Bu sefer bir şey yazmıyorum. Hadi okuyun sonra konuşalım😁
🌖
"Adım Aktan bu arada. Hoşçakal güzellik"
Gözlerimi gerçek dünyada açtığımda bir kaç dakika kendime gelemedim. Bunun rüyasına girdiğim birine ilk kez gözükmemden mi? Onunla temas etmemden mi yoksa ilk kez adını öğrenmemden mi bilmiyorum ama sanki bir duygu patlaması yaşıyor gibiydim.
Yataktan yavaşça doğrulup ayaklarımı soğuk parkeye bastırdım. Aslında bugün izin günüm olduğundan istediğim gibi vaktimi harcayabilir yatakta uyuşukluk edebilirdim. Ama canım hiç bir şey istemiyordu. Gözüm komodinin üzerinde olan telefonuma çarptı. Elime aldığım gibi annemi aradım. Telefon iki çalıştan sonra açıldı.
"Yelda annecim günaydın." dedi annem şen şakrak sesiyle
Annemin sesini duymamla içimde ki tüm duygu karmaşası bir anda gün yüzüne çıktı ve gırtlağım yırtılırcasına ağlamaya başladım. Ağlamalarım arasında annemin adımı seslendiğini duyuyor ama kendimi bir türlü durduramıyordum. En son ağlamam azalıp hıçkırıklarım azaldığında annem tekrar bana seslendi.
"Kızım kıymetlim ne oldu sana? Anlat anneciğine." dedi annem
"Anne ben dün gece çok kötü şeyler yaptım. Biri beni ilk kez gördü anne onla da kalmadı dokundu bana sonrası o kadar karışık ki. Gözleri kör eden ışık oldu sonra bir şimşek sesi. En kötüsü de ne anne biliyor musun? Kontrol edemedim anne rüyayı. Güçlerim tükenmiş gibiydi. Rüyadan çıkamadım. Aktanın verdiği emre uydum. Bilinç altını göremedim. Anne ben hayatımda ilk kez başarısız oldum. Sizi ve soyumu hayal kırıklığına uğrattım. Kanımın hakkını veremedim anne veremedim. " dedim hıçkırıklarım arasında
Telefonun karşı tarafında uzayan sessizlik yüzünden üzüntüm ve hayal kırıklığım gittikçe artarken en sonunda annem "Hemen üstünü giy ve anneannene git Yelda hemen! Bu anlattıkların normal değil kızım. Hem de hiç normal değil." dedi kısık bir sesle.
Sonra derin bir nefes alıp "Yelda ben de bu gece rüyadan atıldım. Yani iyi gidiyordu sonra bir anda baktım ki kendi odamda yatıyorum." dedi yavaşça
"Tamam anne. Hemen gidiyorum. Benim hatam hepimizi etkilemiş olamaz dimi olmamalı?" derken babam arkadan annemin ismini seslendi.
"Ben kapatıyorum kızım. Kendine dikkat et. Anneannenle konuştuktan sonra mutlaka ara beni unutma." dedi ve hızlıca telefonu kapadı.
Anneannem Aysel ailemizin en büyüğü, doğal olarak da en bilgili olanımızdı. Tabi bilgili olmasının bir diğer unsuru ise Sırlar Kitaplarının onda olmasıydı. Binlerce yıla dayanan soyumuzun tüm kadınları önemli olan rüyaları buna yazmıştı. Bu zamana kadar özenle korunmuş üç cilt ansiklopedi büyüklüğünde kitabımız vardı. Ne anneannem ne de annem bu zamana kadar kitaplardan yararlanmamıştı. Ben ise on sekiz yaşıma girip koruyucu olduğumu öğrendiğim anda anneannemden bunları ödünç almış ve kutsal emanetimizi anlayabildiğim yere kadar okumaya çalışmıştım. Üçüncü cildi az çok okumuştum. Fakat ilk iki cildin hangi dilde yazıldığını bile anlamamıştım. Anneannem ilk cildin antik Yunanca olduğunu tahmin ettiğini ama hakkında başka hiç bir şey bilmediğini söylemişti.
Dolabıma koşup üstüme giyecek bir şeyler bulup, hızlıca üzerime geçirdim. Lunaya mamasını verip koşar adım otobüs durağına gittim. Otobüsü beklerken hala rüyada olanları aklımda bozuk bir plak gibi çevirip duruyordum. Adının Aktan olduğunu öğrendiğim erkeğin bu derece emirlerine uymam ayrıca bu kadar bilinçli şekilde rüyasını yönetmesi aklımda kocaman soru işaretleri oluşturmuştu. Yoksa bizim gibi olan başka insanlar da mı vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyada Saklı
FantasyBen Yelda, Kanımdan gelen güç ile yıllardır insanların rüyalarında dolaşıyorum ve asli görevimi yerine getiriyorum. Ama kim bilebilirdi ki onun rüyasına tutsak olup, asıl rüyasının yönü değişenin ben olacağımı... Adımla gelen o eşsiz gecede, onun ba...