Keyifli okumalar...
***
Ertesi gün Cengiz Bey'in doktoruyla konuşulmuş ve taburcu edilmişti. Hastalığı ileri seviyede olduğu için hastanede kalması gerekmediğini söylenmiş oksijen tüpüyle nefes darlığına çözüm bulunmuştu.
Hastalıklı ciğerleri işlevini yapmakta zorluk çekerken oksijen tüpü, çürümüş ciğerlerine ancak gün yüzü gösteriyordu. Ağrı kesiciler etkisini yitirmiş onu derin uykusundan uyandırmıştı. Buna rağmen göz kapakları üzerinde hissettiği ağırlıkla gözlerini açmakta zorlanıyordu. Ağzından kısık sesle firar eden acılı inleme, kapının gıcırtılı sesiyle karışmıştı. Gözlerini zorlukla aralayan Cengiz Bey, bal gözlüsünün ellide ki kahvaltı tepsisiyle içeri girdiğini gördü.
Bugün bal gözlüsü saatler sonra imam nikâhıyla evleniyordu. Mahru'nun kızgın olduğunu pek tabii biliyordu. Yine de evlenmeyi kabul etmesine içten içe sevinmesine engel olamıyordu. Ölmeden önce kızının mürvetini görecekti. Küçük kızı Mehpare ise, ablasının dedikodular nedeniyle evleneceğini duyunca şiddetle karşı çıkmış ve ablasına destek olmuştu. Böyle bir şeyin saçmalıktan ibaret olduğunu öne sürmüştü. Ablasına destek olması ablasını sevindirse de umut etmeyi o gece kabullendiğinde bırakmıştı.
"Hayırlı sabahlar baba." dedi Mahru renksiz sesiyle tepsiyi komodinin üzerine koyarken. Cengiz Bey, ağzında ki maskeyi çıkardı ve pürüzlü bir sesle konuştu.
"Sana da kızım."
Mahru babasının doğrulması için yardımcı oldu. Ardından komodinin üzerine koyduğu tepsiyi kendi ve kucağına koydu. Ekmekten kopardığı küçük parçaya çatalla bal sürdü ve babasının yemesi için morarmış ve çatlamış dudaklarına götürdü. Babası uzatılan lokmayı yerken çatalını peynire batırdı. Ağzında ki lokma bitince peyniri vermiş ardından ılık sütünü içirmişti.
Bu sırada bala bulanmış gözleri babasının açık kahvelerine değmemesine dikkat ediyordu. Babasına hazırladığı küçük lokmaları yedirirken düşüyordu. Saatler sonra kasaba imamı gelecek ve nikâhlarını kıyacaktı. İstediği bir gün mühletle kendisini elinden geldiğince bu duruma hazırlamaya çalışmıştı. Ne kadar başarılı olduğu tartışılırdı.
Kardeşi Mehpare her ne kadar, 'Kendine bunu yapma...'dese de Mahru, 'Babam için yapıyorum.' deyip bu konudaki kararının arkasında durmuştu. Bir gün evlenmeyecek miydi zaten? O gün gelmişti işte, sadece hayalindeki gibi değildi o kadar!
Çocukluğundan beri alışmak zorunda kalmıştı çoğu şeye buna da alışmayı umuyordu. O, Bay Soğuk Nevale babasının hastanede kaldığı gece Hekim Baba ile gitmişti. Nikâh kıyılana kadar orada kalması en doğrusuydu. O yabancının Hekim Baba'da kalma kararı geç kalınmış bir şey değil de neydi? O adam evlerinde kaldığı için dedikoduları çıktıktan sonra nerede kaldığının ne önemi vardı ki artık? Mahru hayallerini onun yüzünden heba etti için onu görmek dâhi istemiyordu. Yabancıyla evlenecek olması onu korkutuyordu.
"Bana hâlâ kızgınsın değil mi, bal gözlüm?" Cengiz Bey kızının asık suratına baktıkça üzülüyordu.
Babasının çatallı ve boğuk sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı, Mahru. Bala bulanmış gözlerini babasının buğulanmış gözlerine dikti ve boş bir şekilde baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜSLÜMAN MAFYA
General FictionWattpad'de Müslüman Mafya adlı ilk kitaptır! Karanlıkta büyüyen bir çocuk. Babası tarafından en acımasız eğitimlerden geçer. Babası gibi olmamak için direnen küçük çocuk, babasına benzemeye başladığını anladığında artık çok geçtir. Geceye benzeyen z...