~19.Bölüm~

8.5K 503 10
                                    

Hiçbir zaman şimdiki gibi sıkıldığını hatırlamıyordu Rebekah, on beş dakikadır süren Valse'in artık son bulmasını istiyordu adeta. Dans ettiği Lord Bennet'ın bitmek bilmeyen hayat ve başarı hikayelerini dinlemek işkence gibi gelmişti artık. Bay Bennet'ı  ilgiyle dinliyor numarası yapmaktan yorulmuş bir vaziyette çaresizce onu bu durumdan kurtarmasını istediği orkestraya baktı.
"Evin tek erkek evladı olmak her konuda beni şımartmış  olacak ki özgüvenli olmak konusunda başarılı bir adamım"  Konuşmaya devam ediyordu Bay Bennet aynı hevesle. Tanrı aşkına bir insan dans ederken durmadan konuşabilecek bir enerjiyi nereden bulabiliyordu. Hayretle onunla dans etmekte olan adama bakarken tam olarak bunu düşündü.

"İnanın Leydi Rebekah, şımartılmış olmama rağmen hiçbir zaman ailemi üzecek, onurumuzu tehlikeye atacak bir durum içerisinde bulunmadığımı size söylemek isterim"
Kapa çeneni kurbağa suratlı adam diye bağırmaktan son anda vazgeçip başını sol tarafa çevirdi. Ah Klaus yerinde yoktu, hayal kırıklığı tüm bedenini sarmalarken gözlerini çevrede gezdirdi. Onu göremiyordu, içini kemirip duran merakla etrafına bakınmaya devam etti. Eh bekar bir hanımefendiyi dansa kaldırmış olabilirdi, belki de dans ettikten sonra onunla beraber salondan ayrılmış da olabilirlerdi. Bu ihtimali düşününce göğsüne saplanan ağrıyı dindirmeye çalışarak hafifçe gülümsedi, sonunda susmayı başarabilen Bay Bennet'a.
Lanet olsun Sana Klaus Salvatore 

Sonunda Tanrı, Rebekah'nın sesini duymuş olmalıydı ki dans müziği bir anda sona erdi. Bay Bennet'ın kollarından ayrıldıktan sonra ona hafif bir reverans yaparak elini ona verdi. Bay Bennet genç kadının elini öpüp onu ailesinin yanına götürmeye hazırlanırken
"Benim için muazzam bir geceydi Leydi Rebekah, şükranlarımı belirtmek isterim" dedi gülümseyerek. Leydi Rebekah nazikçe tebessüm etti.
"Benim için de keyifliydi Bay Bennet.."  Bay Bennet hevesle ağzını açtı,
"Tekrar görüş-"
"Bay Bennet !" Sesin geldiği yöne baktıkları zaman Klaus Salvatore'u gören Rebekah şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Bu sırada konusmaya devam etti.
"Anenizin sizi beklediğini bildirmek zorundayım. Sanırım öfkeden köpürüyor, Tanrı yardımcınız olsun"  Bay Bennet bir an da yanlarında beliren ve sözünü kesen Lord Salvatore' a yaşadığı hayretle bakmayı sürdürdü bir süre  ve ardından utançla öksürdükten sonra
"İyi geceler Leydi Rebekah" diyerek, Klaus Salvatore'a kin dolu bir bakış fırlatıp yanlarından ayrıldı. Rebekah şaşkınlıkla olanları seyrederken Klaus genç kadının karşısında durup reverans yaptı ve
"Küçük bir minuette bana eşlik eder misiniz Leydi Rebekah?" diye sordu çarpık bir gülümsemeyle. Rebekah genç adamın bu umursamaz, kendini beğenmiş tavrıyla sinirden köpürdüğünü fark etti.  Kaşlarını çatarak
"Kendinizi ne sanıyorsunuz Bay Salvatore, zavallı adamı benim yanımda nasıl küçük  düşürdüğünüzün farkındasınız her halde" dedi suçlayıcı bir tonla.  Klaus karşısındaki güzel kadının sözlerini duymamazlıktan gelmeyi tercih ederken, orkestranın minuete başlamasıyla ona elini uzattı ve Rebekah etrafına bakındıktan sonra başka bir çaresinin olmadığını düşünerek elini genç adamın avucuna bırakıp
"Bu tavırlarınız hiç hoşuma gitmiyor" diye tısladı. Aralarında hatrı sayılır bir mesafeyle dans etmeye başlamışlardı.
"Emin olun biliyorum" dedi Klaus başını eğip genç kadının derin mavi gözlerine bakarken. Rebekah gozlerinin içine bakan bu adamın bakışlarının içine işlediğini hissedebiliyordu. Lanet olsun ki ondan kurtulamıyordu ve sanırım hiçbir zaman da kurtulamayacaktı. Bakışlarını zor da olsa çekebilen Rebekah
"Bu nasıl bir yüzsüzlüktür ki size ettiğim onca laftan sonra benimle dans edebilme cürretini kendinizde bulabiliyorsunuz" dedi sinirle. Klaus genç kadının ona hiç tereddüt etmeden yüzsüz kelimesini sarf ettiği için kızmış olsa da, bunu alaycı bir gülümsemeyle kamufle edebildi.
"Leydi Rebekah biliyor musunuz, uzun cümleler kurabilen kadınları her zaman çekici bulmuşumdur"  Tanrı aşkına bu adam gerçek miydi? Nasıl bu kadar sinir bozucu olabiliyordu?
Rebekah öfkeden kıvranırken
"Siz Bay Salvatore.." Dedi gözlerini kısıp tehditkar bir sesle.  Klaus Salvatore ona öldürürcesine bakan genç kadının masum öfkesini izlerken ne kadar güzel olduğunu yeniden düşündü. Tanrı biliyor ya aylar önce  onu deli gibi okşayıp severken de aynı şeyi düşünüyordu. Yaşadıkları onca anı gözlerinin önünden geçerken,  o zamanlar onu nasıl arzuladıysa şu an da aynı şekilde arzuladığına dair yemin bile edebilirdi genç adam. Ah bu kadın yok muydu? Onu uçuruma sürüklüyordu ve bu oldukça keyif vericiydi Klaus için. Hala dans ederken Klaus Salvatore çarpık bir gülümsemeyle
" Leydi Rebekah böylesine nezih bir ortamda bana hakaret mi edeceksiniz? Size hiç yakıştıramadığımı söylemek zorundayım"  Aslinda tam tersiydi zira Klaus bunu seviyordu. Rebekah'nın bu savunmacı, baş eğmeyen, tehditkar tavrı onu alevlendirmeye yetiyordu. Rebekah öfkelenip kendini yormak yerine Klaus'un anlayabileceği dilden konuşmanın daha akıllıca olduğu kanaatine vardı zira bu aşağlık adam yüzünden kendisini üzmenin hiçbir faydası olmayacaktı.
Alaycı bir gülümsemeyle
"Benim bir taşra kızı olduğumu unuttuysanız hatırlatmak isterim Lordum"  Genç adam bu alaycı tavır karşısında meydan okurcasına
"Nasıl unuturum Leydi Rebekah" dedi ve genç adamın sesine yansıttığı fark edilir ima, genç kadının bütün vücuduna bir sıcaklığın yayılmasına neden oldu. Kan akışı hızlanmıştı ve bu onu rahatsız etmişti. Ancak gördüğü kadarıyla Lord Salvatore bu durumdan oldukça hoşnuttu.
Ve bu onun tepesini attırmıştı bile. Lafını esirgememeyi planlıyordu, bu nedenle

"Ah buna seviniyorum zira sizi yeniden harekete geçiren bazı duygular nedeniyle sıkıntı içerisinde olduğunuzu görmek beni eğlendiriyor" dedi tüm cesaretiyle.  Genç kadının bu lafı ona tokat gibi gemiş olabilirdi. Genç adam afallayarak dans etmeye devam ederken kendine gelmeye çalışıyordu. Gözden kaçırdığı bir şey olduğunu anladı Klaus Salvatore. Rebekah zekiydi, Ah tabi ki bunu aylar öncesinden beri biliyordu ancak az önce gösterdiği cesaret, genç adamı şaşkına uğratmayı başarmış aynı zamanda sinirlendirmişti de.

"Siz Leydi Rebekah..." dedi ve  biraz daha kendine çekti genç kadını sertçe. Klaus'un öfkeli halini gören Rebekah, keyifle gözlerini kırpıştırdı.
"Lord Salvatore, dans etmekte olduğunuz genç hanıma hakarette mi bulunacaksınız? Söylemeliyim ki, sizin gibi bir beyefendiye yakıştıramadım" dedi muzip bir tavırla.  Klaus bir an da karşısındaki  küstah kadını kolundan çekerek bu aptal balo salonundan çıkarıp deli gibi öpmek istedi. Tanrı şahidi olsun ki bunu yapmak istiyordu, herkesin canı cehenneme! Diye düşündü Klaus. Kimse umurumda değildi, ihtiyacı olan tek şey kollarındaki güzel Rebekah'dı. Gözlerini genç kadının dudaklarına kaydırdı.

"Rebekah" diye mırıldandı ve neyseki dans müziği sona erdi.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BEYAZ KALIN BİLEKLER (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin