O gece sabaha kadar uyumayacak ve gerçek hayatımı da değiştirecek olaylar silsilesinin ilk adımımı çok beğendiğim bir ilana direk başvuru yaparak başlatacaktım.
☀
Sabah, sıcaktan bunalmış şekilde kendime geldim. Kucağımda tüm gece çalışarak alev almış laptop yetmezmiş gibi Luna da favori yeri olan saçlarımın içine gömülmüş beni yün bir şapka gibi ısıtmıştı.
Mırıldanarak uyuyakaldığım koltuktan Lunayı uyandırmadan kalktım ve yanan gözlerimi oluşturup, ayağımı sürte sürte mutfağa, çay suyu koymaya gittim.
Mutfakta su ısınırken bir anda aklımda yanan ampulle tüm uykulu halim bir anda yok oldu. "Bugün annem geliyor." diyerek sırıtmaya başladım. Annemi telefon ve görüntülü konuşma haricinde iki aydır görmüyor, ona sarılmanın özlemini çekiyordum.
Etrafa bir göz atıp "Temizlik mi yapsam acaba?" diye homurdandım. Sonra dün akşam uyumamak için giriştiği temizlik aklıma gelince omuz silkip kahvaltı hazırlamaya devam ettim. Bu sıralar yemek yemeği aksattığımın farkındaydım ama süre gelen olaylar silsilesi içinde bir türlü vakit bulamıyordum.
Masaya çayımı koyarken birden aklıma gelen anıyla yanaklarımın ısındığı fark ettim. Daha dün akşam Aktanla karşılıklı oturmuş, iki normal ve sorunsuz insan gibi yemek yemiştik. Anımdan arınıp kafamı iki yana hafifçe sallayıp masaya çöktüm.
Luna tabak seslerine uyanmış ve masanın üzerine kurulmuş beni gözlüyordu. Peynire doğru yaklaşınca "Hayır yok sana peynir." diye homurdanıp masadan indirdim.
O ise sinirle bana tıslayıp yatak odamıza geçti. Sessizlik içinde kahvaltımı yapmayı sürdürürken derinden gelen bir melodiyle, korkarak arkamı dönüp evi gözledim.
"Bu ne şimdi ya?" diye tırsarak yerimden kalkıp salonun içinde melodiyi aramaya başladım. En sonunda koltuğun yastıkları arasına sıkışmış, Aktanla tek haberleşme aracımız olan eski ve çalmaya devam eden telefonu bulunca şaşkınlıkla ona bakmaya başladım.
Telefonu açıp kulağıma götürünce Aktan telefonu kulağımdan çekmeme neden olan yüksek sesiyle "Yelda! Neden açılmıyor bu telefon?" diye bağırdı.
Ağzım şaşkınlıkla açılırken dilim dolanarak "B-ben. Ş-şey. Telefonu bulamadım." dedim korkarak. Sonra bir anda oturduğum yerde dikleşip "Ne bağırıyorsun be?" diye bende ona bağırdım.
Derin bir nefes sesi kulağıma ulaştıktan sonra "O telefonu sana ulaşabilmek için verdim Yelda." dedi sakince. Cevap vermek için ağzımı açmıştım ki "Akşam geleceğim. Fakat çok durmayacağım Ankara'ya geri dönmem lazım. Bu yüzden Artemis ile beraber geliyorum." dedi.
Gözlerim şaşkınlıkla büyürken "Ya Artemisi canlı mı göreceğim sonunda?" diye heyecanla söylendim.
"Bende bu yüzden arıyorum ya oğlunu kızımdan uzak tut Yelda." dedi monoton bir sesle
Aktan göremese de ona kaşlarımı çattım. "Kendi kedimi odada hapis tutamayacağım Aktan. Ayrıca oğluma sapık gibi davranmayı kes onlar kedi." dedim homurdanarak
Karşılığında ondan da aynı homurdanmayı aldım ve Aktan başka bir şey demeden telefonu suratıma kapadı. "Hah! Adama bak ya." diye söylenip telefonu masaya attım.
Kahvaltıma sinirle geri dönerken ekmeğime işkence edercesine üzerine peynir sürmeye başladım. Aktanın sesini taklit ederek "Oğlumu kızımdan uzak tut Yelda." diye söylenip dilimi ağzıma tıkıştırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyada Saklı
FantasyBen Yelda, Kanımdan gelen güç ile yıllardır insanların rüyalarında dolaşıyorum ve asli görevimi yerine getiriyorum. Ama kim bilebilirdi ki onun rüyasına tutsak olup, asıl rüyasının yönü değişenin ben olacağımı... Adımla gelen o eşsiz gecede, onun ba...