Bölüm 61: İttifak!

42.1K 3.8K 475
                                    

"Şu lanet telefonu aç artık." Kutlu, elinde sıkıca tuttuğu telefonu ile yurdun giriş kapısında mekik dokuyordu. Elini o kadar sıkmıştı ki telefon bir an sonra elinde parçalara ayrılabilirdi.  Nasıl o adam Seren'in telefonunu açabiliyordu? Gecenin bir vakti neden kızın yanındaydı? Kutlu daha sabah genç kız ile oldukça güzel bir vakit geçirmişti. Onun hemen Orkun'un yanına gitmesi kanının damarlarında hızlı akmasına neden oluyordu. 

Genç adam telefonun ekranına baktı. Kız açmadan arama sonlanmıştı. Küfür ederek tekrar aramaya başladı. Bir yandan bahçeden çıkmak için gizli kapının olduğu yere yürüyordu. Taksi gelene kadar durmadan Seren'i aramaya devam etti ama telefonu açan olmadı. Orkun'un, genç kızın yanında oluşu zaten sinirden aklını kaybetmesine neden olacaktı. Birde telefonu açmayarak iyice genç adamı öfke krizlerine sokuyordu. Taksinin ışıkları gecenin karanlığını yırttığında koşar adım araca doğru ilerledi. Geç kalmadan onları bulmak istiyordu. Onların nerede olduğunu bilmese de genç kızın evinin önünde bekleyecekti. Elbet evine gelecekti. Kutlu kendini durmadan teskin etmeye çabalıyordu. Yoksa içinde var olduğu durum delirmesine neden olacaktı.

Araç yola çıktığında bunca zaman kıza neler yaptığını düşündü. Resmen Asel'i öperek genç kızda ki son kredisini harcamıştı. Asel onun için boş bir kabuktan ibaretti ama Seren'in gözlerine her baktığında sevdiği kadını tekrar ve tekrar görüyordu. Yine de genç kızın kalbini kırmıştı. Belki de bunları yaşamayı hak ediyordu. Onca zaman kararsızlığı yüzünden Seren'i kendinden uzaklaştırmıştı. Aşık olduğu kişinin Asel olmamasına rağmen sırf görüntüsü yüzünden uzun zaman onun yanından ayrılamamıştı.

'Allahım ne olur Seren vazgeçmesin.'

Okul ve Seren'in mahallesinin arasında ki mesafe de Kutlu ölüp ölüp dirilmek deyimini tam anlamıyla yaşadı. Bırak Orkun'u hiçbir insanın Seren'e kendinden daha fazla yakın  olmasını istemiyordu. Genç kız ve o birbirleri için yaratılmıştı. Onun futbol oynarken nasıl gülümseyip kendine baktığını hatırladı. Resmen bir güneş gibi parlıyordu. 

Eğer Asel'in bedenin de olmadan onunla tanışsaydı kesinlikle ilk görüşte aşık olurdu. Şimdi ona dokunmadan duramıyordu. Resmen ellerini tutmak için yanan avuçlarını zapt etmek zorunda kalıyordu. Okulda gördüğü Asel ise ona oldukça uzaktı. Şuandan sonra genç adam kıza kendini affettirmenin yolunu bulmalıydı. 

Taksi tam mahalleye yakınlaştığı sırada kaldırımda ağır adımlarla yürüyen kızı gördü. Bu kesinlikle Seren'di. Hemen taksiyi durdurup bekledi. Yanına gitmek için delirmesine rağmen şimdi gerekli cesareti bulamıyordu. Araçtan inerek onu takip etmeye başladı. Bacakları öyle güçsüzleşmişti ki kendini kızın yanına taşıyamıyordu. Bu yüzden takip mesafesini bilerek uzak tuttu. Onun kendisini böyle aciz görmesini istemiyordu.

Seren ise giderek ondan uzaklaşıyordu.

Kız apartmanına girdiğinde, Kutlu sokağın başında ki duvara yaslandı. Onun kalbini kazanmak tahmin ettiğinden daha zor olacaktı.

***********************************

"Seren seni son zamanlarda böyle düşündüren ne?" Ece elinde ki meyve suyuyla, camdan dışarıya dalgın bakışlarla bakan arkadaşının yanına oturdu. Onun bu hali artık gözden gelinmeyecek bir hal almıştı.

Seren, arkadaşının sorusu karşısında gözlerini kırpıştırdı. Ece'ye yalan söyleyerek vakit kaybetmemeye karar verdi.

"Bazı şeyleri arkamda bırakmam gerekiyor ama ben onları her daim yanımda taşıyorum. Bu da benim kalbimi kırıyor." Seren nefesini dışarıya bıkkınlıkla üflerken pencerenin pervazına yaslandı. Bahar havası bile onu mutlu etmeye yetmiyordu.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin