Değerli yorumların ile destek verdiğin için teşekkür ederim. busrakkaya25
Keyifli okumalar...
***
Bazen hayatınızın altüst olması saniyelik veyahut dakikalık belki de saatlikti... Elinizde olmayan şeyler yaşarken kendi hayatınızın en önemli kararını verememek oldukça kötüydü. Hayatınızın en değerlileri için hayatının geri kalanını feda etmek ne kadar doğruydu? Üstelik hiçbir şeyin garantisi yokken.
Mahru babasının kendisine şaka yaptığını düşünmek istiyordu. Fakat babası oldukça ciddi bir şekilde kendisine bakmaya devam ediyordu. Bu kadar ciddi bir konunun; hafife alınamayacak kadar önemli olan bu konunun böyle küçümsenmemesi gerekiyordu. Kim adını dahi bilmediği biriyle evlenebilirdi Allah aşkına?!
Bu... Bu tek kelimeyle saçmalıktı!
Kaşlarının ortasında bir mezarı andıran bir göçük oluştu. Bu göçük hayatının geri kalanını temsil ediyor gibiydi. Bir enkazın geride bıraktığı izlerdi o derin çizgi. Şimdiyse bilmediği bir yöne doğru yelken açılması isteniyordu kendisinden.
"Bir dakika," Yerinden yavaşça kalktı ve babasına tepeden bakmaya başladı." Nasıl ya?" dedi şaşkınlıkla.
Bir şey arar gibi ellerini bir kaç kez anlamsızca hareket ettirdi. İçinde her saniye büyüyen bir öfke vardı. Daha sonra kelimeleri toparlamak için derin bir nefes aldı. İçinde ki yangın ağzından çıkacak olan tüm sözleri küle çeviriyordu.
"Baba benden ne istediğinin farkında mısın?" diyebildi sonunda. Bir kaç adım geriledi. Nefesi boğazını yakıyordu. İşaret parmağıyla kapıyı gösterdi.
"O adamı tanımıyoruz bile. Sen kalmış onunla evlenmemi söylüyorsun. Bu sence doğru bir karar mı?" diyerek yüzünü buruşturdu. Midesinin alt üst olduğunu hissetti.
Cengiz Bey yatağında zorlukla derin bir nefes aldı. Göğsüne iğneler batıyordu sanki. Kızı tabi ki haklıydı ama kasaba da adı delikanlıyla çıkmıştı. En doğrusu ikisinin evlenmesiydi. Netti... Başında dikilen kızına kararlılıkla baktı.
"Elbette, en doğrusu bu! Kasabada ikiniz konuşuluyorsunuz. Üstelik bu halimle bulabileceğim tek çözüm bu." Cengiz Bey'in sözleriyle Mahru sinirle gözlerini yumdu. Kasaba, kasaba, kasaba... Rahmet olası kasaba! Onlar konuşuyor diye tanımadığı biriyle evlenemezdi. Kimse kusura bakmasın...
"Evlenmek zorunda değilim, baba. Neden anlamak istemiyorsun ki?" dedi isteksizce. Babasını ikna edip bu konuyu kapatmalıydı. Bir daha açılmamak üzere.
"Hem diyelim ki kabul ettim. Söyler misin adı yok sanı yok nasıl evlenmemi düşünüyorsun?" Mantıklı bir gerekçe bulmanın sevinciyle babasının ikna olacağını umuyordu.
Cengiz Bey, hırıltılı bir nefesle birlikte yerinden doğrulmaya çalıştı. Ciğerlerinde ki sancı artınca durdu ve tekrar denedi. Mahru babasına arkasını dönmüş ve öfkeyle soluyordu. Karanlık geceye bakıp sakin kalmak için kendine telkinde bulundu. Babası hastaydı ve yanlış bir şey yapıp kalbini kırmak istemiyordu. Derin bir şekilde nefes aldı ve babasına döndü. Babası yerinden kalkmaya çalıştığını gördüğünde hızla yatağa yaklaştı ve babasının doğrulmasına yardımcı oldu. Arkasındaki yastığı düzelttikten sonra yatağın kenarına oturdu. Sabırla babasının açıklama yapmasını beklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜSLÜMAN MAFYA
General FictionWattpad'de Müslüman Mafya adlı ilk kitaptır! Karanlıkta büyüyen bir çocuk. Babası tarafından en acımasız eğitimlerden geçer. Babası gibi olmamak için direnen küçük çocuk, babasına benzemeye başladığını anladığında artık çok geçtir. Geceye benzeyen z...