49 - Feda

7.1K 598 128
                                    

Yeni bölüm geldi. Devamı kısa sürede sizinle olacak 😉

Size iyi okumalar, bana bol yorumlar💚

 
🌙

Parmaklarımı huzursuzca saçlarımın içinden geçirdim. Yorgun gözlerim bir yanımda tüm dikkatiyle arabayı kullanan Aktan'a sonrasında ise karşı şeritten farların, göz alan ışıklarıyla geçen araçlara kaydı.

Mihrimah'ın evinden çıkar çıkmaz, kendi evimize geçmiş, hızla eşyalarımızı topladıktan sonra kendi aracımızla İstanbul yollarına düşmüştük. Arka koltukta hafif bir horultuyla uykuya dalmış Ertan ve kedilerimize kısa bir süre anne edasıyla baktıktan sonra derin bir nefes verip, koltuğa iyice gömüldüm.

Arabanın içinde elle tutulurcasına yükselmiş sessizliği ince mırıltım bir jilet gibi kesti.

"Yorulursan yada uykun gelirse söyle Aktan. Ben de kullanırım, kendini zorlama."

Aktanın yola odaklanmış gözleri beni bulurken, dudağının kenarında minik bir buse oluştu. Gözleri yeniden yola dönerken "Merak etme Yelda. Ulaşacağımız yere bizi ben ulaştıracağım. Daha uzun sürelerde uykusuz kalmıştım." dedi kısık sesiyle ve sağ elini bana doğru uzatıp, hafifçe yanağımı, oradan da dudaklarımın üzerini okşadı.

"Düşünmen yeter güzelim." dedi ve parmaklarını boynuma sürtüp, kolumdan yol alarak elime ulaştı. Uzun parmaklarının arasına avucumu alıp, kendi dudaklarına götürdü ve hafifçe kokladıktan sonra uzunca öptü.

"Her şey üst üste yığıldı. Nereden tutsam elimde kalıyor gibi hissediyorum. Hayatımda düzenli giden bir tek sen varsın Yelda Başaran. Sende kayıp gideceksin diye düşünmekten aklımı kaçıracak gibi oluyorum." dedi eteğinde tuttuğu taşları büyük bir gürültüyle yerlere saçıp

Emniyet kemerinin izin verdiği ölçüde ona doğru kayıp, yanağına uzun bir buse bıraktım. "Gitmeye ne bir sebebim ne de isteğim var Demirkılıç. Merak etme başına musallat olmaya geldim." dedim sırıtarak ondan uzaklaşırken

Aktanın içine yayılan sıcaklık bedenimde yankılanırken "Ben azıcık kestirsem nasıl olur?" diye mırıldandım arabada artar horlama sesiyle kıkırdayarak.

"Uyu güzelim. Ben seni uyandırırım gelince." dedi bana bakıp göz kırptı.

Bende ona mutlulukla kafa sallayıp,  dudaklarımda oluşan minik bir gülümsemeyle kendimi uykunun sıcak kollarına armağan ettim.

Gözlerimi açtığımda çoktan sabah olmuş, bedenim yumuşak yatağıma kavuşmuştu. Kuş cıvıltıları hafifçe aralık olan camdan odama dolarken, Artemis ve Luna camın pervazında yan yana oturmuş, büyük ihtimalle yakındaki ağacın bir dalına tünemiş kuşlara odaklanmışlardı.

Ankara'nın soğuk ve gri havasından sonra az da olsa odaya dolan sıcak güneş ışıklarıyla yatağımda mutlulukla gerindim. Ağzım yırtılırcasına esnerken, kapının pervazında yer etmiş bir gölgeye kaydı gözlerim.

"Artık ne zaman uyandığını da anlıyorum." dedi Aktan hafifçe gülümseyip, yavaş adımlarıyla yatağıma gelip oturdu. "Sabah olmuş. Ve yatağımdayım." dedim ona gülümseyerek

"Uyandırmaya kıyamadım. Ve seni rahatsız etmeyeyim diye salona kadar ulaşan Ertanın horlamasına maruz kaldım." diye homurdandı çocukça bir ses tonuyla.

Dudaklarımdan bir kahkaha kaçarken "Yazık sana. Yorgunsan gel uyu." diyerek yatağıma hafifçe vurdum. Aktan'ın suratında hınzır bir gülümseme oluşurken "Sonra uyurum. İkimizde uyanıkken başka şeyler olabilir." dedi gülümsemesi daha da büyürken.

Rüyada SaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin