Bölüm 45: Kurtar Onu

39.5K 4.5K 571
                                    

Y.N. Neden sizi bekletmeye kıyamıyorum? Kitap bitti bitecek ama duramıyorum😑 Benim bu kadar seri çalışmama ne olur oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Seviliyorsunuz
———

Uzun bir düşüşten sonra...

Asel aniden gözlerini ardına kadar açtı.

Hastanenin beyaz tavanına bakarak kısa bir süre neler olduğunu kavramaya çalıştı. Neler oluyordu. Beyni panik halindeydi ama neden böyle olduğunu bilmiyordu. Hastanede olduğu için olabilir miydi? Hayır, daha farklı bir şey vardı. Az önce yeşil bir alandaydı. Evet. Hatta şelalenin sesini hayal meyal duyabiliyordu. Orada biriyle konuşuyordu.

Kimdi o?

Kimdi?

Sonra birden kahkaha seslerini silikte olsa duydu.

Ah evet Seren'in yüzünü hayal meyal zihninde canlandırdı. Ona bir şey demişti. Genç kızı korkutan, endişelendiren bir şey.


Kulağında söylenen son cümlenin yankısını tekrar duydu.

"Hoşçakal Asel. Hoşçakal kardeşim."

Onu bırakmıştı. Bir daha dönmemek üzere orada kalmıştı. Genç kızın dudaklarından korkunç bir çığlık döküldü.

"Hayıııııııırrr"

O sırada koridorda olan Kutlu, Görkem ve Zehra cam olan bölmenin önüne geçti. Kutlu'nun yüzünde oluşan gülümseme yavaş yavaş solmaya başlamıştı. Çünkü kız aklını kaçırmış gibi durmadan çırpınıyordu. İçeride ki iki hemşire onu kollarından tutmuş zor zapt ediyordu.

"Hayır, ne olur bırakın beni. Ölüyor. O ölüyor." Bir yandan çaresizliği için, bir yandan da her hareket ettiğinde acıyan canı için çığlık atıyordu. Sonunda bir kolunu hemşireden kurtarmış diğer kolunda ki serumu koparıp atmıştı. O anda Kutlu ve Görkem içeri girdi. Asel bir süre şaşkın bir halde ellerine baktı. Kendi bedenine dönmüştü. Seren gerçekten yaşamaktan vazgeçmiş olabilir miydi?

"Asel bebeğim ne olur yapma." Kutlu açık kapıdan sıyrılarak genç kıza sarıldı. Ona bir şey olacak diye çok korkmuştu. Şimdi iyi olması onun için tarifsiz bir mutluluktu. Yaşadıkları ağır geldiği için bu denli ağır bir kriz geçirdiğini düşünüyordu genç adam. Fakat birden kızın onu itmeye çalıştığını fark etti. Güçsüzdü ama onu itmeye çalışıyordu.

"Bana dokunma sakın. O ölüyor ve sen bana sarılıyorsun." dedi feryat edercesine. Gözyaşları yanaklarından boynuna durmadan akıyordu. Sanki delirmiş gibi gözlerinde tuhaf parıltılar vardı.

Kutlu şaşkın bakışlarla ona büyük bir öfkeyle bakan kızı inceledi. Ne olmuştu ona böyle? Neden yüreğinde bir şeyler onu huzursuz ediyordu.

Asel genç adamı umursamadan arkada dikilen Görkem'e döndü. O kızı bulabilirdi. O da burada hastanede bir yerdeydi. Emindi buna. O melek olacak karı mutlaka onları bir araya getirmişti.

Doktor ve daha çok hemşire içeri girdiğinde onu iki kolundan yakalayarak yatağa sürüklemeye başladılar. O ise durmadan çırpınıyordu ama kırıkları yüzünden vücudunu tam olarak kullanamıyordu. Üstelik her hareket ettiğinde artan acısı onu bayılmanın eşiğine getirmişti.

Bakışları bir anda Görkem ile birleşti. "Onu kurtar Görkem. Ne olur Seren'in ölmesine izin verme!" Asel öyle yüksek sesle bağırıyordu ki sesi çatallaştı. Bir yandan hemşireler onu sabit tutmaya çalışırken doktorda sakinleştirici iğne yapmakla meşguldü.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin