Kapıyı açtığımda ise elinde Lunanın çantasını tutan Anneannemi görmemle korkuyla gözlerim büyüdü.
Anneannem bir şey demek için ağzını açmıştı ki tam o anda duvarları titretecek kadar yüksek sesle bağıran Aktan’ı duymamızla ikimizde korkuyla birbirimize baktık.
“Yelda! Bu kitaplarda yazanlar ne? Kimsin sen?”
🌙
Aktanın bağırışıyla kapının önünde duran vücudumdaki tüm kan çekilmiş, ruhum da bedenimi terk etmişti. Bedeninde ki tüm kaslar tamamen kasılmış, sadece sırtını gördüğüm Aktan bana dönmeden
“Sende bir şeylerin garip olduğunu biliyordum.” dedi duygudan uzak bir tonla
Anneannem Lunanın çantasını yere koyup kapağını açtı, sonra hızlıca içeri girip, evin kapısını kapattı ve salona geçti. Ben ağzımı açıp tek kelime edemezken, anneannem sakinliğiyle insan çatlatma seviyesindeydi.
Anneannem yavaş hareketlerle Aktan’a yaklaşıp nazikçe sırtına dokundu. Anlık bir sinirle arkasını dönen Aktan benim yerime anneannemi görünce geri çekildi.
“Dinle oğlum. Torunumun bir suçu yok. Otur sana her şeyi anlatacağız.” dedi rahatlatıcı bir sesle. Mutfakta yanan ışık hafifçe titreyince anneannemin Aktanın zihnini kontrol ettiğini anlayıp yanına koştum.
“Anneanne lütfen yapma. İşleri daha içinden çıkılmaz hale sokma. Aktan akıllı biri eminim anlayacaktır.” dedim endişeyle
Aktan ve Anneannemin parlayan yeşil gözleri birbirinden ayrılınca anneannem derin bir nefes verip arkasındaki koltuğa yorgunca oturdu.
Olayları tam olarak idrak edemeyen Aktan düşünceleriyle oynanıldığını anlayınca daha da hiddetlendi.
“Yelda? Siz büyücü falan mısınız? Nesiniz siz? Nasıl bir anda bu kadın beni rahatlatabilir?” diye bağırmaya başladı. Anneannemin kesik nefesleri arasında şuan ilgilenmem gerek tek kişi olan anneannemi seçip yanına koştum.
“Ana tanrıçam! İyi misin?” diyerek nabzını ölçmeye çalıştım. Sonra Aktan’a benim bile inanamadığım bir ses tonuyla emredip “Odamda ki dolabın ilk çekmecesinde tansiyon aleti var Aktan git getir onu.” dedim.
Daha çok inanamayacağım olay gerçekleşti ve Aktan sinirden kudursa da emrime itaat edip odama doğru güçlü adımlarla yürümeye başladı. Anneannem aldığı nefeslerin arasından “Onu kaybetme. Gerçeği söylemek zorundayız. Sırrımız ortaya çıktıysa onu korumak zorundayız.” dedi.
Kafamı olumlu anlamda sallarken Aktan odadan elinde aletle dönüp onu elime tutuşturdu. Sonra gidip tekli koltuğa oturup yüzünde anlamlandıramadığım bir ifadeyle bize bakmaya başladı. Gözlerimi ondan çekip anneanneme yönlendirdim. Gücünün son demlerini yaşayan anneannemin benden enerji almadan yaptığı bu hareket onu çok yormuştu.
Nasıl ya da ne ile onu iyileştireceğimi bilememenin verdiği çaresizlikle gözümden akan yaşlara engel olamazken, ağzımdan acı bir inilti döküldü. Tüm ruhumda hissettiğim çaresizlik beni ele geçirdiği sırada Aktan yerinden kalkıp omuzumu ittirerek anneannemin önünde diz çoktu ve titreyen elimden makineyi alıp seri hareketlerle anlık durumunu öğrenmeye çalıştı.
Ben geriye çekilip göz yaşı dökerken Aktan bir kaç saniye gözlerini bana çevirdi. “Teşekkür ederim” diye mırıldandım. Aktan ise alete geri dönerken “Bunu senin yada sizin için yapmıyorum. Sadece nasıl bir şey olduğunuzu merak ediyorum. Öğrendikten sonra gideceğim.” dedi monoton bir sesle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyada Saklı
FantasyBen Yelda, Kanımdan gelen güç ile yıllardır insanların rüyalarında dolaşıyorum ve asli görevimi yerine getiriyorum. Ama kim bilebilirdi ki onun rüyasına tutsak olup, asıl rüyasının yönü değişenin ben olacağımı... Adımla gelen o eşsiz gecede, onun ba...