mimozayapragi 'na ithaf edildi...
Keyifli Okumalar...
***
Akif Barın otoparka indiğinde arabasının kilidini açtı ve oldukça konforlu görünen deri koltuğa yerleşti. Otoparktan çıktıktan kısa bir süre sonra trafiğe karıştı. Şehrin gürültüsü, insanların koşuşturmaları, zifiri gözlere düşen her görüntü ruhunu bunaltmıştı. Direksiyonunu son anda verdiği kararla dağ evine giden yola kırdı. Yedi yıl önce devraldığı mafyalık sıfatı omuzlarına yük olmuş, babası öldüğü halde hayatını zehir etmeye devam etmiş, etmeye devam ediyordu.
Karanlığa sıkışmış küçük bir çocukken artık büyümüş ve karanlıkla bütünleşmişti. Zihninde kuytu köşelere attığı kötü anılardan bir türlü kurtulamıyordu. Elleri, bedeni, ruhu kana bulanmış düşünceleri hepsi bir virüs gibi hayatına yayılmıştı. Edindiği dostluklar ve düşmanlıklar hiçbiri umurunda değildi. Umurunda olan tek şey duvarlar ardına saklanan küçük Akif Barın 'ın kirlenmemesiydi. Çünkü o annesinin izlerini taşıyan tek masum yanıydı. Cüneyt Korel onu istediği forma sokmuştu fakat ruhuna dokunamamıştı. Bedenine ve duygularına yapılan her türlü şiddet ondan bir şeyler götürmüştü kabul, lakin insanın özü ruhuydu. İnsan bedeni sadece ruhun kabuğuydu.
Geçmişe dalan düşüncelerinden sıyrıldığında şakaklarına giren keskin ağrılar artmıştı. Çökmüş gözaltları birkaç gündür uyuyamadığı için ortaya çıkmıştı. Yolun ıssızlığına karışan boğuk motor sesine daha fazla tahammülü kalmasa da dağ evine kadar sabretmesi gerekiyordu. Gözlerini kırpıştırarak direksiyonu daha sıkı kavradı ve gaz pedalına biraz daha yüklendi. Asfalt yolda hızla ilerlerken şakağına bastırdı parmaklarını ve ağrının yoğunluğunu dağıtmayı umdu. Zifiri gözlerini kısa bir anlığına yumdu ve ciğerlerine derin bir nefes çekti. Göz kapaklarını kaldırdığında yolun ortasında duran köpeği gördü ve çarpmamak için frene bastı. Frenlerin tutmadığını fark edince hızla sağa kırdı direksiyonu, fakat araba takla atarak ağaçların arasına yuvarlandı.
Akif Barın kaburgalarına sertçe batan direksiyon yüzünden nefessiz kaldı ve dudakları can havliyle aralandı. Araba takla attıkça savrulan bedeni yara almasına neden olan en büyük etkendi. Başına gelen sert bir darbe ile burnundan ve alnından sıcak, yoğun bir sıvının aktığını hissetti. Burnuna dolan metalik kan kokusu ciğerlerine nüfuz ettiğinde gözlerini açmaya çalıştı. Sol ayağına giren sancılar ile acı bir inleme dudaklarından firar etti. Gözlerinin kara mürekkebi hızla yayıldı ve bilinci derin bir karanlığa gömüldü.
***
Yaşlı adam dağdan topladığı odunları sırtına yükledi ve yürümeye başladı. Odunlar oldukça ağırdı, göğüs kafesine giren keskin ağrılar nefesinin sıklaşmasına neden olduğunda dayanmak için dişlerini sıktı. Bıçak gibi saplanan ağrılar arttıkça bedeni yalpaladı. Henüz yeni yüklenmişti odunları bu yüzden sırtından hemen indirmeye niyeti yoktu. Evleri ormana yakın bir yerdeydi. Yaşadıkları yer küçük bir kasabaydı, Şehir ile aralarında yalnızca bir buçuk saatlik bir mesafe vardı. Kış bu sene oldukça çetin geçmiş ve depoladıkları odun bir hayli azalmıştı. Bu yüzden güneşli havadan cesaret alarak ormana odun kesmek için gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜSLÜMAN MAFYA
General FictionWattpad'de Müslüman Mafya adlı ilk kitaptır! Karanlıkta büyüyen bir çocuk. Babası tarafından en acımasız eğitimlerden geçer. Babası gibi olmamak için direnen küçük çocuk, babasına benzemeye başladığını anladığında artık çok geçtir. Geceye benzeyen z...