Herkese uzuun bir aradan sonra Merhaba...
İşe başladığım ve alışma sürecimin biraz uzun geçmesi sebebiyle bölümün satırlarının size ulaşma aralığı arttı. Bunun için her birinizden özür dilerim.
Neyse özlemişsinizdir.
İyi okumalar dilerim...
🌙
Salonun içindeki hava kurşun gibi ağırlaşmış adeta ciğerlerimize yapışıp kalmıştı. Bakışlarımı duvar kağıdının desenlerinden yavaşça Aktan'a doğru çevirdim.
Sertçe yutkunup bir çöl gibi kurumuş boğazımı ıslattım. "Nereden başlayacağız hiç bilmiyorum." dedim gözlerim Ertan'a da dönerken, zihnim bir çıkış yolu aramaya başlamıştı.
Birkaç saat önce yüzyıllarca gizli kalmış kelimeleri çıkardığı kağıtlar, açık camdan içeri süzülen rüzgarla beraber bir melodi oluşturarak kulaklarıma çarpıyordu. Yıldızlar karanlığına kavuşmuş, altında kalan dünyayı ışıkları ile yıkarken Ay, dolunay evresine varmak için sadece saatlerini dolduruyordu.
Aklıma süzülen bir fikirle ayağa kalkıp, çantamdan telefonumu aldım. Parmaklarım, ekranın üzerinde dans edercesine kayarken, gözlerim görmek istediğim ismi bulunca mutlulukla küçüldü.
Aktan ve Ertan merakla ne yaptığımı anlatamam için beklerken, ben çoktan telefonu kulağıma dayamış, birbiri ardına çalan bağlantı sesinin sonlanmasını bekliyordum.
Anneannemin sesi kulaklarımı doldurunca "Sultanım nasılsın?" dedim en şen sesimle. Aktan tek kaşını kaldırıp, dudağının kenarında oluşan gülümsemesi ile Ertan'ın sırtına hafifçe vurdu.
"İyiyim kızım. Bir aksilik yok dimi?" dedi merak dolu sesi ile bana cevap verirken, dedemin şen kahkahası kulaklarımı doldurdu. Ardından "Damat mı buldun? Aysel bir şeyler diyordu annen ile telefonda konuşurken." dedi telefonu devralip
Gözlerim büyürken "Ne kocası ya? Ben koca falan bulmadım." dedim şaşkınca sandalyeye otururken, bakışlarım karşı koltukta oturan Aktan'a çarpınca kalbimin atışı sekteye uğradı.
Kocaman gülümsemesi yüzüne oturmuş, en ince ayrıntısına kadar dediklerimi aklına kaydediyordu. Fırsat bulduğu ilk anda da bana bu konu ile ilgili soru yağmuruna tutacağına da emindim.
Boğazımı temizlemek için hafifçe öksürdükten sonra gözlerimi aklımı bulandıran kahverengi gözlerden çektim.
Dedemin kahkahası yeniden kulaklarımda yankılanınca "Eminim bulmadın. Neyse hadi utanıyorsun belli ki." dedikten sonra acıyla haykırıp "Ah. Aysel ne çimdikliyorsun? Torunumla sizin yaptığınız gibi dedikodu da yapılmıyor ha." dedi hızla.
Anneannem, dedemin elinden telefonu kapıp "Yemin ederim kafayı yedireceksin bana!" dedi ve "Bekle iki dakika odaya geçiyorum Yelda." dedi ardından sinirle.
Dedem ve anneannem arasında süren savaşa gülmemek için kendimi zor tutarken, Aktan çoktan yerinden kalkıp yanıma ulaşmıştı. Başımı yukarı doğru kaldırıp, oturduğum yerden daha da geniş ve kaslı duran bedenine baktım.
"Hoparlörü aç Yelda." diye mırıldandı. Başımı sallayıp kulağımdan kaldırdığım telefonun hoparlörünü açarken "Anneanne, Aktan da yanımda. Sana söyleyeceklerimiz var." dedim.
Telefonun diğer ucundan gıcırdayan yatak odasının kapatılan kapısının sesinin gelmesi ile "Oğlum. Nasılsın?" dedi anneannem en içten sesiyle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyada Saklı
FantasyBen Yelda, Kanımdan gelen güç ile yıllardır insanların rüyalarında dolaşıyorum ve asli görevimi yerine getiriyorum. Ama kim bilebilirdi ki onun rüyasına tutsak olup, asıl rüyasının yönü değişenin ben olacağımı... Adımla gelen o eşsiz gecede, onun ba...