10

1K 59 0
                                    

Dünya da hiç kimse iyi ya da kötü değildir. Kimse sadece iyi ya da sadece kötü olamaz. Her iyiliğin içinde mutlaka bir kötülük gizlidir ve her kötü insan içinde bir yerlerde ufacık bir iyilik barındırır. Evet kullanmaz ama kesinlikle barındırır.

Uzun bir yürüyüşten sonra Araf'la birlikte bir ağacın altına oturduk biraz sonra yola çıkacaktık ama şuan konuşmamız gerekiyordu.
" neyin var?" Diyerek hızla konuya girdiğinde artık saklayamayacağımın farkındaydım. Beni benden daha iyi tanıyordu.
" her şeyi anlatacağım ama önce sen." Dediğimde
" neyi?" Diye sorunca
" her şeyi." Dedim. Bu cümleler herkes için anlamsız gelebilirdi ama Araf ve ben birbirimizi anlıyorduk.
" ne zaman başladı hatırlamıyorum. Yine berbat bir zaman geçiriyordum. Amcamla sürekli tartışıyorduk. Babamın mirasıyla arasındaki tek engelim." Diyerek söze başladığında onu dikkatlice dinliyordum,

" babam ben evleninceye kadar amcamla birlikte kalmamı ve işleri birlikte yönetmemizi istemiş. Yani eğer evlenirsem onun elinde hiçbir şey kalmayacak." Biran susup bana bakınca başımı öne eğdim. Bir keresinde ona ilerde benimle evleneceksin dediğimi hatırlamıştım ve eminim o da bunu hatırlıyordu. Benden bir tepki alamayınca konuşmaya devam etti.

" işte bunu yeni öğrenmiştik ve sürekli tartışıyorduk. Öyle bir zamanda hayatıma girdi. Aslında onunla hiç konuşmazdık. Birbirimizin ne hissettiğini hiç sormazdık. En büyük ortak noktamız araba yarışıydı. Sürekli yarışırdık ve evet beni yendiği zamanlarda oluyordu. Bana iyi geliyordu o zamanlar aşk olup olmadığını bilemiyordum." Deyip susunca gözlerinin içine baktım oda bana bakıyordu.
" ama bugün eminim o aşk değildi." Dediğinde gözlerim dolmuştu. Her an ağlayabilirdim.
" sonra onunla hayatın sadece ölmemek olmadığını anladım. Her gün her an birlikteydik taa ki onu amcamla konuşurken duyana kadar. Her şey amcamın planıymış. Her şey sadece miras içinmiş. Bunu öğrendiğimde hayatı sadece ölmek için yaşamaya başladım.  Bunu onun yüzüne en ağır şekilde vurunca oda yurtdışına çıktı."

Deyip sustu. Aslında anlatacağı çok şey varken bunları konuşmak onun yüreğini acıyordu. Gerçekten ilk kez  Araf'a acıyordum hemde gözlerine bakarsam bunu hemen anlayacağı kadar çok acıyordum. Herkes tarafından ihanete uğramıştı annesi, babası, amcası ve sevdiğini sandığı kız tarafından. Hayatında sadece bol miktarda ihanet vardı. Bakışlarımı görmemesi için yerdeki otlarla oynuyormuş gibi yapıyordum.

" bir şey söylemeyecek misin?" Diye sorduğunda ne diyeceğimi hiç bilmediğimi fark ettim. Ne söyleyebilirdim. Ona kızamazdın ya da acıyamazdım. Bunlar ona sadece yeni kırgınlıklar kazandırırdı. Hızla başımı kaldırıp
" her yerde Meriç'i görüyorum" dedim. İşte söylemiştim. Kafamdaki, yüreğimdeki ağırlıktan kurtulmak istiyordum ve tabi ki Araf'ın sorusundan kaçmak istiyordum. Şaşırmıştı  hemde çok şaşırmıştı. Üstelik bu sefer bunu gizleyemiyordu.

" her yerde aynalarda, odamda, arabada, uyurken, gezerken, otururken, yemek yerken her yerde karşıma çıkıyor. Bana o gün söylediği şeyi sürekli tekrar ediyor. Beni unutma." Konuşurken nefes nefese kalmıştım. Yine ellerim, ayaklarım titriyordu. Bakışlarımı tekrar Araf'a sabitlediğimde ne söyleyeceğini bilmediği kesindi.
" ne zamandan beri." Diye fısıldayınca
" en başından beri" dedim. İşte oda hiçbir şey söyleyemiyordu. Konuşamıyorduk ikimizinde yaraları çok derindi. Nasıl geçeceğini bilmediğimiz, acıtan ve keskin yaralarımız vardı.
***********************************
Arabaya bindiğimde dedeme son kez el salladım. Cam görünmeyecek kadar açıktı. Araf dedemin elini yine isteksizce öperken dedem
" bak kütük, belki ki bizim kız seni kendi canının yerine koymuş. Biz artık susarız ama en küçük bir yanlışında buradan bir fırtına gelir." Dedi. Araf zorla da küçük bir gülümsemeyle karşılık verince rahatladım. Sonra herkese veda edip yanıma bindi. Son kez tontonuma, paçalıya, kovboya ve diğerlerine bakarken Araf da kemerini takıp arabayı çalıştırdı. Biran gözüm Araf'ın camına kayınca  yan komşumuzun kızının Araf'a  öpücük attığını gördüm. Araf'la ikimiz  birbirimize bakıp hızla önünüze döndük. İnanılmaz itici bir görüntüyü hiç görmemiş gibi yapmak en iyisiydi. Araba huzurun beşiğinden, köyümden uzaklaşırken dedem de arkamızdan su döküyordu. Araf'ın neler düşündüğünü çok merak ediyordum. Ne yapacaktı; belki de deli olduğumu düşündüğü için beni evimin önüne bırakıp sonsuza dek yok olurdu.

SUSKUN 2 ( Sessizliğin çığlığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin