neden olan sesi içimde yankılandı.

"Acaba bu gerçek mühür nasıl olacak? Neler hissedeceğiz?" diye fısıldadı.

Yastık ile yanağım arasına yaslanmış ellerimden bir tanesini çekip, hafifçe gün yüzüne çıkmaya ant içmiş sakallarının üzerlerinde turladım. Aktan bu minik dokunuşumla derin bir nefes alırken ben sorusuna istinaden

"Hiç bir fikrim yok ama sen beni bu koruma, kollama görevini daha ileri seviyeye taşıyacaksın." diyerek hafifçe kıkırdadım.

Parmaklarımın altındaki tende dokunmasam farkına bile varamayacağım bir kıpırdama olunca Aktanın hafifçe gülümsediğini anladım. Sonra sesimi temizleyip, ciddileşerek "Birbirimizi hissedeceğiz büyük ihtimalle. Bu şimdi ki hislerimizin daha keskin hali olacak gibi hissediyorum." diye mırıldandım.

Aktan derin bir nefes alıp, belimdeki kolunu kasarak, beni bedenine bastırdı. Yüzüm göğsüne yapıştığında buram buram kokusu yüzünden, ağzımdan minik bir inleme kaçtı. "Her ne olursa yanında olacağım. Korkmanı gerektirecek bir durum yok. Hislerimizin artması benim açımdan baya iyi bir durum." dedi.

Yüzünü eğip, saçlarımın içine dağılan nefesiyle "Neler düşündüğünü, hislerinden çıkarabileceğim." diye fısıldadı tok sesiyle. Bedenimden soğuk bir titreme geçerken, şu an aklımdan geçenleri tahmin edemediği için şükretmeye başladım. Çünkü bu ne benim için ne de onun için iyi olamayacak bir noktayla sonlanabilirdi.

"Şu an ne düşünüyorsun?" diye mırıldandı güçlü parmakları, belimde dokunduğu her bir noktada alevden bir yol çizerken, yutkunarak başımı kaldırdım. Tek istediğim rüyada, yarım bıraktığım öpücüğüme şimdi, şu anda, tüm arzumla devam etmekti. Ama onu baştan çıkarıp da sonrasında neler yapabileceğimizi kestiremeyecek olmam işleri daha da çıkmaza sürüklüyordu. Hem onunla bir olmak hem de aramızdaki onun, karanlık sırlarıyla ördüğü, görünmez mesafelerin kalmasını diliyordum. Fakat bunlardan sadece bir tanesi yapabileceğimin de bilincindeydim.

Rüyada SaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin