Rüyada Saklı

34 - Kovalamaca

Herkese Merhaba. İki haftadır bölüm yoktu ama az sonra okuyacağınız bölümle heyecan ve aksiyondan dolayı yerinizde duramayacaksınız. Yeni yaptırdığınız manikürünüz varsa  şimdiden özür dilerim.
Upuzun bir bölümle kaldığımız yerden devam😏

İyi okumalar Rüya Takımı😍

Bu arada Rüyada Saklı'nın bölümlerini yazarken neler dinlediğimi öğrenmek ister misiniz? İsterseniz bir liste yapıp gelecek bölümde yayınlayabilirim 💚

Aslında bu bölümü dün yükleyecektim ama wattpad sapıttığı için bu gün oldu. 😔 (Ay hala sapıtmış halde kafamı nerelere vursam! Size bildirim geldi mi? Biri şuraya bir cevap yazsa çok mutlu olurum.)

🌙

Gözlerimi kırpıştırıp çevreme baktığımda kendimi akşam geldiğim otel odasının banyosunda, artık durmuş fakat hala sıcak duran jakuzinin içinde buldum. Gözlerim tavana sabitlenmiş halde öylece kalakalmıştı.

Bu rüyamızda neler olmuştu öyle. Rüyalarımız sadece Aktan ile benim özel alanımız olmaktan çıkmıştı. Artık bu işin geri dönüşü de yoktu. İlk ben ve Aktan sonra da ailemin diğer kadınları bu yola baş koymuştuk. İçimde biriken cesaretle çenemi kaldırıp bir sonraki adamımız ne olabileceğini hesaplamaya başladım.

Bedenimi bir pamuk gibi sarmalayan sıcak suyun içinde hafifçe kıpırdanma isteği beynimi ele geçirdi. Vücudumun uzuvları nazikçe hareketlenerek suyun içinde tüy yumuşaklığıyla hareket etti. Fakat bu minik hareketimin aksine küvetin içinde oluşan şiddetli su gelgitine tek kaşımı kaldırarak baktım.

Sanki banyodaki ışık bile yanmayı bırakmak için bana yalvarıyordu. Hislerim bir anda şahlanarak bana başka birinin varlığını bas bas bağırmaya başladı. Bembeyaz köpükle kaplanmış suyun yüzeyinin altında aciz gözlerim siyah bir gölgenin varlığını sezdi. Sanki suyun içinde benden başka biri varmış gibi…

Bedenim ve iç güdülerim kontrolü salisede ele geçirildi ve ciğerlerimi yakacak bir çığlık atıp kendimi küvetten dışarı attım. Kalbim neredeyse boğazımda atarken çırılçıplak bedenimi korkuyla kapalı olan banyonun kapısına yapıştırdım. Benim küvetten ani fırlayışımla tüm banyonun zemini ıslanmıştı. Küvetin içindeki su ise azgın bir dalga gibi bir o yana bir de diğer yana çarpıyordu.

Bir anda içeri ki odada deli gibi çalan Aktanın telefonunun melodisi kulaklarıma doldu. Şuan korkudan ayaklarım tutmuyordu sanki. Bir milim adım bile atacak durumda değildim.

Banyodaki titrek lambanın ışığı gittikçe daha çok azalırken bedenimdeki her bir hücre çığlık çığlığa bağırıyor, oradan kaçmam için bana adeta yalvarıyordu. Doğal olmayan minik bir tıslama sesi kulaklarıma dolduğunda canhıraş bir çığlık daha attım.

Kurtarıcım olan minik lamba tamamen sönünce banyoda ki tek ışık kaynağı şehrin ışıklarının hafifçe oynayarak karanlık banyoyu aydınlatmak için çalışan yekpare bir cam oldu.

Suyun içinden yükselen seslerle sonunda kaçmak için ayaklarıma komut verdim. Çıplaklığıma gram aldırmadan yatak odasına koşup ardı ardına çalan telefonumu elime aldım. Aktanın bağıran sesi kulaklarıma ulaşınca dehşet dolu sesimle “Aktan bana yardım et!” diye çığlık attım. Banyodan yükselen ve ciğerlerimi donduracak kadar yüksek tiz ses ile titreyen elimdeki telefon yeri boyladı.

“Güçleniyorsun.” dedi tiz ve bir o kadar da güçlü ses duvarları yırtıp kulaklarıma ulaştı.

“Bedenindeki asil kan her saniye daha da ağzımı sulandırıyor. İçine sızmak için heyecanla bekliyorum.” dedi tiz ses gittikçe bana yaklaşırken bende banyo kapısından hızla uzaklaşmaya başladım.