Bölüm 10: Çok Geç Olmadan

51.6K 4.6K 622
                                    

Kutlu sarmaşıkların olduğu yere doğru giden patikada yürürken istemsizce dudaklarını yaladı. Asel'i ilk defa o soğuk günde yarı ölü şekilde bulduğu gün öpmüştü. O günden itibaren yeniden bunu yapmak için can atmıştı. İşte şimdi kızda iyi hatıralar bırakıp, dudaklarından bir öpücük çaldıktan sonra yapması gerekeni yapacak o buluşma yerine gidecekti. Bir yanı ise Asel'in yanına dönmek istiyordu. Bu kız resmen onu uyuşturuyordu. Evet ona değer veriyordu ve Orkun'un Asel'le konuşmuş olması aklına geldikçe öfkesi bedenine sığmıyordu. O kurnaz adamın bir şeyleri çözmesi için zamana ihtiyacı yoktu. Asel' in, Kutlu için ne kadar değerli olduğunu anladığında canını yakmak için onu kullanacağından hiç ama hiç şüphe etmiyordu. Ne yapacağını beklemeden önünü kesmeliydi. Artık kimse onun yüzünden zarar görmemeliydi. Bedeli ne olursa olsun hayatında deli gibi korumak istediği biri vardı artık. Korumak istediği tek kişi Asel'di. Kendi kendine gülerken elini bilinçsizce saçlarının arasında gezdirdi. Genç kız resmen kanser gibi ilerlemiş vücudunda. Sessizce. Gizlice. Daha ne olduğunu anlamadan Kutlu'nun kalbinde yer edinmişti. Oysa genç adam kimseye böyle duygular besleyeceğini tahmin etmezdi. Yine de bu duyguları hissettiği kişi olduğu için inanılmaz rahattı. Eğer Asel tamamen masum ve iyi biri olsaydı ona yaklaşamazdı. Çünkü onunda iyi ve masum olduğu söylenemezdi. Bu yüzden genç kızla tahmin ettiğinden daha çok uyuşuyordu.

Taksi, varmak istediği yerin yakınına geldiğinde şoföre fazla para vererek araçtan indi. Sözleştikleri depoya ilerlerken aklında hala Asel vardı. Zaten başka bir şeyi de düşünmek istemiyordu. Sahi genç kızı böyle düşünmeye başlamıştı? Tatilde mi?

Kesinlikle hayır.

Onu karda yarı baygın bulunca öldü diye korkmuş, bilinci yerine geldiğinde de yaşıyor diye sevincinden kızı öperken bulmuştu kendini. Ama içindeki duygular o zaman başlamamıştı. O gece babasının önüne atlayıp onu savunduğu zaman değişmişti duyguları. O günden sonra onun için karanlıkta duran, umursamadığı Asel birden parlamaya başlamıştı.

Şimdi daha iyi anlıyordu her şeyi.

Ondan hoşlanmıyordu.

Ona delicesine aşıktı.

Yıllarca yanı başında duran ve her Allahın günü yüzeyselliğinden dolayı nefret ettiği kıza son bir ayda aşık olmuştu.

Sonunda deponun bulunduğu patikaya geldiğinde durup nefesini dışarı verdi. Aklında ki düşüncelerden sıyrılıp kendini biraz sonra olacaklara karşı zihinsel olarak hazırlamaya çalıştı. Ardından son hesaplaşmalarını yapmak için yürümeye başladı.

********************************

"Sence nerededir?" Seren taksinin arka koltuğuna yerleşip kapıyı kapatmıştı. Taksiye zor sığmışlardı ama kimsenin bu durumdan şikayet edecek hali de yoktu zaten. Tek amaçları Kutlu'ya bir şey olmadan ona ulaşabilmekti.

"Bilmiyorum." Ulaş'ın cevabı oldukça basitti. Fazla basit. Seren sinirlenmeye başlamıştı.

"Bilmiyor musun? O zaman neden doluştuk taksiye?" Öyle çok bağırmıştı ki yanında oturan Yeliz kulaklarını tıkayarak yüzünü buruşturdu. Genç kız geçirdikleri her dakika da Kutlu'nun ondan giderek uzaklaştığını hissediyordu.

Onu kaybedemezdi. Bu kadar yaklaşmışken ellerinin arasından gitmesine izin veremezdi.

"Bilmiyorum yerini" diye tekrarladı Ulaş. Sanki Seren'in sabrını ölçmeye çalışıyordu. "Ama bu öğrenemeyeceğim anlamına gelmez." Bu durumda bile adamın bilmece gibi konuşması kızın sabrını zorluyordu. Ulaş ise sakin bir tavırla telefonunu çıkarıp genç kıza doğru salladı. "Ondan habersiz telefonuna takip uygulaması indirdim." Dedi ve diğerlerine baktıktan sonra bakışlarını elinde ki cihaza sabitledi. Telefonuyla uğraşırken konuşmaya da devam ediyordu.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin