Bölüm 26:Karanlıkta Uzanan Ölümün Eli

41.6K 4.1K 602
                                    

Seren odasına girdiğinde durmadan öğürmeye başladı. Stresten midesi kasılıyordu. Dizleri ve elleri titrerken telefonun ekranında açık olan mesaja tekrar baktı.

Asel'in babası yaşıyordu.

Gerçekten yaşıyordu ve ona ulaşmayı başarmıştı. Ne yapmalıydı? Hemen Asel'i aramak için kendi numarasını tuşladı. Fakat daha çalmadan hemen kapadı. O ne diyecekti ki? Tüm aileni katleden ve seni öldürmek için zamanında hapisten kaçan baban beni –daha doğrusu seni- buldu mu diyecektim?

Birden kapıya yaklaşan ayak seslerini duyunca koşar adım banyoya geçti ve kendini içeri kilitledi. Şuan bu haldeyken kimse ile görüşemezdi. Klozetin kapalı kapağının üstüne oturup tırnaklarını yemeğe başladı. Adam numaraya kadar bulduysa okuduğu okulu, evini de biliyor olmalıydı. Asel'e anlatamazdı belki ama annesine her şeyi anlatabilirdi. Hem kadın savcıydı. Ne de olsa yapılması gerekeni bilirdi. Bulduğu çözümden dolayı ağır ağır başını salladı.

Seren telefonun kilidini açarak bir süre ekrana baktı. Eğer burada konuşursa sesi duyulabilirdi. Oturduğu yerden kalkarak ayna da kendine baktı. Yüzü bembeyaz, gözleri korku doluydu. Diğerlerinin ona ne olduğuna dair soru sormamasını istiyorsa görünümünü düzeltmeliydi. Bu yüzden kıyafetlerini hemen değiştirerek kendini duşun altına attı. Soğuk suyu açtığında vücudu bir an şok yaşasa da hemen kendine gelmişti. Banyodan çıktığında titriyordu fakat görünümü öncekinden daha iyiydi. Üniformasını giydikten sonra odaya geçti. Endişelendiği gibi olmamıştı çünkü onu görecek kimse yoktu. Yine de yatakların olduğu bölüme de bakarak etrafı kolaçan etti. Normalde olduğundan daha gergindi.

Telefonunda Asel'in annesinin numarasını bularak aradı. Derin nefes alıp verirken kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Parmak uçlarından başlayarak bedeni uyuşmaya başlamıştı. Bu bedenin verdiği tepkiler Seren'i her zaman hazırlıksız yakalıyordu. Telefon daha ikinci çalışta açıldı.

"Efendim güzel kızım."

Seren konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes aldı. Nasıl konuşacağını bilmiyordu ama zaman kaybetmeden konuya girmeye karar verdi.

"Anne...Sana söylemem gereken bir şey var."

Hattın diğer ucunda ki kadın da kızın ciddi ses tonuna karşılık aynı ciddiyetle cevap verdi.

"Ne oldu Asel? Bir sorun mu var?"

Seren tekrar susarak etrafı dinledi ama kimsenin sesini duyamadı. Bir an önce anlatmalıydı.

"Anne o adam bana mesaj attı." Dedi sesinin titremesine engel olamadı. O, Asel değildi. Bu tehdit onu ilgilendirmiyordu ama şuan hedef olan kişinin bedeninde kendisi vardı ve bu ölümcül tehdit kanının donmasına neden oluyordu.

Kadın korkuyla nefesini içine çekti. Genç kızın kimi kast ettiğini anlamış hangi adam diye sormamıştı bile. Bir kaç saniye sonra konuşmaya başladı.

"Bana mesajın ekran görüntüsünü gönder ve kesinlikle okuldan bir yere ayrılma. Ayrıca ne olursa olsun adamın telefonlarını açma. Bir de seninle iletişime geçerse bana hemen haber veriyorsun." Dedi hızlı hızlı. Bir yandan da yürüyor olmalıydı çünkü zemine vurduğunda topuklarından çıkan ses genç kıza kadar ulaşmıştı.

Bir çırpıda bütün her şeyi sıralamış, Seren'e bir saniyelik bile konuşma hakkı vermemişti. Genç kız en son kadının dediklerini onaylayarak telefonu kapattı. Evet, artık biraz olsun rahatlayabilirdi. Hem okuldan da çıkmayacaktı ne de olsa. Yine de içi huzurlu değildi. Asel'e haber vermek istiyordu ama belki de adam yakalanır ya da onunla bir daha iletişime geçmezdi. O zaman genç kızı da endişelendirmesine gerek kalmazdı. Çünkü Asel'in hayatını böyle olumsuz etkileyen bir adamın onunla iletişime geçmesini kaldırmayabilirdi.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin