Herkese Merhaba.
Çook uzun bir bölümle karşınızdayım. Gelecek haftanın da bölümünü buraya ekleyip, aslında birkaç bölüme sığdıracağım uzun bir serüven yazdım. Bunu yapmamın ana sebebi ise malum erkeğimizin doğum gününü de kutlamamız.
Bugün 17.02.2018
Doğum günün kutlu olsun Aktan Demirkılıç.🌙 İyi ki Yeldanın oldun. İyi ki seni tanıdık. 🎂💚Şimdi sizi bölümle baş başa bırakayım. İyi okumalar. Yorumlarınızı ve ⭐'larınızı eksik etmeyin 💚
🌙
Sıcak.
Çok sıcak hissediyordum. Sanki bedenim kor ateşler içinde kavruluyor gibiydi ve benim kaçabileceğim hiç bir nokta yoktu. Sıkıntıyla bir nefes verdim uykumun karanlığı arasında. O kadar uzun süre Aktanı beklemiştim ki sonunda uykusuzluğa dayanamamış, kendimi yalnızlığımdan ve düşüncelerimden zorlukla koparıp uykunun karanlığına emanet etmiştim.
Bilincim, boşluk içinde süzülürken, bedenimin bulunduğum sıcaklıktan koparıldığını ve vücuduma, sıkıca dolanan soğuk kolların varlığını hissettim. Tanıdık koku çevremi minik bir örtü gibi sararken, ağzımdan minik mutluluk mırıltıları kaçtı.
Sırtımı arkamdaki soğuk bedene yasladım güvenle. O beden ki beni kendinden üstün gören, kollayan adama aitti. Sallantıda olan uykum huzurlu bir sarılmayla taçlanırken, bilincim tamamen esaretimden kurtularak özgürlüğüne adım attı.
Gökyüzü kadar mavi gözlerimi hafifçe kırpıştırarak açtığımda, kendimi güçlü bir kolun kuşatması altında buldum. Aktan kolunu karnımın üzerine atmış, tamamen bedenine yapıştırmıştı. İkimizin vücudunda, yakınlığımızdan ötürü bir zerre bile soğukluk emaresi bulunmuyordu artık.
Yüzümü ona döndürdüğümde daha büyük bir şaşkınlık yaşamak zorunda kaldım. Çünkü yanımda yatan Aktan uyanıktı ve yüzünde daha önce görmediğim bir sevecen ifadeyle beni süzüyordu.
"Günaydın güzelim." dedi tok sesiyle.
Kolunun altında hafifçe kıpırdanarak vücudumu ona döndürdüm. "Günaydın." diye mırıldandım uykudan çatlamış sesimle
Aktanın yüzünde cevabımın üzerine daha büyük bir gülümseme oluştu. "Sesinin bu tonunu duymak için her gece uykusuz kalmaya razı olmama çok az kaldı." dedi sırıtışı daha da büyürken
Utanarak yüzümü kaslı göğsüne gömdüm. "Aktan ya!" diye homurdandım. "Sabah sabah ne güzel sözler bunlar." diyerek yüzümü kaldırıp ona baktım. "Ama uykundan seni alı koymak istemiyorum. Zaten uyanıp, uyumamız bile birbirlerine bu kadar bağlıyken." dedim dudağımı ısırıp
Gözleri dudaklarıma kaydığı anda içimde körüklenen hisler bir havai fişek gibi birbiri ardına patlamaya başladı. Tüm gece düşündüğüm hiç bir konu şu an aklımda yok gibiydi. Tek gerçek onun bana odaklanmış gözlerinin içindeydi.
Derin bir nefes verdikten sonra hafifçe gülümsedi. Verdiği nefes yüzümde görünmez ve bir o kadar da aromatik kokusuyla dağılırken, parmaklarımı uzatıp onun yanaklarını okşadım. Sakalları tenime batıyor gibi gözükse de aslında kalbime bir bir değerek içimi okşuyordu.
"Kim olduklarını bulamadım." dedi alnını burnuma dayadı. "İlk kez kendimi yetersiz hissettim Yelda. Sanki aklım ikiye bölünmüş gibiydi. Bir yandan kim oldukları öğrenmek için bataklığa girmem gerekti. Ama seni de bir başına burada bırakmak." diyerek yüzünü kaldırıp gözlerimin içine baktı. "Kalbimi söktü." diye mırıldandı beni daha çok kendine yaslayıp gözlerini kapadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyada Saklı
FantasyBen Yelda, Kanımdan gelen güç ile yıllardır insanların rüyalarında dolaşıyorum ve asli görevimi yerine getiriyorum. Ama kim bilebilirdi ki onun rüyasına tutsak olup, asıl rüyasının yönü değişenin ben olacağımı... Adımla gelen o eşsiz gecede, onun ba...