Bölüm 55: Eski Hayata Yeni Bir Başlangıç

44K 4.2K 763
                                    

"Artık trafik kazası geçirme alışkanlığından vazgeçmelisin." Ece işaret parmağını uyarı anlamında genç kıza sallayarak nasihat veren nineler gibi durmadan konuşuyordu. Hatta belki de tanıştıkları andan itibaren en uzun konuşmasını yapmıştı. Yüzünde ki kasılmadan kendini gülmek için zor tuttuğu da açıkça belliydi. Seren onun bu konuşmadan eğlendiğini açık bir şekilde görebiliyordu.

Seren sırt çantasının sapını omzunda sağlam bir yere çekerken Ece'ye bilmiş bir tavırla baktı. "Ah bu huyumdan nasıl vazgeçerim bilmiyorum. Dört ayda bir aracın önüne atlayasım geliyor." Seren iki yanında yürüyen Narin ve Ece ile kahkahalara boğulurken karşısına aniden Kerem çıktı. Yüzünde endişeli bir ifade vardı ama Seren buna dikkat etmemişti. Yılların vermiş olduğu alışkanlıkla adama sağlam bir yumruk savurdu. Her zaman onun yumruklarından kaçınan Kerem ise bu sefer gözünün üstüne yumruğu yemişti.

"Ahhh..." diye bağırdı. Sesi etrafta yankılanmıştı.

Seren şaşkın bir halde gözünü tutan Kerem'e baktı. Onun neden kendisine vurduğunu anlamıyordu.

"Upsss. Kerem neden kendini savunmuyorsun oğlum?"

Genç adam eliyle gözünü ovuştururken diğer sağlam gözüyle kıza öfke dolu bakışlarla baktı. "Kızım senin ayarın yok mu? Geçen sana vurduğum için bana yapmadığını bırakmamıştın. Şimdi yaptığına bak." Kerem elini hızla indirip kızı iki yanından yakaladı. Şimdi yüzünde yer alan ifade tamamen değişmişti. Bu ani değişiklik kızı da şaşırttı. Gözü de darbenin etkisiyle yavaş yavaş şişiyordu ama genç adamın umurunda değildi. Gözlerinde yer edinen tek şey endişe idi. Seren'i sağa sola döndürerek bir şeyi olup olmadığına baktı. Gördüklerinden memnun kalmış olacak ki yüzü rahatladı.

"Şükürler olsun iyisin."

Seren hızla gözlerini kırpıştırdı. Ne oluyordu bu adama böyle? Sonra aklına gelen şey yüzünden kendine küfür etti. Asel, ona Kerem'in duygularından bahsetmişti. Tam bir oduna yakışır davranarak söylenenleri unutmuş, üstelik adamada vurmuştu. Onun bu hali ne olacaktı acaba? Belli ki yalnız kalacaktı. Elinde ki adamı bile tutmayı başaramamıştı ne de olsa.

Genç kız geriye doğru iki adım atarak Kerem'in oluşturduğu fazla samimi alandan kurtuldu. Nedense bir an boğulacağını hissetmişti. "İyiyim beni merak etme." Adamın konuşmasına da fırsat vermeden Ece ve Narin'i kolundan yakalayarak onları da kendisiyle birlikte okula sürükledi.

Gelen Nisan ayıyla beraber havalarda artık daha sıcak ve açıktı. Seren sınıfının penceresinden dışarıya bakarken camın pervazına tutunup öne doğru eğildi. Gözlerini kapayıp baharın ve güneşin kokusunu ciğerlerine doldurdu. Bahçe de beden dersine hazırlanan öğrencilerin futbol oynadıklarını gördü. Birden yüreği özlem ile dolmuştu. Son kazada bedeninin aldığı darbe yüzünden artık futbol oynaması mümkün olmayacaktı. Manzaradan istemese de gözlerinin kaçırdı. Gözyaşları gözlerine dolarak onu hazırlıksız yakalamıştı. Oysa o geceden sonra ağlayacağını düşünmemişti. Göz yaşları tükendi sanmıştı.

Önceden önem verdiği tek şey futboldu.

Şimdi ise...

Başını sağa sola sallayarak beynine tutunan düşüncelerden kurtuldu. Lunapark faciasının üzerinden sadece iki gün geçmişti. Kutlu ona ulaşmak için bir şey yapmamıştı ama böylesi Seren'i daha iyi hissettiriyordu. Tekrar tekrar konuşulsa da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Tüm bunları düşünmekte genç kıza zarar vermekten öteye geçemiyordu.

Artık kabullenmeliydi. Kutlu geçmişte kalmıştı.

Onu geçmişte bırakırken kendi benliğinden büyük bir parçayı da geride bırakmıştı.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin