Bu bölümü yine bana destek olan Ahseenn 'e ithaf ediyorum. Güzel desteğin ve yorumların için teşekkür ederim...
Keyifli okumalar...
***
Zaman kesinlikle bir şeylere iyi geliyordu. Yorulmuş bir beden içinde en iyisi zamandı. Toparlanmak ve yeniden güç kazanmak için bir nimetti belki de. Günler geçtikçe Akif Barın toparlanıyordu. Hasarlı bedeni eski gücüne kavuşuyordu. Yakında buradan gidecekti sadece çok kısa bir zaman ihtiyacı vardı. Ayağında ki alçıdan dolayı biraz daha beklemesi gerektiğini düşünüyordu. Evde böyle hapis kalmaktan iyice bunaldığında bey amcaya biraz hava almaya ihtiyacı olduğunu söylemişti.
Şimdiyse Cengiz Bey'le dışarıda ki hamakta oturuyorlardı. Cengiz onun evde sıkıldığını öğrendiğinde biraz mahcup hissetmişti kendisini çünkü hiç böyle bir teklifte bulunmayı düşünmemişti. Havanın güneşli olmasını fırsat bilerek hamakta oturmayı teklif etmişti. Güneşli hava ve orman kokusu Akif Barın'a iyi gelmişti. Hafif rüzgâr insanı üşütmek yerine mayıştırıyordu. Akif Barın son on dakikadır uyuklayan Cengiz Bey'e baktı. Onun zaten yatıp uyumaktan, ki her ne kadar kabus yüzünden kısa uyuyor olsa da, içi sıkılmıştı. Vücudu hamlamıştı , o böyle değildi.
Evinde her sabah altı da kalkar bir saatlik sporundan sonra duşunu alır ve şirketinin yolunu tutardı. Şirketini kendi emekleriyle kurmuştu. İnşaat şirketi vardı. Babasının mirası olan mafyalığı karıştırmıyordu işine. Alın teri ile kazandığını harcamak her zaman prensibi olmuştu. Üstelik o adamın kirli parasını değil harcamak, dokunma düşüncesi bile midesinin alt üst olmasına neden oluyordu. Mafyalığın yanı sıra inşaat mühendisliği bölümünden dereceyle mezun olmuştu. İki işi yapmakta zorlansa da uyuyamadığı için bolca vakti oluyordu. Mafyalık zaten onun gece hayatıydı. Kodes adlı mekânında illegal dövüş yaptırıyordu. Bahisler dönüyor, insanlar dövüşleri izlemekten sadistçe zevk alıyordu. Buradan kazandığı paraya da dokunmuyordu. Dokunmayı da düşünmüyordu.
Sadece illegal kafes dövüşü yaptırıyordu. Diğer işlerden elinden geldiğince uzak duruyordu. Ah bir de kumarhanesi vardı. Bunu nasıl unuturdu? O çok sevdiği babacığı(!)nın açmış olduğu salondu. Haftada iki gün açılıyordu kumarhane, salı ve çarşamba günleri. Babası zamanında her gün aktif olan kumarhane, babasından sonra iki güne indirmişti. Kötünün iyisiydi bu yaptığı illegal işler.
Bataklıkta olan ruhunu daha fazla batırmamak içindi tüm bunlar.
İnsanlara uyuşturucu satan ya da insan tacirliği yapan mafyalardan olmamıştı hiçbir zaman. Çünkü biliyordu ki dibe battan bir daha çıkamıyordu. Kafes dövüşü ise en masum olanıydı aralarında. En temizi de denilebilirdi. İsteyen dövüşüyordu, kimseyi zorla dövüştürmüyordu zaten. Çoğunun kaybedecek hiçbir şeyi olmuyordu hayatından başka. Ringe çıkanlar ölümüne dövüşmek için çıkıyordu ringe. Bazen kendisinin de ringe çıkıp çoğu adamı öldürecek derece dövdüğü olmuyor değildi.
Babasına ve hayatına olan öfkesini kontrol edemediği zamanlar soluğu ringde alıyordu. Komalık edene kadar dövüyordu bazen, fakat bunu bilinçli yapmıyordu elbette.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜSLÜMAN MAFYA
Tiểu Thuyết ChungWattpad'de Müslüman Mafya adlı ilk kitaptır! Karanlıkta büyüyen bir çocuk. Babası tarafından en acımasız eğitimlerden geçer. Babası gibi olmamak için direnen küçük çocuk, babasına benzemeye başladığını anladığında artık çok geçtir. Geceye benzeyen z...