Keyifli okumalar...
***
Kafese kapatılmış bir kuşa özgürlük sorulmazdı. Hayatı alabildiğine geniş iken, o daracık bir kafeste hapis hayatı yaşardı.
Adı Ardıç kuşu...
Kafesin dikenlerle çevrili, lakin içerisinde güller bezeli.
Akif Barın eve geldiğinde sert bir frenle arabayı durdurup seri bir hareketle arabadan indi. Üzerinde geçmişe ait son kan izini taşırken, siyah takımı o kan izini kamufle ediyordu. Ellerine bulaşan kan kurumuş, teninin gerilmesine neden oluyordu. Ne üzerini değiştirmek istemişti ne de ellerini yıkamak. Onun hayatı buydu ve madem Şems mafya lideri olduğunu öğrenmişti, artık gerçek yüzünü göstermesinde bir sakınca yoktu. Zira bu kendisini son görüşü olacaktı.
Eve girdiğinde Mahru' nun kaldığı odaya doğru yöneldi. Kapıyı açıp odaya girdi, odada Mahru ve kardeşi dışında kimse yoktu. İki kardeşin gözleri Akif Barın'ın ilk önce yüzünde ardından da vücudunda gezindi. Bakışları kanlı ellerinde durduğunda iki kardeşin dehşete kapılan ifadesini öylesine katı bir yüz ifadesiyle izliyordu ki, tek bir kası dahi oynamıyordu.
"Akif Barın?" diye soludu Mahru. Sesinin her tonunda dehşetin izleri vardı.
"Artık konuşmamızın vakti geldi." diyerek Mahru'nun solgun güneşlerinin en derinine baktı.
Mahru kısa bir an Mehpare'ye çevirdi bakışlarını. Onun korktuğunu anladığında sertçe yutkunarak tekrar Akif Barın' a döndü.
"Şu an bunun için uygun bir zaman değilmiş gibi görünüyor." Harelerini kanlı ellerine indirerek kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı."Hem sen iyi görünmüyorsun."
Akif Barın kararmış bakışlarını bir kez olsun genç kızdan ayırmadı. Onun kendisinden korktuğunu görmesi verdiği kararın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlamasını sağladı. Kanlı ellerini yumruk yaparak sıktı. Sevdiği kadının kendisinden korkmasından çok sevmesini isterdi. Merhametli bir anne gibi, şefkatli bir baba gibi... Ancak sevgiyi ilk önce Korel olarak doğmakla kaybetmişti ardından da depoda Gökhan'ın fitilini ateşlediği bir yangında alevlere vermişti.
Sevmek; Fatih olup, bir kalbi fetih etmekti. Kılıçla, silahla değil, dikenine rağmen güllerle.
"Şimdi konuşacağız!" Kelimelerin yaydığı hava gergin bir teli andırıyordu. O telin bir ucunda gece diğer ucunda güneş vardı. Güneş doğduğu yerden sıcaklığı ile geceyi eritecek, gece güneşin doğduğu yerden yok olacaktı.
"Ablamı seninle yalnız bırakmam!" diyerek araya girdi Mehpare.
Genç adamın ellerinde ki kanı gördükten sonra ablasını onunla yalnız bırakmasının mümkünü yoktu.
Akif Barın'n karanlık ve boş koridoru andıran harelerinde tek bir hareket belirtisi dahi yoktu. Öylece ayakta dikiliyor, gözlerini Mahru'dan bir an olsun ayırmıyordu.
"Eğer ablanı benden kurtarmak istiyorsan, odadan çık ve bizi yalnız bırak çocuk!" Bariton sesi odanın duvarlarına çarparak iki kardeşin ürkmesine neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜSLÜMAN MAFYA
General FictionWattpad'de Müslüman Mafya adlı ilk kitaptır! Karanlıkta büyüyen bir çocuk. Babası tarafından en acımasız eğitimlerden geçer. Babası gibi olmamak için direnen küçük çocuk, babasına benzemeye başladığını anladığında artık çok geçtir. Geceye benzeyen z...