5 - Bağ

13.4K 975 209
                                    

Herkese Merhaba. Cuma günü yine karşınızdayım. Emin olmamakla birlikte haftaya vizelerim olduğu için iki hikayeme de bölüm ekleyemeyebilirim😔 Ama benim ne yapacağım belli olmaz😊 Hadi iyi okumalar. Yorumlarınızı heyecanla bekliyorummm💃

🌗

Işık patlamam tamamlandığında ayakta durmak yerine sertçe yere düştüm. Siyah saçlarım düşüşün etkisiyle yüzümün önüne gelip görüşümü bir duvak gibi kapatmışken, aniden alnıma dayanan bir silahın ölüm kadar soğuk namusunu hissetmemle tüm vücudum kitlendi.

🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃🍃

Alnımdan bir kalp atımı süresince tüm vücuduma yayılan o korkunç ölüm zehrinin kimin parmağının ucunda olduğunu öğrenmek için merakıma yenilerek, yüzümü çevrelemiş saçlarımı üfleyerek gözlerime işlevlerini yerine getirebilmesi için alan yarattım.

Fakat gözlerimden önce kulaklarım asli görevlerini yerine getirip, sessiz evin içinde yankılanan sert ve aşina olduğum erkek sesini bana duyurdu.

"Yine gelmeni beklemiyordum. Dün kaçarak gitmiştin oysa ki" dedi Aktan sertçe

"Hadi canım oradan" dedim şaşkınlıkla ve

"Manyak herif. Çek şu silahı kafamdan." diye bağırıp kendimi geriye doğru çekerek dizlerimin üstüne çöküp, yüzümdeki saçları sertçe geriye çektim.

İfadesiz bir yüzle bana bakan Aktan'a bende aynı ifadeyle dönüş yaptım.

Birbirimizi gözlerimizle yok edemeyeceğimizin farkına varınca Aktan boğazını hafif bir öksürükle temizleyip elindeki gümüş rengindeki tabancayı sehpanın üzerine nazikçe bıraktı. Gözlerim elini takip ederken sehpanın üzerindeki değişik büyüklük ve renkteki silah ve bıçakları görüp büyümüş gözlerimle onlara kitlendim.

"Bu adam ne biçim bir manyaktı? Yoksa katil falan mıydı? Allahım yoksa İstanbul seri katilinin rüyasına mı düştüm ben allahım?" diye kafayı yerken Aktan yavaşça yerinden kalkıp sehpanın yanına yürüdü ve onları sanki bir bebeği tutuyorcasına teker teker koltuğun üzerindeki büyük valize taşıdı.

"Katil misin? Tetikçi misin? Yok yok en iyisini düşünelim asker falansın göreve gideceksin ondan bunlar böyle ortada..." derken aniden susup durumun garipliğiyle aniden başımı yere eğdim. Hangi manyak rüyasının içinde silah koleksiyonunu düzenlerdi ki?

Bana sırtını dönmüş Aktan ettiğim laflardan sonra kasılmış sırtını bana döndürmeden "Hiç biri değilim yada aslında hepsiyim. Ve bu seni zerre ilgilendirmez." dedi sertçe

Sonra valizin fermuarını hızla kapatıp bana doğru döndü. "Asıl konu şu. Sen buraya neden ve nasıl geri geldin?" dedi.

İşte bu ikimizin de merak ettiği tek ortak konuydu. Neden bir başkasının rüyasına girmem gerekirken bu manyağın rüyasına geri gelmiştim?

"Bilmem bu senin rüyan. Belki beni hayal etmişsindir." dedim cesaretle sırıtıp hala oturduğum yerden ona doğru başımı kaldırıp bakarak

Sinirden kıpkırmızı olmuş bir yüz ve seğiren gözler onun rüyasında beni hayal etmediğinin canlı kanıtıydı aslında. Tam bana doğru sinirle bir adım atmıştı ki beyaz bir tüy topu bana koşup kucağıma atladı.

"Artemis bebeğimm. Naber? Katliama uğramamışsın hala bu adam seni kesip yemedi mi?" dedim Aktanı kast ederek ve kedinin kafasının üzerine minik bir öpücük bıraktım.

Rüyada SaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin