Bölüm 36: Bir Anlık Hata

38.1K 3.9K 306
                                    

Kış mevsimi olduğu için hava çoktan kararmaya başlamıştı. Yurt binasının önünde Asel'in dışarı çıkmasını bekleyen Kutlu durmadan volta atıyordu. Gözleri ise durmadan yurdun kapısındaydı. O an aklına yemeğe gittikleri akşam gelmişti. Asel'i gördüğü an nasılda etkilenmişti. Kız öyle sade, öyle güzeldi ki genç adamın boğazında bir ateş topu vardı sanki. Şimdi de onu uzun zamandır görmemiş olmanın verdiği özlemle kızın gelmesini bekliyordu.

'Bu kızın hazırlanması bu kadar uzun sürmezdi.' diye düşündü. Sonra da kendi kendine omuz silkti. Her ne olursa olsun onu beklemekten bile mutluydu. O kız kesinlikle onun bütün geleceğinde var olacaktı. Bırak saatlerce beklemeyi yıllarca beklerdi. Başını bahçenin diğer tarafına çevirdiğinde yanan farları gördü. Gerçi çağırdığı taksi gelmiş onları bekliyordu. Adamı bekletmemek için araca geçmeye karar verdi. Cebinden telefonunu çıkarıp genç kıza mesaj attı.

-Taksi geldi. Ben araca biniyorum. Hemen gel. Seni özledim.-

Gönder tuşuna bastıktan sonra telefonunu cebine attı. Tam basamaktan inmek için adım atacaktı ki karşısına mini minnacık bir kız çıktı. Tavırları oldukça ürkekti. Kutlu onu tanımıyordu. Onun birinci sınıf öğrencisi olduğunu düşündü. Zaten okuldaki insanları tanımak için hiçbir zaman uğraşmamıştı.

"Şey rahatsız ettiğim için özür dilerim." Dedi fısıltı halinde çıkan sesiyle. "Edebiyat öğretmeni seni çağırmamı istedi. Sanırım sınav kağıdınla ilgili sorun varmış." Bir yandan kitapları göğsüne bastırmış ve acelesi varmış gibi her an gitmeye hazır duruyordu genç kız.

Kutlu tek kaşını kaldırarak kıza baktı. Öyle bir hata yapmış olabilir miydi? Önceki sınavı aklına gelince avuç içiyle alnına vurdu. O zamanda sınav kağıdına adını yazmayı unutmuştu. Nefesini dışarıya üfleyerek saçlarını karıştırdı. Yapmış olabilirdi. Üstelik aklını kurcalayan önemli konular varken hata yapması daha kolay oluyordu. Şimdi gidip bununla uğraşması gerekecekti.

"Hoca beni nerede bekliyor." Bir an önce işi halledip Asel gelmeden geri dönebilirdi ne de olsa. Kız onu takip etmesini söylediğine arkasından yürümeye başladı. Akşam olduğu için okulda doğru düzgün kimse yoktu. Aslında hocanın bile bu saatte burada olması ona tuhaf gelmişti ama onların işine akıl sır ermezdi. Koridorun sonunda ki edebiyat sınıfına geldiklerinde kız başıyla içeriyi gösterdi.

"İçeride seni bekliyor."

Kutlu kapıyı açıp içeri girdi ama sınıf aydınlık olmasına rağmen bomboştu. Her şeyi anladığında ise artık çok geçti. Kapı arkasından hızlıca kapanıp kilitlendi. Bunu kim planladıysa genç adam onların tuzağına kolaylıkla düşmüştü. Bir sazan gibi onun için hazırlanan kafese adım adım gelmişti. Kapıya hızlı adımlarla yürüyerek tüm gücüyle kapıyı yumrukladı.

Kötü, hemde oldukça kötü bir şey olacağını biliyordu. Aceleyle cep telefonunu çıkardı. Fakat lanet telefon çekmiyordu. Bu sınıfa neden kilitlendiğini anlamak zor değildi. Okulda ki en kör alanlardan biri de bu sınıftı. Yine de pes etmeye niyeti yoktu. Kapıya giderek tüm gücüyle yumruklamaya başladı. Eklem yerlerinden kan akana kadar da yumruklamaya devam etti. Neden buradaydı? O an aklına gelen düşünce ile kanı dondu.

Asel.. Asel'e bir şey yapacaklardı.

"Kimse yok mu? Hey! Açın şu kapıyı." Bir yandan haykırıyor, bir yandan da acizliği yüzünden kendine küfür ediyordu. Nasıl bu kadar aptal olabilmişti? Asel'in ellerinin arasından kayıp gitmesine izin veremezdi. Öfkeyle, deli gibi kapıyı yumrukladı.

Bir süre durmadan bağırmasına karşın kimse karşılık vermemişti. Ardından cep telefonuyla odanın tüm köşelerini gezdi. Çekebilen bir bölge arama çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Başka bir çare olarak camdan atlamayı düşünmüş ama 3. katta olduğunu düşününce vazgeçmişti. Kolunu veya bacağını kırmak şuan işine yaramayacaktı. Sonunda başa dönerek kapıyı tekrar yumruklamaya başladı.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin