Keyifli okumalar...
***
Sevgi, insanları birbirine bağlayan bağdı. İki kalbin bir göğüste atmasıydı...
Akif Barın'ın sevgiden yoksun yüreği, çocukken annesinin şefkatini, babasının merhametsizliğini ve acımasızlığını tatmıştı. O, geçmişini bedeninde ki izlerde taşıyordu...
Annesi öldüğünde babasına aldığı tavırdı o izler. Babasının acımasızlığını kemerle dövülerek ardından bir gün boyunca aç bırakılarak yaşamıştı. Bir gün dayanamamış ve babasına sormuştu neden böyle davrandığını.
"Bana bunları öğrettiler çocuk. Şimdi bende sana öğretiyorum." demişti babası.
Akif Barın kaşlarını çatmıştı. "Neyi öğreniyorum ki ben?" demişti.
Babası tehlikeli bir gülümsemeyle konuşmuştu. Barın'ı öyle bir hale getirecektir ki kimse onu yıkamayacaktı. "Sana ölmeyi öğretiyorum, çocuk. Önce ölecek daha sonra öldüreceksin." demiş gür bir kahkaha atmıştı. Barın ise korkuyla geriye adımlamıştı. Fakat sırtına değen sert ve soğuk duvar kaçışı olmadığını kanıtlamıştı o gün.
Şimdiyse babasının dediği gibi ölmüştü. Duygusu olmayan ölürdü değil mi? O hiçbir duygu hissetmiyordu. Onun tüm duyguları körelmişti.
Tıpkı insanlar gibiydi duygu. Neyle beslersen onunla büyürdü. Nefreti nefretle, sevgiyi sevgiyle...
Zırlak kızın bir şeyler mırıldandığını duymuş fakat dinlememişti. Heybetli bedeniyle yerinden kalktı. Büyük adımlarla pencereye yaklaştı ve tül perdeyi dışarıyı görebilecek şekilde araladı. Kısmış olduğu gözleri, bir atmacanın avını ararken ki keskinliğini taşıyordu. Avı bir ağacın arkasına saklanmış evi gözetliyordu.
Biçimli dudakları tehlikeli bir şekilde kavislendi. Bu gün ölecek olması ne kadar kötüydü? Bir süre izlemeye devam etti ve yeterli gelince perdeyi kapattı. Cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal sigara aldı. Kantinciyi biraz korkutarak aldığı sigaraydı bu. Daha sonra yine kantinciden aldığı çakmakla sigaranın fitilini ateşledi. İçine çektiği nefesle alevlenen sigara ile gözlerini yumdu. Dudaklarının arasında ki sigarayı işaret ve başparmağı ile tutarak çekti. Aralık dudaklarının arasından sızan gri duman ciğerlerini yavaşça terk etti. Rahatlamaya ihtiyacı vardı.
Mahru aldığı duman kokusuyla kaşlarını çattı ve yemenisini açtı. Duman kokusu boş midesine hiç iyi gelmemişti. Oda da gezdirdiği kızarık gözleri Akif'i bulunca durdu. Kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı bu kaba adam onların evinde sigara içiyordu, hem de babası hastayken.
"Bu evde o şeyi içemezsin." dedi kızgınlıkla. O mereti içince ne anlıyorlardı ki? Bir de dertlerine iyi geldiğini söylemezler mi deli oluyordu. Yahu sen Allah'a el açıp dua ette o zaman gör rahatlığı. Alnını secdeye koyda gör ferahlığı, huzuru. Ama nerde, içki içenini mi ararsın, sigara içenini mi ararsın. Bunlar hep kötülüğe yol açan şeylerdi. Kötülüklerin anası, şeytanın dostuydu...
Onu aldırmadan içmeye devam etti Akif Barın. Mahru sinirle, "Sana diyorum duymuyor musun? Bu evde o şeyi içemezsin!" diyerek fısıltıyla çemkirdi. Sesinin odadan dışarıya taşmamasına dikkat ediyordu.
Akif Barın kömür karası gözlerini zırlak kıza çevirdi. Zırlak olduğu kadar çok konuşuyordu da. Soğuk bakışlarıyla, Mahru'nun gözlerinin içine bakarak içmeye devam etti. Mahru kara gözlerin boşluğuyla irkildi. Bala bulanmış gözlerini kaçırdı. Öyle uzun bakmaya alışkın değildi ki. Yerinden kalktığında uyuşan ayakları canını yakmıştı. Odada olan tek pencereye ilerledi. O kaba adam pencerenin çaprazında oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜSLÜMAN MAFYA
General FictionWattpad'de Müslüman Mafya adlı ilk kitaptır! Karanlıkta büyüyen bir çocuk. Babası tarafından en acımasız eğitimlerden geçer. Babası gibi olmamak için direnen küçük çocuk, babasına benzemeye başladığını anladığında artık çok geçtir. Geceye benzeyen z...