16 - Anlaşma

11.4K 955 164
                                    

Herkese Merhaba. Her bölümde söylediğim gibi yorumlarınız ve Votelarınız ile desteğinizi bekliyorum.

Biliyorsunuz hem Rüyada Saklı hem de Minik Kelebeğin Kanatları olarak #Wattys2017'ye katıldım.
Kitabımı beğeniyorsanız, arkadaşlarınıza da söyleyerek daha büyük bir aile olmamıza yardımcı olabilirsiniz.

----------------------------------------

Üzerinde jilet gibi siyah bir takım elbise, siyah saçları mümkünmüş gibi daha da siyah gözükecek şekilde taranmış, kahverengi gözlerini ortaya çıkaracak kalın kemik gözlükleriyle, şaşkınlıktan kocaman olmuş gözleriyle bana bakan bir Aktan…

🌙

Birbirimize kitlenmiş bakarken tüm salondan tamamıyla soyutlanmıştık. Aktanın havada kalan adımı yere bir kuş tüyü hafifliğinde inerken, bende gözlerimi kırpıştırarak çevremdeki karmaşaya bakındım.

İki garsondan biri eğilmiş cam kırıklarını toplarken, diğeri iyi olmadığımı sorup duruyordu. Aktan attığı büyük adımlarla hızla yanıma gelirken onun arkasından bakan ve yüz hatları Aktan’ı andıran bir erkek ve yanındaki esmer kız şaşkınca bir bana bir de Aktan’a bakıp duruyordu.

Bakışlarım yine tüm heybetiyle önümde duran adama kaydı. Kulaklarımda şelale gibi çağlayan kanımın basıncı yüzünden hiç bir şey duyamıyor, sağır bir insan gibi sadece gördüklerimle idare ediyordum. Yanımdan tedirgince uzaklaşan iki garsona dikkat bile edemeyecek hale gelmiştim. Hissettiğim sadece tüm bedenimin ve hislerimin Aktan’a olan engellenemez çekim kuvveti vardı.

Sadece gözlerini indirerek bana bakan Aktan ağzını bir şey söylemek için açtı. Sonra açtığı hızla kapadı. Onu ilk gördüğümde yüzünde oluşan şaşkınlık, yerini boşluğa bırakmıştı. Ne bir his, ne de düşüncelerini okuyamıyordum.

Burası gerçek dünya Yelda.
Aktan gerçekten karşında.

Tutuklu kaldığın rüyanın hakimi, hislerini ruhumun en derinlerinde hissedebildiğim, anneannemin değimiyle bir ömür rüyasına mühürlendiğim adam.

Aktan bana kısa bir süre bakıp güçlü parmaklarını beni çekmek için koluma doladığı anda ikimizi de şiddetle sarsan bir elektrik akımı tenimizde dolandı. Ben kendimi beni saran parmaklarından geri çekmek için uğraşsam da, Aktanın parmakları tenimi yırtıp geçmek istercesine koluma daha çok kenetlendi.

Bu elektrik rüya bitişlerimde ki gibi acı vermiyor, aksine bedenimi gıcıklandıran bir pozitif enerji akımı gibi tüm hücrelerime dağılıyordu. Hissettiğim enerjiyle ağzımdan inlemeyi andıran bir ses çıktı. Kahverengi gözleri daha da koyulaşırken, Aktan aramızdaki minicik mesafeyi de kapatıp, verdiği nefesin bile yüzümde hissedebileceğim kadar bana yakınlaştı.

“Yelda. Benimle gel.” diye bana komut verince, ayaklarım benden bağımsız şekilde Aktanın emrine itaat edip onun attığı geniş adımları yakalamak için hızla yeri adımladı.

Hala şaşkınlıkla bize bakan çiftin yanından geçerken, erkek olanın suratını kısa bir sürede olsa inceleme fırsatım oldu. Sanki Aktan ve onun gözleri, ayrıca burunları aynı ustanın elinden çıkmışçasına benzerlik gösteriyordu. Ama Aktanın insanın içini görebilecek kadar anlamlı bakan kahverengi gözleri bu beyefendide yoktu. Onun da gözleri benimkiler gibi yıldız kadar parlak maviydi. Aktanla yanından geçerken de yüzündeki hınzır bir gülümsemeyle bana baktı ve kafasını salladı.

Aktanın öncülüğünde salondan sürüklenerek çıkarken, aramızda gezen enerji kaybolmuştu. Bedenim de ona gösterilen bu sert tepkilere baş kaldırdı ve otomatiğe bağlanmış adımlarım kontrolüm altına girdi. Aniden durduğumda Aktanın bedeni sersemlerken, arkasını dönüp bana baktı.

Rüyada SaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin