~1.Bölüm~

17.5K 719 35
                                    

 -10 YIL SONRA-

   Sabahlığının kemerini bağlayıp pencereye doğru ilerledi. Hava sonunda güneşliydi ve bu Rebekah'nin gülümsemesine neden olmuştu bile. Perdeleri sonuna kadar açarak güzel havanın tadını çıkartmak için odadan çıktı.
Taze çörek kokusu bütün köşkü sarmıştı.  Bu koku Rebekah'yı doğrudan mutfağa yönlendirdi. Kurt gibi açtı ve bu Rebekah için çok da alışılmışın dışında bir olay değildi; Rebekah her daim açtı. Zaten bu nedenle bu dağ başına sürgün edilmemiş miydi ? Rebekah yıllar önce yaşadığı bu acı hatırayı kafasından atmak için çörek kokusunu iyice koklayarak mutfağa yol aldı hızlıca.

***
"Resmen kokuya geldim diyebilirim" dedi kahvaltıyı tüm ciddiyetle hazırlayan mutfak sorumlusuna. Işini bırakıp Rebekah'ya dönen yaşlı kadın
" Bayan Penelope yine harikalar yarattı Leydim" dedi tüm içtenliğiyle.
Rebekah gülümsedi
"Her zamanki gibi... " fırından yeni çıkmış mis gibi kokusuyla mutfak tezgahının üzerinde soğumayı bekleyen çöreklerden bir tane alırken,
"Nerede kendisi? Onu henüz göremedim " diye mırıldandı.  Yaşlı kadın Rose, yarım bıraktığı işi devam ettirirken bir yandan Leydi Rebekah ile konuşuyordu.
"Çörekleri hazirladiktan sonra biraz kasabaya ineceğim diyerek köşkten ayrıldı efendim"
Rebekah merak etmişti, ona haber vermeden köşkten dışari çıkmazdı.
"Yalnız mıydı? " Rebeka' nın bu sorusuna Rose'dan erken davranıp, olayın başkahramanı olan Penelope cevap verdi mutfağa girerken.
" hayir değildim  tatlım, şoför bana eşlik etti"  Rebekah sesi duyunca büyük bir rahatlamayla ona doğru döndü ve
"Merak ettim seni" diyerek ona sarıldı. Penelope  gülümseyerek
"Ah küçük bebeğim." Diye mırıldandı
***
"Bugün hava harika değil mi ?"  Güneşli havaları seven Rebekah bugünü evde geçiremezdi muhtemelen. Sahip olduğu köşkün koca bahçesinde, yere serdiği örtüde rahatça uzanıp dilediği kadar kitap okumak varken, köşkün içinde tıkılıp kalmak saçma olurdu Rebekah için.
Penelope bir yandan Rebekah'yı izliyor bir yandan bahçede ki gülleri budayan bahçıvan Tony ile sohbet ediyordu. Genç kızın ona söylediği lafı duyarak
"Evet tatlım doya doya D vitamini almaya bak" diye karşılık verdi, hafif yüksek bir sesle sesinin duyulabilmesi için. Rebekah okumak için ilk sayfasını açtığı kitaptan başını kaldırıp, kocaman gülümsedi ve
"Haklısın Penelope" dedi. Keyfi yerindeydi bugün. Bu da Penelope için de çok iyi bir durumdu. Rebekah'nin keyifli olması onun da keyfinin yerine gelmesini sağlamıştı Tatlı bir sekilde gülümseyerek bahçıvanla sohbetine devam etti Penelope.
***
"Bütün kızlar zayıf ve güzel, bu yazarlar kafayı yemiş olmalı" dedi sinirle elindeki kitabı komidine koyarken. Dadısı penelope, okuduğu kitaptan başını kaldırıp genç kıza baktı
"Neye içerlendin o kadar" Rebekah ona yöneltilen bu soruya kollarını göğsünde kavuşturup, kaşlarini çatarak cevap verdi
"Bu uyduruk aşk romanlarından bahsediyorum. Gerçek aşk kesinlikle bu değil. Buna inanmiyorum"
Penelope gülümsedi ve
" bunu sana düşündüren nedir? " diye sordu.  Rebekah hararetle
"Baksana, elime geçen tüm aşk romanlarında bu böyle! Başkahramanimiz olan genç kız incecik bele ve bileklere sahip ve oldukça güzel. Bu haksızlık, neden aşk sadece bu kızlar için var oluyormuş gibi gibi görünmek zorunda ki ? " diye konuştu. Ardından aniden içini kaplayan sıcaklıkla, küçük bir tebessüm kondurdu yüzüne... Derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Aşk bu değil Penelope. Aşk öyle bir sey olmalı ki öncelikle adil olmali. Yaş, kilo, cirkin/güzel ayrit etmemeli. Bunu gerçekten hak eden her canlıya uğramalı. Her şekilde; cesaretiyle, tutkusuyla, ihtirasıyla belki de korkakliğiyla ve şefkatiyle.... Kalbimizi ısıtmalı, yüzümüzü güldürmeli. Penelope,  sevmeyi bilen becerebilen herkese uğramalı... Ask böyle bir şey olmalı dadıcığım... "
Bunları dile getirirken pencereden dışarı, tepelerin ardindan batan güneşe bakıyordu hala yüzündeki tebessümü koruyarak. Ve bir gün kendi hayalindeki aşkın onu, bu ıssız dağ başındaki köşkünde bulmasını ümit ediyordu.... Kısacık bir sürenin ardından daldığı yerden çıkarak ona şefkatle bakan dadısıyla göz göze geldi ve kıkırdadı
" En azından benim için "

BEYAZ KALIN BİLEKLER (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin