Bölüm 39: Hiç Olmadığı Kadar

39.4K 4K 394
                                    

"Ne yemek istersin?" Sedat ve Asel bir süredir sokakta yürüyorlardı. Genç adam hışımla kızı dışarı çıkarmıştı ama şimdi ne yapacağını bilmiyormuş gibi bir hali vardı. Durmadan sağa sola bakıyor. Ellerini nereye koyacağını bilmiyormuş gibi hareket ediyordu. "Seren olsa cupcake yiyeceğini biliyorum ama senin ne sevdiğini bilmiyorum." dedi bir anaokulu çocuğunun masumiyetiyle.

Asel, genç adama baktı. Kerem ile konuştuktan sonra ruhu karamsar bir hale bürünmüştü ama şimdi yağmur kokan loş caddede yürürken Sedat'ın yanında olmak kendini huzurlu hissettiriyordu. Üstelik genç adamın onu tanımak istediğini anlayınca ruhu kıpır kıpır olmuştu. Sedat gerçekten onu rahatlatmak için ilgileniyordu. Şimdi kış havası daha güzel kokuyor ve hayat muhteşem hissettiriyordu. Sadece bir adamın bu kadar ruh halini değiştirmesi ona imkansız geliyordu. Son dört gündür hayatında yer alan kara bulutlar yavaş yavaş kaybolurken şımararak Sedat'ın koluna girdi. Adam önce şaşkın halde kıza baksa da sonra gülümsedi.

"Seren'in bu tarz hareketler yapmasına alışkın değilim." Dedi sonra kızı gücendirmemeye çalışarak.

Asel ise kocaman gülümseyerek beresini biraz daha aşağıya indirdi. "Sen birde kendi bedenime geçince neler yapacağımı gör." Dedi fakat daha adama bakamadan ayağı kaymış son anda Sedat'ın onu toparlamasıyla ayakta kalabilmişti.

"Desene kendi bedenine geçince seninle çok işim var."

Asel, kollarını çekip üzerini düzeltirken adamın cümlesini içinde sindirmeye çalıştı. Kelimeler kulaklarından girip birer kelebeğe dönüştükten sonra midesinde dans etmeye başlamıştı sanki. Demek bedenler değişince de onun yanında olacaktı. Asel bir an önce hiç istemediği kadar kendi bedenine geçmek istedi.

"Ben hamburger yemek istiyorum." dedi hevesle. Aklında söylenecek çok şey vardı ama hiçbiri Seren'in bedenindeyken söyleyemezdi. Fakat sonunda kederi kaybolmuş, çocuklar kadar şen bir hale bürünmüştü. Uzun zamandır sırf formda kalmak için yemediği birçok şeyin tadına onunla beraber bakmak istiyordu.

"O zaman gidelim." Sedat gülümsediği anda Asel nefesinin kesildiğini hissetti. Bu öyle bir gülümsemeydi ki kavurucu sıcakta yağan ılık yağmurun ferahlık hissini yaratıyordu insanın ruhunda. Bu adam onun ölümüne neden olacaktı. Yeniden bir an önce kendi bedenine geçmeyi diledi.

Beraber yedikleri yemek sonra sokakta yürürken Asel kollarını gökyüzüne doğru uzatıp bedenini esnetti. Bu akşam hayatının en harika akşamıydı. Emanet hayatı ilk defa onu korkutmuyor aksine heyecanlandırıyordu. Sedat ile aralarında bir şey olmamasına rağmen yine de mutluydu. Zamanı gelince elbet kendi bedenine dönecekti.

Dönecekti değil mi?

Genç adam onu düşüncelerinden uyandırmak için parmağı ile anına vurdu. "Gözlerin açıkken bile rüya görüyorsun." Dedi o insanı büyüleyen sesi ile. Adamın bütün hareketlerinden karizma akıyordu. Giydiği spor kıyafetler, kısa kesilmiş saçları öyle hoştu ki Asel hayatı boyunca onun gibi bir adamla karşılaşmadığını biliyordu.

Asel alnını ovuştururken gözlerini hızla kırpıştırdı. "Umarım hayal olarak kalmaz." dedi kız ciddi bir ses tonuyla. Çünkü onunla ilgili oldukça uzun bir zamanı kaplayacak hayalleri vardı. Bir süre daha sessizce yürüdükten sonra Sedat huzursuz bir şekilde boğazını temizledi.

"Söylesene kardeşim nasıl?"

Asel, soruyla birlikte kalbine bir ağırlık çöktüğünü hissetti. Sedat'ın yanında olduğunda adamdan resmen büyülendiği için yapması gereken aramayı yine unutmuştu. Seren kim bilir ne haldeydi ve sorunlarla uğraşıyordu. Asel Demir belki beden değiştirmişti ama hala bencilliğinden bir şey kaybetmemişti.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin