Bölüm 41: Uyan Deli Kız Uyan

39.5K 4K 436
                                    

"Asel. Seren. Asel. Ne olur beni bırakmayın..." Genç adamın dudaklarının arasından çıkan acı yüklü feryat hastanenin koridorunda yankılanarak kayboldu. Asel, sedye üzerinde ameliyathanenin kapılarının ardında gözlerden uzaklaşırken Sedat avuç içlerini başının iki yanına bastırarak perişan halde koridora çöktü.

Onu kaybedecekti.

Hem onu hem de kız kardeşini.

Gözlerinden akan yaşları hissettiğinde elini ağır ağır uzatarak yaşları sildi. Parmak uçlarında ki ıslaklığa şaşkın gözlerle bakıyordu. En son ne zaman ağlamıştı ki? Hatta daha hayatında kaç defa ağlamıştı? Asel kısa zamanda bu kadar önemli biri mi olmuştu hayatında? Evet. Öyle olmalıydı. Elini kalbinin üstüne koydu. Yoksa böyle canı acımazdı. Seren ve Asel. İkisini de kaybetmek istemiyordu. Kardeşinin bedeninde olan Asel'di fakat ama ya kendi bedenine geçer ve ölen kişi Seren olursa? Sedat hızla duvara yumruk attı.

Koridorun diğer ucunda hızla ona doğru koşan ayak seslerini duyunca ayağa kalktı. Abileri ve babası olayı duyunca hemen hastaneye gelmiş olmalıydılar. Hepsi endişe ile Sedat'a bakıyordu. Hala yüzü ıslak olduğu için ağladığı belli oluyordu. Diğerleri ondan kötü haberi bekler gibi bir halde baktı. Sedat birden öfkelendiğini hissetti. Onlara olduğu kadar az önce düşündükleri için kendine de öfkeliydi. Asel'i ve kız kardeşini kaybedeceğini nasıl düşünmüştü ki?

"O ölmedi." Sesi sakin çıksa da öfke doluydu. Aileden olmaları önemli değildi onları sağlam bir şekilde dövebilirdi.

Babası hüzünlü gözlerle oğluna baktı. Son yıllarda iyice çökmüştü. Bir zamanlar Sedat'ın hayranlık duyduğu güçlü, kaslı vücudu gün geçtikçe eriyordu. "Oğlum bu başına gelen ikinci kaza. Biz sadece.."

"Öldüğünü düşündünüz değil mi?" Sedat kalan aile üyelerinin hepsine tek tek baktı. Evet, hiçbiri Sedat'ın bildiklerini bilmiyordu bile. O şimdi hem Asel için hem de kız kardeşi için endişeleniyordu. Birden babasına doğru tehditkâr bir şekilde yürümeye başladı.

"Babasın sen! Kızının ölme ihtimalini bile düşünmemen gerekirken sen onun ölümünü çoktan kabul etmiş görünüyorsun."

En büyük abisi birden ikisinin arasına girerek kardeşini uzaklaştırdı.

"Bir an önce sakinleş Sedat. Burada kavga ederek hiçbir şey elde edemezsin."

Genç adam iki adım gerileyerek abisinin ellerinden kurtuldu. Gözlerinde hala yoğun öfke bulutları geziniyordu. Diğerlerine arkasını dönerek ameliyathanenin kapısının yanına oturdu. Onun için oldukça uzun ve acı dolu bir gece olacaktı.

"Delireceğim. Resmen delireceğim. Bir ameliyat neden bu kadar uzun sürer?"

Sedat durmadan koridorda volta atarken bir yandan da söyleniyordu. Kafayı kırmak üzereydi. Hastaneye geleli kaç dakika olmuştu ama dışarıya kan almak için çıkan hemşire dışında kimse görünmemişti. Gerçi hemşireye birçok soru sormuştu ama tek kelime cevap alamamıştı.

"Sedat ameliyat başlayalı daha 1 saat oldu. Riskli bir ameliyat yapılıyor. Bu yüzden uzun sürmesi iyi bir şey. Umut var demek. Anlıyorum üzgünsün ama biraz sakin olmayı deneyemez misin?"

Genç adam abisinin söylediklerini umursamadan volta atmaya devam etti. Diğerleri onun endişesini anlayamazdı. Sevdiği kadını kız kardeşinin bedenin de olduğunu bir tek kendi biliyordu. Bir beden de iki kişinin hayatının söz konusu olduğunu bilen tek kişiydi.

"Allahım neden ben değil, o? Her şeyi yaşamaya razıyım ama bana onun ve kız kardeşimin ölümünü gösterme."

"Bazen sadece kaderini yaşarsın Sedat."

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin